|

Erdoğan: Pensilvanya ile CHP muta nikahı kıydı

Başbakan Erdoğan, "CHP'li bir milletvekili çıkmış Twitter'da şunu söylüyor, 'CHP'nin yandaş televizyonunda, Pensilvanya'daki zat ve gazetesinin reklamlarını görmeye, F tipi televizyonlarda da adaylarımızın reklamlarını görmeye alışamayacağız' diyor. Zor bir nikah kıymışlar. Zor bir nikah, bu nikah. Son zamanlarda bir de biliyorsunuz, bizim inancımızda olmayan muta nikahını bu F tipi çok konuşuyor. Her halde bunların da siyasette şimdi bir muta nikahı oldu. Öyle anlaşılıyor" dedi.

Aa
00:00 - 19/03/2014 Çarşamba
Güncelleme: 13:27 - 19/03/2014 Çarşamba
Yeni Şafak
Erdoğan: Pensilvanya ile CHP muta nikahı kıydı
Erdoğan: Pensilvanya ile CHP muta nikahı kıydı

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Edirne'de partisinin Selimiye Meydanı'nda düzenlediği mitingde yaptığı konuşmada, "Biz artık ipin ucundakilerle uğraşmıyoruz, ipi elinde tutan asıl patronla uğraşıyoruz. Bizim taşeronlarla işimiz yok. CHP, MHP, BDP, bunlar Pensilvanya'nın şu anda taşeronu oldular" ifadelerini kullandı.

Başbakan Erdoğan, "Edirne, Osmanlı cihan devletinin başkenti Edirne. Fatih Sultan Mehmet'in doğduğu, Mimar Sinan'ın donattığı, Şükrü Paşa'nın kahramanlık destanı yazdığı ey güzel Edirne. Sen bu milletin iftiharısın Edirne" ifadelerini kullanan Erdoğan, "Senin türbelerinle gurur duyuyoruz, senin şehitliklerinle iftihar ediyoruz, senin köprülerinle, senin göğe yükselen muhteşem minareli camilerinle, senin Selimiyenle iftihar ediyoruz Edirne" diye konuştu.

Edirne'nin, Arda, Meriç, Tunca'nın suladığı bereketli toprakları, çalışkan, yiğit insanlarıyla gurur duyduğunu belirten Erdoğan, "Sana İstiklal Şairi Mehmet Akif'in o muhteşem ifadeleriyle sesleniyorum, 'Sen İslam'ın çelik gibi sağlam surusun Edirne. Sen şarkın mağrur yüzüsün Edirne. Sen Osmanlı'nın ikinci şahlanışı, dünyanın en bereketli şehrisin. Sen doğunun demir kilidisin Edirne" dedi.

Erdoğan, 30 Mart seçimlerinin Türkiye, millet, demokrasi için, en çok da Edirne için hayırlara vesile olmasını dilediğini söyledi.

Dün Çanakkale'de olduğunu, Çanakkale Deniz Zaferi'nin 99. yıl dönümünü kutladıklarını, şehitlikleri ziyaret edip Fatiha okuduklarını anlatan Erdoğan, bugün de Edirne savunmasında, Edirne'nin istiklale kavuşmasında, Kurtuluş Savaşı'nda, terörle mücadelede şehit olanları rahmetle yad ettiğini dile getirdi.

AK Parti'nin Edirne mitingine binlerce kişi katıldı
"Fetret dönemini Rabbim tekrar yaşatmasın"

"Rabbim inşallah bizlere tarihte yaşanan o acı hadiseleri tekrar yaşatmasın. Osmanlı'da yaşanan o fetret dönemini Rabbim tekrar yaşatmasın. Balkan faciası gibi acı hadiseleri, Edirne'nin işgali gibi o hüzünlü hadiseleri Allah bizlere inşallah tekrar yaşatmasın diye dua ediyorum" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Dün Çanakkale'de şehitlikleri ziyaret ederken, o korkunç saldırının olduğu mekanları ziyaret ederken, 99 yıl önce orada kahramanca savaşan Mehmetçiklerimizi yad ettim. Bir avuç buğdayla, bir kase buğday çorbasıyla günlerce idare etmek zorunda kaldılar. Düşmanın en modern silahları karşısında yetersiz toplarla, o eski tüfeklerle kahramanlık destanı yazdılar ama bizim Mehmetçiğimizde düşmanda olmayan bir şey vardı, 'İmandır o cevher ki ilahi ne büyüktür, imansız olan paslı yürek sinede yüktür.' Bizim Mehmetçiğimizde iman dolu yüreklerin inşa ettiği geçilmez, aşılmaz, çiğnenmez vatan sevgisi, bayrak sevgisi, millet sevgisi vardı. Çanakkale'deki, Edirne'deki şehitlerimizden ders alarak, onların hatırasına sahip çıkarak Türkiye Cumhuriyeti'ni daha ileri seviyelere taşımanın mücadelesini verdik."

Erdoğan, şehitliklerde mezar taşlarındaki isimlere baktığını ve bunun çok manidar olduğunu belirterek, "Memleketlerine baktım. İşte şehitlerimizin kardeşliği üzerine 77 milyonun kardeşliğini inşa etme mücadelesini verdik" diye konuştu.

"Hiç bir dönemde olmayan ilgiyi AK Parti iktidarında biz gösterdik"

Vatandaşlardan Edirne'deki, Çanakkale'deki şehitlikleri gezmelerini isteyen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Orada mezar taşlarında yazan isimlerde Türkiye haritasını göreceksiniz. Orada Kars var, orada Ardahan var, orada Van var, orada Edirne var, Tekirdağ var. Orada bakıyorsunuz Hatay var, orada Kahramanmaraş var, Rize var, orada Trabzon var, orada Samsun var, orada Kayseri var, ne ararsan hepsi var. Bitmiyor, orada Üsküp var, orada Batı Trakya var, onlarda orada. Gümülcine'yi görüyorsun orada. O insanlar yalnız bırakmadılar. Orada bakıyorsunuz Senegal'den gelen Müslüman var. Niye? Türkiye'deki Müslüman kardeşlerinin var oluş mücadelesinde onlar da yanında yer aldılar. Filistin'i görüyorsunuz, Mısır'ı görüyorsunuz, Suriye'yi, Irak'ı, Bosna Hersek'i görüyorsunuz. Makedonya'dan gelenleri görüyorsunuz, Bulgaristan'dan gelenleri görüyorsunuz. İşte neden bizim buralarla yakın ilişki içinde olduğumuzu anlıyor musunuz? Neden evladı fatihan olan şu Balkanlar'daki kardeşlerimizi ihmal etmediğimizi anlıyor musunuz? Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihinde hiç bir dönemde olmayan ilgiyi AK Parti iktidarında biz gösterdik. Öyle laf ola beri gele yok, turistik bir ziyaret değil, gittik oradaki yıkılan eserleri ayağa kaldırıyoruz. Biz gittik Bosna Hersek'te Mostar'ı ayağa kaldırdık, gittik Kosova'ya Murat Hüdavendigar'ı ayağa kaldırdık, Fatih Sultan Camisi'ni ayağa kaldırdık, Sinan Paşa'yı ayağa kaldırdık. Hala oralarda kervansarayları inşa ediyoruz. Tarihi neyse ona göre inşa ediyoruz."

Şehitliklerden bir mana daha çıkardıklarını vurgulayan Başbakan Erdoğan, "On binlerce şehidin uğruna can verdiği bu toprakların bağımsız olması, özgür olması, müreffeh olması gerektiği sonucunu çıkardık. İşte onun için 12 yıl boyunca çok çalıştık" dedi.

Erdoğan'ın, "Ben sizinle bugün tarihi bir sohbet yapıyorum, adeta miting değil sohbet. Niye biliyor musunuz? Başımızı iki elimizin arasına alalım, şöyle bir düşünelim. Bu CHP..." sözlerini, alandaki vatandaşlar yuhlayarak kesti.

Bunun üzerine Erdoğan, "Ama 'yuh' demek işi bitirmiyor. Sandıkların cevabı işi bitiriyor. Onun için bildiklerinizi bilmeyenlere anlatacaksınız. Bakınız, bunlar geliyor değil mi? Kılıçdaroğlu geldi, plan mı konuştu, proje mi konuştu? Bol bol yalan söyledi, iftira attı, fitne fesat, bunları yaptı. Buna sormak lazım, gönül veren CHP'li kardeşlerimize sormak lazım. MHP geldi mi bilmiyorum, onlara da sormak lazım, 'Kardeşim sizin planınız var mı, projeniz var mı, Edirne'ye bu yerel seçimlerde ne kazandıracaksınız' bunu söyleyin, bunu demek lazım. Bak ben size eserle konuşuyorum, planla konuşuyorum, projeyle konuşuyorum" diye konuştu.

"Türkiye artık kendi tankını üretiyor"

Başbakan Erdoğan, Edirne mitinginde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin, Altay adını verdikleri ana muharebe tankı projesiyle artık kendi tankını üretebilen ülke haline geldiğini söyledi.

"Atak adını verdiğimiz taarruz helikopteri projesiyle, şurada bir kaç gün içinde belki de artık seri üretimine başlayacağız, kendi helikopterimizi üreten bir ülke konumuna yükseldik" diyen Erdoğan, "Anka adını verdiğimiz insansız hava araçlarını artık kendimiz üretiyoruz. Bugün özel sektörle yaptığımız çok güçlü bir insansız hava aracının da Keşan'da test uçuşu var. Milgem Projesi ile şu ana kadar iki savaş gemisini tamamladık, denizlerimize yolladık. Bir tanesi şimdi Afrika yolunda. İki tane daha inşa ediyoruz" bilgisini verdi.

Türkiye'nin dünyada kendi savaş gemisini üretebilen 10 ülkeden biri olduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

"İlk milli uçağımız Hürkuş'u yaptık. Bu sene havalandı. Milli savaş uçağımızın ilk kavramsal tasarımlarını ayrıca tamamladık. İnşallah 2023'e kadar kendi milli savaş uçaklarını da imal eden bir ülke olacağız. Kirpi adını verdiğimiz Kara Kuvvetlerimizin zırhlı araçlarını biz üretiyoruz. Seyir füzelerini, tanksavar füzelerini, güdümlü roketleri artık kendi teknolojimizle üretir hale geldik. Hisar füzelerinin ilk atış denemesini başarıyla yaptık."

Erdoğan, AK Parti iktidarı döneminde yapılan ilk milli gözlem uydularına da dikkati çekerek, Göktürk 2'nin uzaya gönderildiğini, Göktürk 1 uydusunun da seneye uzaya gönderileceğini belirtti.

Uydu fırlatma merkezinin kurulması için etütlerine başladıklarını anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Askerimizin eline, Cumhuriyet tarihinde ilk defa milli piyade tüfeği veriyoruz. Önümüzdeki yıldan başlayarak en son teknolojiyi kullanan modern bir piyade tüfeğimizin üretimine geçiyor ve bunları birliklerimize dağıtıyoruz. Ankara'dan elektronik hat merkezimizin inşası devam ediyor ve seneye açılacak. 99 yıl önce silahı, bombası, mermisi olmayan süngüsüyle düşmana karşı savaşan kahraman bir ordumuz vardı. Bugün artık en modern imkanlara sahip hem de aynı şekilde kahraman bir ordumuz var. 12 yılda Türkiye'yi işte bu seviyelere biz taşıdık. Durmayacağız. 2023 yılına kadar çok daha büyük başarılara inşallah hep birlikte imza atacağız."

"Yalan söyleyen kişilere mi oy vereceksiniz"

"Bakın görüyorsunuz, ben size proje anlatıyorum, ben size yaptıklarımızı anlatıyorum. Hayal değil gerçekleri anlatıyorum. Kılıçdaroğlu ne anlatıyor? Anlatacak bir şeyi var mı? Olsa olsa SSK'nn genel müdürü olduğu zaman orayı nasıl iflas ettirdiğini anlatır" diyen Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

"O dönemleri hatırlıyorsunuz değil mi? SSK hastanelerinde çektiğimiz çileyi biliyorsunuz, değil mi? Hastan eczanesine iniyorduk, ilacımızı alabiliyor muyduk? Eczanede yarı ilaç var, yarısı yok. Peki şimdi istediğiniz hastaneye gidebiliyor musun, istediğin eczaneden ilacını alabiliyor musun? Ben şimdi sesleniyorum, Ey CHP'ye gönül veren kardeşim, Allah aşkına, siz esere mi oy vereceksiniz, size hizmet edene mi oy vereceksiniz, yoksa gelip meydanlarda ideoloji siyaseti yapan, hakaret siyaseti yapan, gerilim siyaseti üreten, iftara atan, yalan söyleyen, takıyye atan kişilere mi oy vereceksiniz? Allah insan için aklı verdi. Düşünmeyi emretti. Onun için akledenler için bizim inancımızda çok hikmetler var. Düşüneler için."

Alandaki bir vatandaşın, "Engellileri sadece siz düşündünüz" diye seslenmesi üzerine, Erdoğan, "Burada kardeşim bakın, oradan sesleniyor, 'engellileri sadece siz düşündünüz' diyor. Evet engelli bakım evlerinden tutunuz onlara eğitim yardımı varıncaya kadar, işe almaya varıncaya kadar, bugüne kadar gelen iktidarlar niye yapmadı? Bunu biz yaptık, biz yapıyoruz. Şimdi biz, bunların koltuğa oturduğu gibi bu koltukta değiliz" ifadelerini kullandı.

"İnsanlara koltuklar şeref kazandırmaz"

Önümüzdeki seçimde partisinin, birinci parti çıkmaması durumunda genel başkanlık görevini bırakacağını yineleyen Erdoğan, şöyle konuştu:

"Çünkü siyaset, başa oynamak için yapılır, millete hizmet için yapılır. O koltukları işgal etmek için yapılmaz. Bakınız şurada 4 yıldır genel başkan, Kılıçdaroğlu. 3 seçime girdi, 3 seçimde de bizim arkamızdan nal topluyor, nal topluyor nal. Buna sormak lazım, sesleniyorum, bu seçimde inanıyorum ki sen yine arkadan nal toplayacaksın. Ben bırakmaya hazırım sen de bırakmaya hazır mısın? Bırakamaz, çünkü koltuğun sıcağı onları bırakmaz. İnsanlara koltuklar şeref kazandırmaz. İnsanlar, koltuklara şeref kazandırır."

"Yine uçuk vaatler"

CHP Genel Başkanı'nın, mazotu 1.5 lira yapacağını söylediğini anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İnanıyor musunuz? Benim çiftçi kardeşim inanıyor musun? Geçen seçimlerde de çok attı, biliyorsunuz. İşte belediyelerde verdiği sözleri düşünün. Böyle vaatlerde bulunan partileri Türkiye çok gördü. 'Mazotun fiyatını indireceğiz' diye geldiler, ürün fiyatlarına fark vereceğiz dediler, her aileye maaş bağlayacaklardı, hikaye. Antalya'da gördük bunu, rezalet. Ama biz her aileye elhamdülillah maaşı bağladık, bunun yanında dul hanım kardeşlerime iki ayda bir 500 lira veriyoruz. Bakınız şimdi yine uçuk vaatler; şimdi bunlar nerede. Verdikleri eser var mı? Sürekli atıyorlar. Hayatları bunun üzerine inşa edilmiş."

"Silueti takım elbiseyle karıştırıyorlar"

CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayını eleştiren Erdoğan, şöyle dedi:

"Şimdi çıkmış İstanbul'a bir aday bulmuş, klasörün önünde resim çektirmişti, yolsuzluk klasörü. Onun önünde resim çektirerek ihraç etmiştiler, o zatı. İhraç ettikleri adamı İstanbul'a getirdiler, belediye başkan adayı yaptılar. Şimdi çıkmış, ne diyor, 'ben belediye başkanı olduğum zaman 3. köprüyü yıkacağım.' Bakıyorsunuz bir tanesi daha var, yıkacağım. Bir tanesi çıkıyor, Haliç'teki şu anda yapılmış olan Taksim- Yenikapı köprüsü için İstanbul'un siluetini bozuyor, diyor. Bunlar, herhalde silueti takım elbiseyle karıştırıyorlar. Çünkü bunların böyle bir şeyi yapmaya gücü yetmez. Ondan sonra gidiyor Galata Köprü'sünde balık tutuyor. Bi defa burada bizden önce balık malık yoktu ama biz geldik Haliç'i temizledik artık oraya balık geldi. Belediyecilik bizde, bizde. Bunların böyle bir derdi yok."

"Şimdi biz gümbür gümbür, ey Kılıçdaroğlu, ey Bahçeli, ey Pensilvenya, şunu bilmeniz lazım, biz eser siyaseti yapıyoruz" ifadelerini kullanan Erdoğan, şunları söyledi:

"Biz bu millete efendi olmaya gelmedik, hizmetkar olmaya geldik. Bu CHP, birinci köprü yapıldığı zaman İstanbul'a karşı çıkmıştı, ikinci köprüye, ona da karşı çıkmıştı, şimdi biz Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü yapıyoruz, ona da karşı çıktılar. Bu köprü, 4 gidişi var 4 gelişi var. Edirneli bundan çok istifade edecek. Ortasından da bu köprünün tren geçecek ve biz buraya cebimizden bir kuruş koymuyoruz. Burası 2.5 milyar dolara mal oluyor ve biz burayı 7.5 yıl süreyle işlettiriyoruz, 7.5 yıl sonra köprüyü devlet olarak devralıyoruz. Yap, işlet, devret. Aynı şekilde Marmaray, 153 yıllık ecdadımızın rüyasıydı. Bakınız, Marmaray'ı bitirdik ve hangi yüzle bu Marmaray'dan geçiyorlar. Ona da karşıydılar. Paralel yapıyla beraber bizi orada çok engellediler, gösteriler yaptılar, şöyle böyle vesaire. Geçenlerde 2 gün ağır sis oldu, İstanbul'da günde 300 bin kişi geçti oradan. Şimdi, onun güneyinde, yine denizin altından, 2 katlı bir tüp geçit daha yapıyoruz. Otomobil geçecek oradan. Allah'tan ki öyle. Denizin 62 metre altından geçtiği için göremediler, görselerdi onun için de gösteri yaparlardı. Bitti mi bitmedi. Şimdi İstanbul'a 3. havalimanını yapıyoruz. 150 ile 200 milyon yolcu kapasiteli olacak tamamen bittiği zaman. İlk etapta 100 milyon yıl kapasiteli. Maliyeti ne biliyor musunuz 46 milyar dolar. Devletin cebinden bir kuruş çıkmıyor. 20 yıl işletecekler ondan sonra devlete teslim edecekler.

Vatanı sevmek bu mu yoksa Bahçeli gibi, yoksa Kılıçdaroğlu gibi, Pensilvenya gibi bizlere iftara atmak mı? Ah kardeşlerim, bunlar iftiralarını atsınlar, bunlar yalanlarını söylesinler ama benim milletim bütün gerçeği biliyor ve artık bunların iftiralarını milletim yutmuyor. En güzel cevabı, 30 Mart'ta vermeye hazır mıyız, hanım kardeşlerim? Onun için yalnız bak 12 gün var. Kapı kapı dolaşacağız, kapı kapı dolaşmanız lazım, ya nasıl olsa iyiyiz çalışmaya gerek yok, bu işi hallederiz diyemeyeceğiz, kapı kapı dolaşacağız. Onların ablaları var. Bizim ablalarımız burada. Durmak yok. Abilerimiz de burada. Durmak yok. Ona göre çok çalışacağız.

Bütün bu yanlı siyasetlerine, inşallah en güzel cevabı vereceğiz."
Edirne'ye yapılan yatırımlar

Başbakan Erdoğan, AK Parti iktidarları döneminde Edirne'ye yapılan yatırımlara da dikkati çekerek, şöyle konuştu:

"Biz Edirne'ye bugüne kadar yaptığımız hizmetlere baktığımız zaman AK Parti iktidarlarının 6 katrilyonu aşan yatırımı var. Bu ne demek biliyor musunuz? Yılda 500 trilyon, biz Edirne'ye yatırım yapmışız. Peki, hangi alanlarda yaptık, bunları? Ona şöyle baktığımızda şunu görüyoruz, gıda tarımda yaklaşık 1.5 katrliyon, orman su işlerinde 1 katrilyon 300 trilyon, İller Bankası olarak 765 trilyon, ulaştırma haberleşme 740 trilyon, TOKİ olarak 388 trilyon, gençlik spor olarak 369 trilyon, aile ve sosyal politikalar olarak 290 trilyon, sağlıkta 114 trilyon, eğitimde aynı şekilde 147 trilyon. Böyle uzayıp gidiyor. Bütün bu adımları atarken, biz bu yardımları yaparken acaba CHP'nin buradaki belediyeleri ne yaptı? Sadece laf."

"Yolsuzluk içinde olan bir iktidar bunları yapabilir mi?'

Başbakan Erdoğan, 'Yolsuzluklar içerisinde olan bir iktidar, soruyorum 230 milyar dolardan, Türkiye'nin milli gelirini 820 milyar dolara çıkarabilir mi? Soruyorum 79 senede Cumhuriyet tarihinde 6 bin 100 kilometre bölünmüş yol yapıldı. Biz 12 yılda 17 bin kilometre bölünmüş yol yaptık, yolsuzluk içinde olan bir iktidar bunları yapabilir mi' dedi.

Erdoğan, mevcut belediyenin Edirne'ye Trakya genelinde olduğu gibi içme suyu getiremediğini söyledi.

'Siz nasıl belediyesiniz arkadaş' diye soran Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevini CHP'den aldığında, kentin su sıkıntısı çektiğini, kentte çöp dağları ve hava kirliliği olduğunu söyledi.

Istranca Dağları'nı delerek 180 kilometre uzaktan şehre su getirdiklerini anlatan Erdoğan, "Niye? Dertliyiz biz. Biz bu millete sevdalıyız. Derdi olanın, sevdası olanın önünde engel dayanır mı? Dayanmadı' şeklinde konuştu.

Mevcut durumda kanalizasyonların doğrudan Meriç'e, Tunca'ya aktığını anlatan Erdoğan şöyle devam etti:

'Allah aşkına kimin sorumluluğu bu? Belediyelerin sorumluluğu. Niye bunu çözmüyor bu belediyeler? Çözmediler. Şimdi biz bu kanalizasyonları ele aldık Ergene üzerinde çalışmalar yapıyoruz. İnşallah Ergene'yi de halledeceğiz. İstiyoruz ki belediyeyi de Edirneli kardeşlerim AK Parti belediyesine versin, buranın da içme suyunu, kanalizasyonunu bütün sorunlarını biz çözelim. Bakın Uzunköprü Belediyesi altından kalkamadı. Gittik arıtma tesisini biz tamamladık. Geçtiğimiz aralık ayında geldiğimde toplu açılış töreniyle hizmete aldık. Keşan atık su arıtma tesisinin inşaatına yine biz başladık. Bunlar bizim değil belediyenin yapması gereken işler, yapamadılar, biz yaptık. Hızla inşallah tamamlayıp, Keşanlı hemşehrilerimizin hizmetine sunacağız.'

Yıllardır televizyonlarda, gazetelerde 'Meriç Nehri taştı, sel oluştu' haberlerinin yer aldığını anımsatan Erdoğan, 'İşte biz Meriç Nehri'nin 187 kilometrelik kıyı şeridindeki, nehir yatağındaki heyelanları durdurmak için cephe duvarları yaptık. Ayrıca Meriç Nehri'nin yatağını kumlardan temizledik, nehri şu anda düzenliyoruz, projeleri hazırlıyoruz. Böylece Meriç, Fatih'in doğduğu Edirnemizde şanına yakışır şekilde akacak' diye konuştu.

Edirne'de12 yılda inşa edilen sulama projeleriyle 227 bin dönüm tarım arazisini sulamaya açtıklarını bildiren Erdoğan, Sultanköy ve Yenikarpuzlu sulamalarını hizmete aldıklarını söyledi. Kentteki diğer sulama projeleri hakkında da bilgi veren Erdoğan, 2007'de tamamladıkları Süloğlu Projesi ile Edirne'ye içme ve kullanma suyu temin ettiklerini, Keşan'ın içme suyu problemini de çözdüklerini kaydetti.

Edirne'ye kazandıracakları sağlık yatırımları hakkında bilgi veren Erdoğan, kentin bölgenin onkoloji ve sağlık merkezi haline geleceğini bildirdi.

'İlmin gereği neyse, bunu yaptık'

Ayçiçeği destekleme primlerini 24 kuruştan 30 kuruşa çıkardıklarını hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti:

'Bunun yanında şurada Edirne'de bir modern çöp depolama merkezi yok. Burada vahşi çöp depolama var, bununla bir yere gidebilir misiniz? Bunu kim yaptı yahu CHP işte, yapamıyor, yapamazlar bunlar. Koskoca İstanbul'da başkanlığımda iki tane modern depolama yaptım ve onunla kalmadım, oradaki çöpü kompost gübre üretme fabrikası yaparak oradan kompost gübreye çevirdik ve park bahçelerde kullandık. Daha sonra Kadir Topbaş Bey enerji üretmek için adımları attı, o da enerji üretiyor. Biz buyuz. Biz ilmin gereği neyse bunu yaptık, yapıyoruz ve yapacağız. Şimdi inşallah Prof. Dr. Ahmet Günşen hocayla bunları yapacağız. Ahmet Günşen hocanın projeleri dehşet. İnşallah bu projelerle bunu hayata geçireceğiz. Sizin bir beklentiniz var biliyorum, Demirhanlı Havaalanı pistiyle alakalı, Ulaştırma Bakanlığımız 2014 bütçesinde, bu yıl pist uzatılacak ve eğitim uçuşlarına açılacak.'

Edirne'de içme suyunun asbestli borulardan verildiğine işaret eden Erdoğan, 'Bundan da biz yine Edirnemizi kurtarmak durumundayız. Bunlar dedim ya, dertli değil. Bu iş dert istiyor' ifadesini kullandı.

'Ruh üçüzü oldular'

'Bakınız ben size birkaç rakam vereceğim. Çünkü bu CHP, bu MHP bunlar aynı, ve şimdi de yanlarına bir üçüncüyü aldılar Pensilvanya, şimdi oldular üçüz. CHP, MHP ruh ikiziydi, Pensilivanyayla şimdi bunlar ruh üçüzü oldular' diyen Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

'Yolsuzluklar içeresinde olan bir iktidar, soruyorum 230 milyar dolardan, Türkiye'nin milli gelirini 820 milyar dolara çıkarabilir mi? Soruyorum 79 senede Cumhuriyet tarihinde 6 bin 100 kilometre bölünmüş yol yapıldı. Biz 12 yılda 17 bin kilometre bölünmüş yol yaptık, yolsuzluk içinde olan bir iktidar bunları yapabilir mi? Kardeşlerim, bakınız 79 senede 83 tünel var, biz 12 senede 122 tünel yaptık. Görüyor musunuz? Dağları deliyoruz dağları, niye Ferhat Şirin'e aşık. İşte siz Şirin, biz de Ferhat. Dağları delerek geliyoruz, viyadüklerle geliyoruz. İstiyoruz ki Türkiye'yi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne, Gazi Mustafa Kemal'in dediği gibi çıkaralım, bu adımı attık, bu adımı atıyoruz ve başarıyoruz. Zaten 10 yıl önce, 15 yıl önce Türkiye'ye gelenler, şimdi geldiğinde 'Türkiye çok değişmiş, Türkiye'yi tanımadık, Türkiye'yi tanımıyoruz' diyorlar. Mesele bu. Şurada bir Kapıkule Gümrüğü bile rezaletti, sefaletti. Şu andaki Kapıkule Gümrüğü'nü bile bu hale getiren biziz. Niye bundan öncekiler yapamadılar bunu, neden? Biz dertliyiz. MHP çıkar, milliyetçiyiz der. CHP çıkar halkçıyız der, onun yavrusu bir DSP var zaten farkı yok aynı.'

'IMF bizden borç istiyor'

Kendilerinin hükümeti DSP, MHP ortaklığından aldığını hatırlatan Erdoğan, 2002'de IMF'ye borcun 23,5 milyar dolar olduğunu, bunu ödediklerini, borcun geçen yıl 14 Mayıs'ta bittiğini söyledi.

Başbakan Erdoğan, 'Şimdi IMF bizden borç istiyor ve biz de IMF'ye dedik tamam 5 milyar dolar size borç verebiliriz. Veren el, alan elden üstündür' dedi.

Merkez Bankasının döviz stoğunun 27,5 milyar dolardan, 128 milyar dolara çıktığına dikkat çeken Erdoğan, 'Yere sağlam basıyoruz hanım kardeşlerim bunları bilmeyenlere anlatın, CHP'lisine, MHP'lisine, DSP'lisine hepsine anlatın, bilmiyorlar' diye konuştu.

"Daha da güçlü olacağız"

Başbakan Erdoğan, konuşmasında, iktidarlarından önceki dönemde, işçi ve memurlardan zorunlu tasarruf adı altında 13,5 katrilyon kesildiğini anımsatarak, Başbakan olduğunda bu konunun önüne geldiğini ve söz konusu miktarın tamamını kendilerinin ödediğini belirtti.

Erdoğan, "Ey CHP senin de bunda günahın var. Ey DSP, ey MHP sizin de günahınız var. Tarih olan partiler var. Onların da günahları var. Benim işçimi de memurumu da böyle sömürdünüz. Bitmedi. Konut edindirme yardımı dediler, şu ana kadar bize gelen makmuz, 3,5 katrilyon. Onları da biz ödedik. Biz ödedik. Niye? Bir devlet işçisine, memuruna borçlu olmaz. 17 katrilyon bak sadece bu" ifadesini kullandı.

"Biz gelirken dedik ki yolsuzluğu ortadan kaldıracağız. Yasakları kaldıracağız, yoksulluğu kaldıracağız. İşte bizim iktidarımız bunları başardığı için biz bugün güçlüyüz. Daha da güçlü olacağız" diyen Erdoğan, engellilerin önünü kendilerinin açtığını, onlara devlette ve özel sektörde iş imkanını sağladıklarını söyledi.

Fethullah Gülen'in, geçmişte verdiği bir demeçte, "Hz. Cebrail gelse, parti kursa ona bile oy vermeyeceğini" söylediğini anımsatan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Sen ne yapıyorsun? Bizim dinimizde meleklere iman diye bir şey var. Sen nasıl bunu söylersin? Hz. Cebrail'in işi gücü yok da gelip burada bir parti mi kuracak? Bu benzetme yapılır mı? Bir defa bizde güzel bir söz var. 'Teşbih hata kabul etmez' diye. Hani 'teşbihte hata olmaz' derler, o yanlış bir yaklaşımdır. Tanımı yanlıştır. Tanımı şudur; yani teşbih hata kabul etmez. Benzetmeyi yaptığınız zaman, o benzetmede hata olmayacak. Bu şimdi böyle bir benzetme yapıyor. Şimdi bütün ablalarıyla, abileriyle sokak sokak dolaşıyorlar. İftiralarla dolu, yalanlarla dolu broşürler dağıtıyorlar.

Şimdi ben diyorum ki bunların dershanelerinde okuyan yavrularınız varsa çekin alın. Her haftasonu, Milli Eğitim Bakanlığımız, okullarda ücretsiz takviye kursları verecek, haberiniz olsun. Ücretsiz olarak. Tabii şimdi bunlar çok uyanıklar. Bütün rant orada. Oradan tabii sizlere senetler filan da imzalattılar. Şimdi önümüzdeki yılın da bunların okullarında okuyan yavrularınız varsa onun da senetlerini alacaklar. Sakın ha. Devletin okulları bize yeter. Vermeyin bunların okullarına, vermeyin. Artık zaten son döneme geliyoruz. Bundan sonra artık dershane biliyorsunuz, 2015 1 Eylül'ünde bitiyor."

Erdoğan, "Biz, hamdolsun bu tezgahlarla dokunmadık. Ben imam hatip mezunuyum. Dört çocuğum da öyle. Kurslarla filan olmadılar. Hamdolsun. Ne oldu şimdi? İmam hatiplerin, meslek liselerinin önüne katsayı koymuşlardı. Kalktı mı katsayı? Kızlarımız, başörtülü olarak okullara gidemiyordu. Kalktı mı? Artık başörtülü olarak okula gidebiliyor mu? Üniversiteye gidebiliyor mu? İstediği üniversiteye gitme şansı var mı? Devlet dairesinde çalışabiliyor mu? Ne oldu? Başı açık, başı örtülü, Türkiye bölündü mü?" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, "Kardeş, kardeşe Türkiye'de yaşıyorlar. Mesele bu zaten. AK Parti'nin derdi bu. Normalleşme bu. Başörtülü de benim kardeşim, başı açık da benim kardeşim. Onların kardeşçe bu yolda yürümesi önemli. Maalesef bizi böldüler. Bu CHP, bu MHP, bu BDP, bu DSP, bunlar hep bu işin mimarları" değerlendirmesinde bulundu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Elazığ'ın Kovancılar ilçesinde başörtülü bir bayanı belediye başkan adayı yaptığını hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Tam istismarcı. İnandığı için değil. Zaten kazanamayacağını biliyor da 'Bir istismar yapalım bakalım tutar mı?' dedi. Bunlar başörtülülere rozet taktılar, ondan sonra otobüsten attılar. O zaman da kim vardı, Sayın Baykal vardı. Sayın Baykal hala, kendisine ihanet eden bu adamla beraber yürüyor. Şimdi o da bana cevap verir. Varsın versin. Bana diyor ki kendisiyle alakalı olan kaseti belgeleriyle Başbakan'ın açıklaması lazım. Git paralel yapıya sor, onlar sana versin adresini. Ben sana işte işareti veriyorum. Git, onlara sor, onların arasında senin de dostların oluşmuştur, onlar sana gereken cevabı verir.

Dün CHP'li bir milletvekili çıkmış Twitter'da şunu söylüyor, 'CHP'nin yandaş televizyonunda, Pensilvanya'daki zat ve gazetesinin reklamlarını görmeye, F tipi televizyonlarda da adaylarımızın reklamlarını görmeye alışamayacağız' diyor. Zor bir nikah kıymışlar. Zor bir nikah, bu nikah. Son zamanlarda bir de biliyorsunuz, bizim inancımızda olmayan muta nikahını bu F tipi çok konuşuyor. Her halde bunların da siyasette şimdi bir muta nikahı oldu. Öyle anlaşılıyor. Biz artık ipin ucundakilerle uğraşmıyoruz, ipi elinde tutan asıl patronla uğraşıyoruz. Bizim taşeronlarla işimiz yok. Asıl patron... CHP, MHP, BDP, bunlar Pensilvanya'nın şu anda taşeronu oldular."

"Onlarda öyle şeyh mürit ilişkisi yok. Onlarınki çok farklı" ifadesini kullanan Erdoğan, 1960'tan beri Edirne'nin bir güvenilir ele teslim edilmediğini belirterek, "Diyoruz ki 'Şurada gelin yüklenelim. Yüklenelim ve Edirne'yi gerçek, samimi hizmetkarlarına teslim edelim" dedi.

İstanbul'daki Yüksek Hızlı Tren Hattı'nı, Tekirdağ ve Kırklareli üzerinden Edirne'ye kadar uzatacaklarını kaydeden Erdoğan, "Aynı zamanda diğer bazı hatlar var. Edirne-Kırklareli-Tekirdağ-İstanbul hızlı demiryolunun projelerini hazırladık, yatırım programına aldık. Diğer süreçler devam ediyor. İnşallah Edirne'deki mevcut demiryollarını da herşeyini ülkemizde üreterek, onları da biz yeniledik" diye konuştu.

Sadece demiryollarını değil, o yollar üzerinde bulunan tarihi istasyonları da aslına uygun olarak restore ettiklerini hatırlatan Erdoğan, Pehlivanköy-Uzunköprü Hudut Demiryolu'nu eletrikli ve sinyalli hale getirdiklerini söyledi.

Erdoğan, yapımı planlanan ve devam eden Edirne ve bağlantılı demiryolu projelerinin toplam tutarının, eski rakamla 2 katrilyon lira olduğunu belirtti.

Ergene Havzası'nın da aynı kararlılıkla devam ettiğini aktaran Erdoğan, Trakya'yı daha kapsamlı hale almak için TRAGEP'i uygulamaya koyduklarını, Trakya'nın, bundan böyle emin, güvenilir ellerde, bu projeler ile geleceğe hazırlanacağını vurguladı.

Yine TRAGEP kapsamında Ergene Havzası'nda 12 ileri biyolojik arıtma su tesisini inşa ettiklerini ifade eden Erdoğan, son iki yıldır yürüttükleri çalışmalarla Ergene'nin çok farklı bir hale geleceğini, su kalitesinde iyileşme sağladıklarını, kirlilik göstergesinin yüzde 79 oranında azaldığını, 2017 yılında Ergene'yi eski haline dönüştüreceklerini aktardı.

"CHP gericidir"

Edirne'nin, Türkiye'nin Avrupa'ya açılan kapısı olduğunu belirten Erdoğan, "Avrupa'dan da Edirne vasıtasıyla Asya'ya giriş kapımız. Maalesef CHP belediyeleri, on yıllardır bize layık olan bir şeyi burada yapmadılar" dedi.

Başbakan Erdoğan, şu bilgileri verdi:

"Şimdi adımı atıyoruz. İnşallah bu değişiklik gerçekleşiyor. Hamzadere Barajı'nı 2011 yılında hizmete sunduk. Keşan, İpsala ve Enez ilçelerinde 21 köye ait 273 bin dönüm araziyi bu barajla sulamaya aldık. Bütün bu adımların yanında tabii bizler için en önemli olan konulardan bir tanesi de biz Edirne'yi doğalgaz ile buluşturduk. Bizden önce doğalgaz var mıydı Edirne'de? Doğalgaz yeni mi icat oldu? Benim Edirneli Ayşe kardeşime, Fatma hanıma doğalgaz gerekmiyor muydu? Devamlı sobada kömür yakarak ne çileler çektiniz? Bunları biz çözdük. Kömürle ısındığımızda bir odayı ısıtıyorduk. Şimdi bütün daire ısınıyor. Mutfakta sıcak su, banyoda sıcak su. Bu modernizm değil mi? Bu CHP, gericidir, gerici. Modern anlayış AK Parti'de var, bunlarda değil. Edirne Adalet Sarayı'nı tamamladık."

Edirne'ye Cumhuriyet tarihinde yapılan bölünmüş yolun 70 kilometre olduğunu, kendi iktidarları döneminde son 12 yılda ise 183 kilometre bölünmüş yol yapıldığını belirten Erdoğan, "Bakınız, 79 senede 70 kilometre, 12 yılda 183 kilometre. Farkımız bu. Yine İpsala ayrımı, Yenikarpuzlu-Enez yolunu kaliteli asfaltla bitirdik, biz yaptık. Edirne-Lalapaşa-Hamzabeyli Hudut Kapısı'nı bölünmüş yol olarak tamamladık. Uzunköprü Çevre Yolu'nu ve Kuleli-Necatiye varyantını bölünmüş yol olarak tamamladık. Uzunköprü tarafımızdan tamamlandı. Şimdi tarihi Uzunköprü'yü de inşallah, onu da hallediyoruz" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, tarladan hasada, işlemeden satışa her aşamada da çiftçinin yanında olduklarını söyledi.

"Eser siyaseti"

Erdoğan, kültür ve turizm alanında Edirne'ye 52 trilyon liralık destekte bulunduklarını, Mimar Sinan'ın "ustalık eserim" diye tanımladığı Selimiye Camii de dahil şehirdeki 66 caminin restorasyonunu yaptılarını söyledi.

Hizmet siyaseti, eser siyasetiyle milletin karşısına çıktıklarını, Türkiye'nin Avrupa'ya açılan kapısı, ecdad yadigarı Edirne'nin tarihine, misyonuna yakışır bir belediye yönetimine kavuşmasını arzuladıklarını ifade eden Erdoğan, "Onun için Edirne belediye başkan adayımızı hassasiyetle aradık, hassasiyetle seçtik. Niye? Dedik ki emin bir elde olsun, güvenilir, işini bilen, dertli ve size aşık olan bir isim olsun dedik. Onun için de değerli hocamız Prof. Dr. Ahmet Gülşen kardeşimizi, evladınız, içinizden biri olarak size belediye başkan adayı olarak takdim ettik" diye konuştu.

Erdoğan, bu seçimin Edirne'de "ya eser ya ideoloji" seçimi olduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Eğer eser diyecekseniz adres Ahmet Hoca, ama ideoloji diyecekseniz, birşey diyemem, Pensilvanya... Sorun, şunlara sorun 'Ey Pensilivanya'nın mensupları niye kaçtı gitti? 99'da kaçtı gitti, bu vatansever mi? Eğer vatanseverse bu zat, gelsin Türkiye'ye, gelsin Edirne'ye niye gelmiyor, neden? Demek ki bir yerde su kaçıyor, böyle yalanlarla, iftiralarla bir yere varılmaz. Ben buraya gönül veren kardeşlerime sesleniyorum; Ah benim kardeşlerim sizin tapınacağız yer orası değil, orası sizin için bir ubudiyet makamı değil, biz de kula kulluk yok, biz de sadece Allah'a kulluk var. Her söylediğinde, her yaptığında keramet aramayın, hikmet aramayın. Bak bunların hesabını hep soracağız, bu topladığınız paralar nerelere gitti bunların hesabını soracağız. Bu milleti nasıl dolandırdınız, bu milleti nasıl aldattınız bunların hesabını soracağız. Biz, iyi niyetli davrandık, ama maalesef demek ki bunların arkada farklı şeyler varmış. Şimdi o meydana çıkıyor, su seçim 30 Mart'ta inşallah sandıklardan gümbür gümbür gelelim, ondan sonra yeni dönem başlayacak. Onların bütün gayreti şu, acaba AK Parti'yi biz ikinci parti yapabilir miyiz? İnşallah nal toplayacaklar, nal. Bunu yapacak olan sizsiniz, gereken dersi bunlara verecek olan sizsiniz. Ablalarımızla, ağabeylerimizle şu 12 gün kapı kapı dolacağız."

Seçim günü sandıklara sahip çıkılması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, sandık kurullarının, sandık müşaitlerinin sandıklarda görevli olarak işlerine sahip çıkmalarını istedi.

Erdoğan, 30 Mart'ta Edirne'den, ilçe ve beldelerinden müjde beklediğini belirterek, "Büyük medeniyet yolunda insan, demokrasi, şehir diyoruz, bunu başaracağız" dedi.

"Devlet içinde devlet olamaz ve karşısında bizi bulur"

Türkiye'nin bir ve beraber olarak tek millet olacağına vurgu yapan Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:

"Kardeşlerim unutmayın tek bayrak olacağız. Bayrağımızın üzerinde bayrak asla tanımıyoruz. Ve bayrağımızın rengi şehidimizin kanı, hilal bağımsızlığımızın ifadesi, yıldız şehidimizin simgesi. 'Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır'. Üç, tek vatan, 780 bin kilometrekareyle Edirne'den Van'a, Hakkari'ye kadar Sinop'tan Hatay'a 780 bin kilometrekareyle Türkiyemizin her yanı aynı oluyor, aynı olacak. Her karış toprağını aynı şekilde seveceğiz. Kimse bu topraklar üzerinde operasyon yapamaz. Dört, tek devlet, devlet içinde devlet olamaz ve karşısında bizi bulur ve bizi bulacaklar".

AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, konuşmasını "beraber yürüdük biz bu yollarda" şarkısının sözlerini vatandaşlara söyleterek bitirdi.

10 yıl önce