BOL BOL DEDEKTİF ROMANLARI OKURDUK
Nazmi Toker Ortaokulu'nda beraber okuduk. Ortaokul yıllarında dedektif romanları çok okurduk. Ailelerimiz de bizi kitap okumaya teşvik ederdi. Okuduğumuz dedektif romanları bizi çok etki-lerdi. Lise yıllarında münazaralar olurdu. Bu münaza-ralarda hep biz kazanırdık. Hatta bir ara Ayvaz Gökdemir öğretmenliğimizi yapıyordu. Bir münazarada Türkçe'nin kullanımını tartışmıştık. Uydurukçaya karşı çıkmıştık münazarada.
Abdulah Bey, iyi futbol oynardı. Hatta Kayseri Lisesi'nin futbol takımına bile seçilmişti.
1965 yılıydı. Kayseri'de bir miting düzenleniyordu. Biz o zaman Adalet Partisi'nin mitinglerine katılıyoruz. Miting sırasında sınırı fazla aşmışız. Polis copu ile ilk o zaman tanıştık.
BÜYÜK DOĞU YILLARI
Kayseri'de Büyük Doğu ile tanışmamız bizim hayatımızda önemli etki bıraktı. Kayseri Büyük Doğu Kulübü'ne sık sık giderdik. Orada bize yakın ilgi gösterirlerdi. Necip Fazıl ile tanışmamız bizi çok etkilemişti.
Lise yıllarında gittiğimiz Büyük Doğu Kulübü'nde Dostoyevski ve Balzac gibi yazarların eserleriyle tanıştık. Hatta Nazım Hikmet'in bile kitaplarını okuduk.
SİNEMA PARASIYLA KİTAP ALIRDIK
Abdullah Bey ile beraber bazen sinema izlemeye giderdik. Sinemanın duvarındaki filmlerin afişlerine bakardık. Ama çoğu zaman filmleri beğenmez o sinemanın parasıyla gidip kitap alırdık. Bu nedenle hem benim, hem de Abdullah Bey'in zengin bir kütüphanesi vardır
MÜHENDİS OLMAK İSTERDİ
Abdulllah Bey hep mühendis olmak isterdi. Babası da tayyare fabrikasında çalıştığı için orada çalışan mühendislere özenirdi. O zaman mühendislik revaçta idi. Ama olmadı iktisatı kazandı.
GÜLERYÜZLE İKNA ETTİ
Abdullah Bey, İstanbul Üniversitesi'nde okurken karşıt görüşteki öğrencilerle sık sık karşı karşıya gelirdi. Hatta bir gün fakülte anfisinde otururken karşıt görüşlü öğrenciler kafasına silah dayamışlar. Ama Abdullah Bey, güleryüzlü tutumu ile öğrencileri ikna etmiş. Ölümden son anda kurtulmuş. Biz olaylar sırasında kesinlikle silaha müracaat etmedik.
Abdullah Bey, Milli Türk Talebe Birliği'nde de çok aktif konumdaydı. Büyük Doğu'ya ilk gelenleri ilk o karşılardı. Çanakkale'ye geziler düzenler, MTTB'nin Beyazıt mitinglerinde konuşma yapardı.
Hayrünnisa Hanım sitem etti
Abdullah Bey, Cidde'de çalışırken oğlunun sünnetini yapmak için 1991 yılında Kayseri'ye geldi. Ekim ayında seçimler vardı. Şaban Bayrak milletvekilliği teklif etti. Oturup uzun uzun istişare ettik. Ben siyasete girmesini ısrarla teklif ettim. Hayrünnisa Hanım siyasete girmesine karşı çıkıyordu. Hatta ben teşvik ettiğim için bana sitem bile ediyordu. Ama daha sonra Abdullah Bey, siyasete girmeye karar verdi. İlk seçim kam-panyasına ben de katıldım.
Gözaltında 15 gün
1972 yılında vakıflar yurdunda bir toplantı yapılıyordu. Polis yurdu bastı. Bizi orada gözaltına aldılar. İki polis kollarımıza girip bizi odadan çıkartıp polis arabasına götürüyordu. Polisler bizi almaya gelirken birer yumruk yiyorduk. Bizi daha sonra Sirkeci'deki emniyet müdürüğüne götürdüler. Ben bir hafta, Abdullah Bey 15 gün
gözaltında kaldı. Orada hafta sonları çok kalabalık olurdu. Hırsızlar, yankesiciler ile yan yana kaldık. Geceleri uyku uyuyacak yer bulamazdık. Takipsizlik kararı verildi. Bize karar metni yazılı olarak verilmedi. Abdullah Bey İngiltere'ye giderken bu gözaltı karşısına çıkmış. Takipsizlik kararını getirince, pasaport alabildi.