KERAMETLER HEM DİNİ HEM DE MİTOLOJİK
"Evliya kültünün, efsanelerin kökeninde Türklerin İslam öncesi inanışlarının çok büyük etkisi olmuştur." diyen yazar yatır, ocak, ziyaret gibi yerlerde yatan ulu şahısların ruhlarıyla, yaşarken gösterdikleri kerametlerde dini olduğu kadar mitolojik unsurların da olduğunu söylüyor. Zekiye Çağımlar'ın yatır ziyaretleri ile ilgili tespitlerini de aktarıyor."Adana yatır-ziyaretleriye ilgili anlatılan efsanelerde İslamiyet öncesi inanç sisteminin izlerini görmek mümkündür. Bu izler zaman içinde şekil değiştirerek İslami görünüm içine girmiştir. Bu eski inaç izlerinden Adana yatır-ziyaretleriyle ilgili efsanelerde rastladıklarımız ağaç kültü, sihir, büyü, hastaları iyileştirme, gaipten ve gelecekten haber verme, tabiat kuvvetlerine hakimiyettir. Ağaç kültü, ağacın kesilme sine yatırın izin vermemesi şeklinde efsanelerde yer almıştır. Hastalığı iyileştirme motifi ise bütün ziyaretlerde vardır.
EVDE KALMIŞ KIZ RUHU
Bugün anlatılan bir başka efsane olan Albastı da geniş bir coğrafyaya yayılmış Türkler arasında Al, Al Karısı, Albastı, Albas, Albis adlarıyla tanınan bir kötü ruh. Albastı'nın lohusa kadını ve bebeği öldürüp ciğerini suda yıkayıp yemek istediğine, tüfek sesinden, demirci ve ocaklı adamlardan korktuğuna inanılıyor. Tuba Urenha Türkleri, Albas adını verdikleri bu kötü ruhun, evlenmeyen bir kızdan türediğine, bunların kumsalda ve kayalıklarda bulunduğuna, keçi gibi ses çıkardıklarına inanıryor. Fergana Özbekleri, Albastı'nın şeytan, dev, cinler ve perilerden farklı olduğuna, pejmürde, dağınık saçlı bir yaşlı kadın şeklinde insanlara göründüğüne inancına sahip; bu yüzden lohusayı boğmaması için yalnız bırakmıyorlar. Urfa'da anlatılan Şubat Karısı Efsanesi'nde de, her yılın şubat ayında evlerin bahçesindeki kuyulardan çıkan, kötü bir cadı olduğuna inanılan kadının çoukları anne, baba veya bir yakınının sesiyle kuyuya doğru çağırdığı, sonra da onu kuyuya çekip boğduğu anlatılıyormuş. Yazar, buradaki inanışın da su ve yeraltı bağlantılarıyla Albastı'yı düşündüğünü söylüyor. Kaya'ya göre Albastı inanmalarına tıbbi açıdan bakılırsa söz konusu durum doğum sonrası depresyonuyla ilişkilendirilebilir.
KAMOS UYKUDA ÇÖKER
Türklerin korku imgelerinden biri de Kamos. Kamos, Harput ve çevresinde halk inançlarıyla ilgili derleme çalışmalarında tespit edilen, kötü bir ruh. Bu ruhun evde veya dışarda uyuyanlara ağırlığıyla çöktüğüne, insanları çarptığına, ölüme sebebiyet verdiğine inanılıyor. Yazar kamosun, kabus kelimesiyle karşılanan durumla benzerlik gösterdiğini belirtiyor.
Aksakallı ihtiyar, kapos, mayısa, hıbilik, enkebir, ev iyeleri, taş, kaya ve dağ ruhu, deprem, türyeş gibi teogonik, kozmogonik ve antropogonik bir çok unsurun efsanelerimiz içindeki esaslı yerini merak edenlere 'Mitolojiden Efsaneye' çalışmasını şiddetle tavsiye ediyoruz.