Geçtiğimiz hafta sonu, Kanal 7'nin kültür-sanat ve haber ağırlıklı yayın yapan kardeş kanalı Ülke TV'de, “Kısa Film Festivali” adlı programa konuk oldum. “Kısa metrajlı film” sanatına yönelik olarak gençlik yıllarımdan bu yana sürüp giden yoğun ilgim nedeniyle, kıyısından köşesinden de olsa her cumartesi sabahı mutlaka bir göz attığım, ekranlardaki varlığını çok önemsediğim bir yapımdı “Kısa Film Festivali”… Fakat, gidişâtını uzaktan takip etmek başka bir şey, programa konuk olup yapımcısı ve sunucusu Ömer Sami Sevimli ile tanışmak ve kendisinin özellikle sinemasever gençliğe sunduğu kültürel hizmete bizzat şahit olmak bambaşka bir şey…
Ömer Sami Sevimli, Ülke TV haber merkezinde soluk soluğa sıcak haberler peşinde koşturan bir kültür-sanat muhabiriyken, 2009 yılı sonbaharında “Kısa Film Festivali”ni yapmaya karar vermiş. Kanalın genel yayın yönetmeni, ki kendisi de eski bir Yeni Şafak'çıdır- sevgili üstad Hasan Öztürk'ten de oluru alınca, mütevazı koşulları içinde, 14 Kasım 2009'da ilk canlı yayınına çıkmış. Çıkış o çıkış… Geride kalan bir buçuk yıl boyunca ülkemizin en değerli kısa filmcilerini -çoğu ulusal ve uluslararası ödüllü- kısa filmleriyle birlikte ağırlayan, sinemanın gerçek temeli ve çıkış noktası olarak gördüğüm bu görsel sanat formuna lâyık olduğu saygıyı gösteren, türünün Türkiye ekranlarındaki tek örneği konumundaki özgün bir programa dönüşmüş “Kısa Film Festivali”…
Ülke TV'nin büyük stüdyosunda (ki o stüdyoya kimbilir kaç kez konuk olmuşumdur!) canlı olarak yayımlanan “Kısa Film Festivali”ne, her cumartesi sabahı, ülkemizin dört bir köşesinden gelen kısa filmciler filmleriyle birlikte konuk oluyor. Saat 10.00 sularında başlayan program bir saat sürüyor ve bu süre zarfında da hem konukların filmleri yayımlanıyor, hem de onlarla sinemadaki gelecek hedefleri üzerine dostça sohbetler gerçekleştiriliyor. Programa zaman zaman profesyonel ticarî sinemadan tanıdığımız oyuncular, görüntü yönetmenleri ve yönetmenler de “dış çekim konuğu” olarak renk katmaktalar… Ömer'in öylesine sıcak bir sunumu, konuklarına yönelik öylesine samimi bir yaklaşımı var ki bunca yıldır televizyona çıkarım, fakat onun programının son yıllarda kendimi en rahat hissettiğim programlardan birine dönüştüğünü rahatlıkla söyleyebilirim. Bir buçuk saate yakın bir süre konuştuk geçen haftaki bölümde. Bir jest yaparak, programın süresini bana özel olmak üzere biraz daha uzatmıştı. Kısa filmin ne olup ne olmadığından, gittikçe gelişen dijital sinema teknolojisi ve Mahsun Kırmızıgül filmlerine kadar uzanan çok geniş bir yelpazede hararetli bir şekilde sinema konuştuğumuz o bölüm, geçtiğimiz hafta boyunca internet ortamında da bol bol paylaşılarak epeyce bir tartışmaya yol açtı. Ben ise bu katılımdan aldığım yüksek keyifle, vaktiyle kendi yaptığım kısa film programında dekor olarak kullandığım 8 mm sinema makinelerinden birini, âdetâ “İsmail Dümbüllü'nün kavuğu”nun bir baştan diğer bir başa törenle devredilmesi gibi, başlattığımız o güzel geleneği sürdürmesi vesilesiyle, hafta içinde Ömer'e küçük bir armağan olarak gönderdim. Bu hafta sonundan itibaren o da aynı makineyi stüdyodaki masada dekor olarak kullanarak gerçekleştirmeye başladı sunumlarını…
Değerli kısa filmciler, çektiğiniz kısa filmlerinize güveniyor ve kişisel sinema serüveninizin görsel sonuçlarını size adanmış bir programda milyonlara ulaştırmak istiyorsanız, Ömer Sami Sevimli, kendinizi son derece rahat ve mutlu hissedeceğiniz programı “Kısa Film Festivali”yle Ülke TV'de sizleri ağırlamayı bekliyor. “Film çekiyorum ve film çekerek dünyayı değiştirebileceğime inanıyorum” diyerek ona bir mesaj göndermeniz, bu kervana sizin de katılımınız için yetip artacaktır.
Sanat konusundaki üreticiliği de tüketiciliği de alabildiğine cılızlaştırılmış, nicedir yalnızca “ekmek bulma derdi”ne düşmüş böylesi bir ülkede, medya organlarının bu alana yönelik yatırımları hiç bir zaman sonuçsuz ve karşılıksız kalmayacaktır. Belki rating ve reklâm alma, sponsor bulma potansiyeli açısından bir “Survivor”, “İzdivaç” ya da “Yemekteyiz” kadar yaygara kopartamıyor bu tür programlar; fakat ülkemizin insanlarına anılan türdeki yapımlardan çok daha fazlasını kazandırdıkları da kesin…
Velhasıl, şimdiye kadar haberdar olmadıysanız, şimdiden sonra, “Kısa Film Festivali” cumartesi sabahları hatırınızda bulunsun.
* * *
Bir de küçük uyarı: Cumartesi sabahları gerçekleştirilen canlı yayını kaçıranlar için, ertesi gün, yani pazar akşam üzeri saat 17.45 dolaylarında programın banttan tekrarı oluyor.
PROGRAMIN ÜLKE TV RESMÎ İNTERNET SİTESİNDEKİ LİNKİ: