ORİJİNAL HALLERİ GÜNYÜZÜNE ÇIKARILDI
Barok sanatının etkisi altında, Osmanlı erken dönem kalem işçiliğinin üzerine 1800'lerin sonlarında kapatılan sıva ve Barok desenlerin kazındığını anlatan Sarı, şunları kaydetti: "Bu çalışmalarda 800 metrekareye yakın kalem işi ortaya çıkarıldı. Daha önce bunların üzeri sıva ile kapatılmış. Keza aynı durum şu anda onarımları devam eden, yine bu caminin avlusunda, külliye içinde bulunan türbelerde de söz konusu. Tabii bunlar çok uzun süreci gerektiren çalışmalar. Bunların birebir röleveleri alınarak, ayrıca bu kalem işleri paftalarının da kurul onayları gerekiyor ve bunlarla ince fırçalarla çalışılarak, bakıldığında görülecektir ki orijinal eski halleri de çıkarıldı, onlar da bırakıldı bozulmamış olanlar."
'600 YILLIK BİR ESERDEN BAHSEDİYORUZ'
Sarı, restorasyon için 2 yılın uzun bir süre gibi geldiğini ancak bistüri ve ince fırça uçları kullanılarak, Osmanlı erken dönem kalem işçiliğinin gün yüzüne çıkarıldığını ifade ederek, "600 yıllık bir eserden, bunu geleceğe taşımaktan bahsediyoruz. Dolayısıyla çok itinalı çalışmak zorundayız. Böyle bir eser başka bir yerde yok. 'Pardon biz hata yaptık' deme lüksümüz de yok. Onun için itinayla çalışmak gerekiyor" değerlendirmesinde bulundu. Sarı, Muradiye Külliyesi'nin çok önemli bir mekan olduğunu, UNESCO Dünya Miras Listesi'ne giren sultan külliyelerinden birinin de Muradiye Külliyesi olduğuna dikkati çeken Sarı, bundan sonra koruma dengesini daha iyi yürütmek ve gelecek nesillere taşımak gerektiğini vurguladı.