ANKARA- Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, 70 milyonluk Türkiye'de halkın benimsediği bir kıyafet olan başörtüsünün yasaklanmasına destek verdi. Halkın ezici çoğunluğunun benimsediği başörtüsünü yasak saymayı amaçlayan karar, Türkiye gerçeklerine aykırı bir gelişme olarak değerlendirildi. Bir öğrencinin, başörtüsüyle fakültede sınıfa ve sınavlara alınmaması nedeniyle İstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaroğlu aleyhine, madde ve manevi tazminat istemiyle dava açtığı davanın temyiz istemini görüşen Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, Anayasa'nın temel hak ve özgürlüklere ilişkin düzenlemeleri ışığında başörtüsünün kişilerin temel haklarından olmadığını belirtti. Davacının başörtüsü ile derse alınmadığının davada tartışmasız olduğu, tartışmalı olan yönün, bu eylemin hukuka aykırı olup olmadığı, bu bağlamda kişilik haklarına saldırı teşkil edip etmediği vurgulanan kararda daha sonra Anayasa Mahkemesi'nin ve Danıştay'ın başörtüsü ile ilgili verdiği kararlara atıfta bulunuldu.

Yasakçılığın kılıfları

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin, yasakçı kararında şöyle denildi: "Belirtilen yasal düzenlemeler ışığında verilen yargısal kararlar, subjektif bir hakkın korunmasına ilişkin olmayıp, nesnel ve genel bir nitelik taşıyan bir hukuksal düzenlemeyi öngörmektedirler. Böylece Anayasa hükümleri ve diğer yasalarda yer alan hükümler bir bütün olarak görüldüğünde, türbanın, yükseköğretim kurumlarında serbest sayılan kılık kıyafet kapsamında düşünülemeyeceği sonucuna varılmasının uygun olacağı anlaşılmaktadır. Bu nedenle davacının iddia ettiği ettiği gibi davalının keyfi davranmadığı, yürürlükteki yasal düzenlemelerin öngördüğü ve amaçladığı biçimde hareket ettiği, bu yüzden de hukuka aykırı davrandığından sözedilemeyeceği sonucuna varılmış ve yerel mahkemede gerekçeler de esas alınarak hükmün onanmasına karar verilmiştir."