Logo... Gündem...

DEVLET-SANAT NEREYE?




Demirel'in verdiği 'Devlet Sanatçısı' ünvanlarının iptal davasını kazanan Mehmet Güleryüz, sanatın eğlence kültürüne doğru kaydırıldığını söyleyerek tartışmalara yeni bir boyut getirdi.

Gülcan TEZCAN

E ğlence sektörü müdür sanat, yoksa sanatın bir kültür oluşturması mı beklenir?' Bu sözler Ressam Mehmet Güleryüz'e ait. Güleryüz, ödüllerin açıklanmasından verilmesine ve iptaline kadar ülke gündeminde yerini alan tartışmalara yeni bir boyut getirdi. Tarihin her döneminde cevabı aranan "Sanat nedir, ne değildir?" sorularının tazeleniş nedeni, 1998 Aralık'ında Cumhurbaşkanı tarafından Çankaya Köşkü'nde 89 kişiye verilen (aralarında Orhan Pamuk, Atıf Yılmaz, Müzeyyen Senar ve Arif Sağ'ın da bulunduğu 12 kişi ünvanı reddetmişti) "Devlet Sanatçısı" ünvanlarının geçtiğimiz günlerde Danıştay tarafından iptaliyle çıkan tartışmalar.

Ne olmuştu?

"Devlet Sanatçısı" ünvanı, 1991 yılında çıkarılan bir yönetmelikle verilmeye başlanmıştı. Gerçi, '91'den bu yana verilen her ünvan için küçük çaplı tartışmalar hep olmaktaydı. Ancak bu defaki tartışmalar, önce ünvana layık görülen isimler, sonra ise "Devlet Sanatçısı" ünvanını kimin, hangi kriterlere göre vereceği etrafında oldu. Kültür Bakanlığı 1998'de çıkarttığı yeni yönetmelikle seçici kurulu kaldırarak, ünvan dağıtma yetkisini Kültür Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı'na bırakmıştı. Ve, '98'in Aralık ayında (kabul etmeyen 12 isimle birlikte) 89 kişiye devlet sanatçısı ünvanı verildi. Bunun üzerine Mehmet Güleryüz, Kültür Bakanlığı'nın yetki gaspı yaptığı iddiasıyla Danıştay'a iptal davası açtı. Danıştay'ın ağustos ayı içinde aldığı "yürütmeyi durdurma" kararına itiraz eden Kültür Bakanlığı'nın bu isteği de reddedilince verilen ünvanlarla birlikte, Kültür Bakanlığı'nın çıkarttığı yönetmelik te hükmünü yitirdi ve yeni bir tartışma başladı.

Sanat=Eğlence değil ki!

Bu defa yapılan tartışmalar, genel olarak devletin nasıl bir sanat anlayışına sahip olduğu ve neyin sanat olduğu, neyin olmadığı yönünde cereyan etti. Fikirlerini aldığımız isimler ortak olarak, 'sanat' ve 'sanatçı' kavramlarının Türkiye'de evrensel anlamlarıyla kullanılmadığı için bir boşluk doğduğunu ve eğlence kültürüyle sanatın karıştırılmakta olduğunda birleştiler. Eninde sonunda bir yaraya dokunan ve dokunması beklenen sanatın hakim güçler tarafından her zaman kullanılmak istendiğini hatırlatan Mehmet Güleryüz, Türkiye'de sanatın underground bir alana doğru itildiğini belirtiyor. Güleryüz: "Kimse açık olarak eğlence sektörü bir kültür oluşturuyor demiyor ama, devletin genel yaklaşım ve değerlendirmeleri sanatın, halkın beğeni standardına doğru kaydığını doğrululuyor" diyor. Cumhuriyetin ilk yıllarından bu yana birazda snop bir tavırla oluşturulan sanat politikasının, şimdi halk şakşakçılığına dönüştüğünü vurgulayan Güleryüz, sözlerine şöyle devam ediyor: "Devlet, baskıcı tutumdan uzak durmaya çalışırken bu defa da, kendi kadrolarının kalite kontrolünü elinden kaçırıyor. Uluslararası düzeyde başarılı bir sanatçı görmezlikten gelinirken, diğer taraftan kaset tirajı bir milyonu aştı diye bir şarkıcıya 'devlet sanatçısı' ünvanı veriliyor. Sanat ve sanatçı kavramlarının yeniden tanımlanması gerekir. Sanatçılar kendilerini ve eserlerini anlatmak zorunda bırakılıyorlar. Sanat, çaba gerektirir. Bunun için kişiler kadar devletin de çaba sarfetmesi gerekiyor."



Geri


 
|| ANASAYFA || GÜNDEM || POLİTİKA ||
|| EKONOMİ || DÜNYA || KÜLTÜR ||
|| YAZARLAR || LİNKLER ||
|| YENİ ŞAFAK'a Mesaj || ABONE OL ||

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED