YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

 

 

Alternatif tarih, kafayı çalıştırır!..

Tarihi "anlamak" için, genellikle olanları, gerçekleri öğrenirsiniz..

Tarihi "yorumlamak" içinse, bazen "alternatif tarih"e bakarak olaylara girersiniz..

"Alternatif tarih", bazı Batı üniversitelerinde çok sık başvurulan bir düşünce tarzı.. Şimdi Türkçe'de de, "alternatif tarih"e girmemizi sağlayacak bir kitap yayınlandı (Eğer Öyle Olsaydı-Alternatif Dünya Tarihi-Aykırı Yayınları-İstanbul 2000)

Bu "alternatif tarih" modelini, bir örnek vererek anlatalım..

2'nci Dünya Savaşı'nın ilk yılları, Hitler Almanyası'nın zaferleri ile doludur.. Fransa'dan sonra, Balkanlar da Hitler orduları tarafından işgal edilmiştir..

Yunanistan, Bulgaristan hep Alman bölgesi içindeki ülkelerdir.. Gamalı-haç, Türkiye sınırlarındadır 1941 yılının baharında..

O günlerin Türkiye'si de, Nazi saldırısına hazırlanmaktadır.. İstanbul'daki müzelerde bulunan değerli eşyalar, Anadolu kentlerine taşınmıştır.. Halk ekmeğini "vesika" ile almakta, tüm ulusal kaynaklar orduya yönlendirilmektedir..

Türkiye'ye Alman saldırısı, başladı-başlayacak noktasındadır..

Ama ne olduysa olur.. Hitler, Stalin'le kurduğu ittifakı bozup, 22 Haziran 1941 günü, Sovyet topraklarına girmeye başlar.. "Barbaros Harekatı" denilen bu saldırı ile, Türkiye'nin üzerindeki tehdit yok olur..

Bu gelişme, 2'nci Dünya Savaşı'nın kaderini de etkileyecektir.. Sonsuz kadar büyük Sovyet topraklarında ve daha önce Napolyon'u da perişan eden "Rus kışı"nda, Hitler'in orduları batağa gömülür..

Şimdi "alternatif tarih"e dönelim..

Ya Hitler, 1941 yazında Sovyetler'e saldıracak yerde, Türkiye'yi istila etmek kararını verseydi?

Daha önce Polonya'yı ve sonra Fransa'yı dize getiren ve İngiliz kuvvetlerini denize sıkıştıran Nazi'lerin yıldırım savaşçısı panzerleri, İstanbul'a ve Anadolu'nun içlerine yönelseydi..

Türkiye'deki rejim ne olurdu?

Hitler Türkiye'den sonra Orta Doğu'ya inip, petrol kaynaklarını ele geçirseydi..

Sovyetlerle ittifakını hep sürdürüp, "tek cephe"de savaşsaydı..

2'nci Dünya Savaşı 1945'te biter miydi?

"Alternatif Tarih" böyle birşey..

-Öyle değil de, böyle olsaydı!..

Mesela Kanuni Sultan Süleyman Viyana'yı, ondan sonraki padişahlar da, Paris'i falan fethetselerdi..

Başka bir şekilde düşünün..

Japonlar, Pearl Harbour'u bombaladıktan sonra, Amerika savaşa girerken, Hitler de göstermelik biçimde Japonya'ya savaş ilan etseydi.. Sonuçta, Amerika Avrupa'daki savaşın dışında kalsaydı..

20'nci yüzyılın tarihi farklı olmaz mıydı?

Bu "alternatif tarih", insanlığın hatalarını da açığa çıkartıyor..

Bir düşünün..

1960'ın 27 Mayıs'ındaki askeri darbeden önce, iktidardaki Demokrat Parti "erken genel seçim" kararı alıp, bunu açıklasaydı..

27 Mayıs darbesi olmasaydı..

Daha sonraki, "12 Mart", "12 Eylül" ve "28 Şubat" askeri müdahaleleri olur muydu?

Veya Erbakan başbakan olunca, başka yapacak işi yokmuş gibi Libya'ya, Kaddafi'ye gitmeseydi..

Yahut, 12 Eylül 1980 öncesinde, Demirel'le Ecevit uzlaşıp, "büyük koalisyon" kursalardı ve anlaşıp bir cumhurbaşkanı seçselerdi..

Acaba bugün kim neyi farklı yapsa, Türkiye'nin yarını daha iyi olacaktır?

ŞAKA

Teşekkürler Castro!..

Fidel Castro, Birleşmiş Milletler'deki 5 dakika olması gereken konuşmasına başlarken, sürenin bittiğini belirtecek kırmızı ışığın üzerini, bir mendille örtmüş..

Güzel bir model değil mi?

Bazı hukuk kurallarının üzerini örtmek.. Bazı hak ve özgürlükleri görmezden gelmek..

Ya da, hukuk düzenini topyekûn karartmak..

Teşekkürler Castro.. Sen iyi bir rehbersin!..

BİLİŞİM 2000

Teknoloji herşeye yetmez!..

Bu "Bilişim Fuarı", Türk insanının yüksek teknolojiye ne kadar açık ve yakın olduğunun bir kanıtıdır.. Gösterilen ilgi, en gelişmiş ülkelerdekinden hiç geri değil..

Ama bir mesele var..

Teknolojiye açık veya yatkın olmak, gelişmiş olmaya veya çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmışlığa yetmiyor..

Şu anda Suudi Arabistan'ın televizyonlarında, ordularında, petrol işletmelerinde, dünyanın en ileri teknolojileri kullanılıyor..

Ama Suudi Arabistan'da, kadınların otomobil kullanması bile yasak..

Eski Sovyetler Birliği'nde, devlet uzaya gidebiliyordu.. Ama halkın, "politbüro"nun çizgisi dışında düşünce açıklaması yasaktı..

Yani bireylerin veya bazı kurumların, en ileri teknolojilerle haşır-neşir olması, yetmiyor gelişmişliğe..

Bilgi ve iletişim çağının araç ve gereçleri, özgür düşüncenin, çoğulculuğun, şeffaflığın doğrultusunda kullanılabildiği oranda, gelişmişliğe katkı sağlıyor..

"Silah" da öyle değil mi?..

Silah, bir tecavüz veya bir cinayet aracı olarak da kullanılabilir.. Aynı silah, vatanı, bağımsızlığı, malı ve canı tecavüzlere karşı koruyan bir teknoloji ürünü de olabilir..

"Bilişim" özgürlükle anlam kazanır..


8 EYLÜL 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Mehmet BARLAS

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...