YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Yargıtay: 1 - Barolar:1 Hukuk kümeye

Yargıtay Başkanı'nın, epeyidir yolları gözlenen konuşması ve Barolar Birliği Başkanı'nın bu konuşmaya karşı günler öncesinden planlandığı apaçık belli olan kontr-nutkundan geriye ne kaldı? "Bir yanlış bir doğruyu götürmüş" mü oldu? Ya da bu konuşmalar, kimileri için "bir bizden bir onlardan" demeye mi yaradı? Akla, başka seçenek de pek gelmiyor doğrusu. Hukukçuların ikiye bölündüğü; bırakın bir hukuk kurumu ile diğeri arasındaki uçurumu, Yargıtay'ın Başkanı ile Başsavcısı'nın bile farklı içtihadlara demirlediği bir ülkede durumu başka türlü tarif etmek de mümkün değildir. Ya bir gol atmış ya da yemişsinizdir... Herşey, hangi kaleyi koruduğunuza bağlıdır.

Daha ileri gitmeyelim... Elbette, bu mesele şaka kaldırmaz ve hukuktan söz edilirken yanlışlar ve doğrular sayı ile tarif edilemez. Değil, Barolar Birliği Başkanı; Başkan'ın pek kızdığı deyimle cümle "laikçiler" bir araya gelseler ve sabah akşam otoriter rejimin avukatlığını yapsalar bile, gerçek hukukun doğruluğuna zerre kadar halel gelmez, gelemez. Belki, vatandaşlar hukuksuzluktan bunalır, devlet keskin bir kılıç gibi bilediği yasalarını hoyratça savurduğunda insanlar belki yaralanır... Ama, hukuk asla kaybetmiş olamaz, yenilmiş sayılamaz.

Burası ne garip bir ülkedir ki, en üst düzey hukukçular tüm maharetlerini bir okul münazarasına çıkar gibi sergilemekte ve kürsüde elde edilen skor, hukukun üstünlüğünün tayininde belirleyici olabilmektedir. Ve bu ülkenin ne garip bir medyası vardır ki, konuşulanın ne olduğuna değil, "nelerden bahsedilmediğine ve kimlerin hangi konuşmayı takdir ettiğine" bakarak paye bahşetmektedir. Bu ölçüye vurulduğunuda, irticadan söz etmemesi ve FP lideri tarafından takdir edilmesi Yargıtay Başkanı'nın konuşmasını değersizleştirmeye yetmektedir. Ne dediğine, neyi eleştirdiğine bakmaya gerek duyulmamaktadır.

İşin içine bir kere "ezeli rekabet" mantığı girmiştir. Bu yüzden, Yargıtay Başkanı'na bugün sormamız gereken, "Teşekkür ederiz ama, KHK Krizi yaşandığı sırada neden tek kelime etmediniz?" sorusu bile taraftarlık vazifemiz gereği! içimizde ukde kalmıştır. Diğerine ise zaten soracak sorumuz da, "öğren de gel" demekten başka söyleyecek lafımız da yoktur.

Maç şimdilik berabere bitmiştir ama, kendimizi kandırmayalım. Bu ülkeye, skoru değil hukuku konuşturmayı başaramadıkça kalemiz golden kurtulamayacaktır.


8 EYLÜL 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Mustafa Karaalioğlu

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...