Türkiye'nin birikimi... | ||
|
Perikles'ten Sami Selçuk'aYargıtay Başkanı Sami Selçuk, demokrasi taraftarlarının çok hoşuna giden bir konuşma yaptı. Mamafih, Jakobenler üzülmesin, onların temsilcisi sayılabilecek Barolar Birliği Başkanı Eralp Özgen de görüşlerini belirtti. Robespierre'den mülhem "Hiçbir rejim, düşmanlarını yaşatmaz" cümlesinin altını çizmeyi de unutmadı. Hitler rejimi, Yahudileri; ABD'de bir zamanlar komünistleri yaşatmıyordu. Onlar da aynı şeyi söylüyordu: "Rejimi koruyoruz." Rejimi korumak!
Kelleler uçarken, işkence aletleri faaliyete geçerken, yargısız infazlarla insanlar mahkûm edilip karalanırken, hep benzer gerekçeler ileri sürülmüştür. Amerika'da Mc Carthycilik, Çin'in komünist olması ve Sovyetler Birliği'nin atom bombası formülünü ele geçirmesiyle, üzerinde yeşereceği zemini buldu. "Ben demokratım" dedikten sonra, "ama", "fakat" gibi kayıtlar düşmek, müphem tehlikelere dayanarak, haksızlıkları meşrulaştırmak, olmaz. Hele bu gibi sözler, bir de Barolar Birliği Başkanı'nın ağzından çıkınca insan dehşete kapılıyor. Türkiye'de kamplar yavaş yavaş ayrılıyor: 1- Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in, Yargıtay Başkanı Sami Selçuk'un ve Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'ün temsil ettiği hukukun üstünlüğü çizgisi 2- Malûm çevrelerin korkular ve endişeler üzerine oturtmağa çalıştığı, devletin üstünlüğü çizgisi. Ben şahsen Ecevit'ten, hikmet-i hükûmet baskısından kendisini kurtarmasını ve hukukun üstünlüğüne sarılmasını beklerim. Ecevit'in şiiri
12 Eylül döneminde "Bir ağıt söylev" şiirini yazmıştı Ecevit. Kaybedilen özgürlükler için yakınıyordu: "...Bir seyirlik oyun saydık devleti/ Bıraktık oyuncuların eline/ Düdük çaldı oyun bitti / Haydi dendi, herkes evine" "...Yok artık dostlar ağlamanın yararı / Ellerimizle kazıldı özgürlüğün mezarı" Ecevit'in şiiri çok uzun; ben sadece ufak bir bölümünü aldım sütunuma. Ecevit bu şiiri 7 Mayıs 1992 yılında bir ufak ithaf ile bendenize takdim etmişti. "Özgürlük mücadelesini saygıyla izlediğim Sayın Nazlı Ilıcak'a" diyordu. Bu şiirin sonunda, bir de açıklama yer alıyordu. Perikles'in ağıt söylevi
Açıklamada, böyle bir şiirin 1980'lerin Türkiyesi'nde yazılmış olmasının utancı dile getiriliyordu: "Bu şiir, özgürlüğü yakalamışken, ya da yakalar gibi olmuşken, zaman yitiren daha nice ülkede yazılmış olabilirdi. Önemli olan Perikles'ten yaklaşık iki bin beş yüz yıl sonra, dünyanın herhangi bir ülkesinde böyle bir şiir yazma gereğinin duyulması. Perikles, milattan önce beşinci yüzyılda Atina devletinin başı ve bu devletin özgürlük ve demokrasi simgesi idi. Atina halkı Peleponezya savaşında ölen yurttaşları için düzenlenen törende konuşma görevini ona vermişti. Perikles'in o söylevi 'Ağıt söylev' diye bilinir. Oysa Perikles savaşta ölenlerin ardından ağıt yakmak yerine uğrunda can verdikleri devletin demokrasisini anlatmayı yeğlemişti halkına. Çünkü Perikles'e göre devlet ancak öyle bir demokrasinin varlığıyla uğrunda can vermeye değecek kadar değer kazanırdı. Bundan yaklaşık iki bin beş yüz yıl önceki o söylevde Perikles'in Atina anayasası ve demokrasisi üzerine söyledikleri çağımız insanlığı için bile özlü bir demokrasi dersidir." "Perikles'e göre Atina demokrasisinde: Hukuku savunanlar
Başbakan Ecevit, Yargıtay Başkanı Sami Selçuk'u dinlemeğe gelseydi, herhalde gene Perikles'i hatırlardı. Perikles'ten iki bin beş yüz yıl sonra, hâlâ Türkiye'de, kusurlu bir demokrasi var. Öyle ki, ülkemiz Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde 1 günde 11 ceza alıyor. Perikles'in "ağıt söylevi" hâlâ unutulmadı. Ecevit, 12 Eylül'de kaybedilen özgürlüğün ardından yazdığı şiire, Perikles'in anısına, "Ağıt söylev" başlığını vermiş. Hiç şüpheniz olmasın, Türkiye'yi hukukun üstünlüğü çizgisine çekmeğe çalışan, Sami Selçuk gibi hukukçular da, ileride minnetle anılacak. Bu üslûp ve muhtevadaki konuşmalar arttıkça, Sami Selçuk, Necdet Sezer, Hikmet Sami Türklerin sayısı çoğaldıkça, Robespierre veyahut Mc Carthylerden kurtulmak kolaylaşacaktır.
nilicak@yenisafak.com
|
|
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim |
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|