YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

İslâmcılık islâmcılığa karşı

 
Zevk-i selîm sahibi olanlar bir bakıma zevksizleşmenin nasıl başladığına akıl erdirenlerdir. Türkiye'nin sömürüye konu olduğunu söylemek zevksizliğin kaynağını işaret etmek anlamına gelir.

 

Artık Türkiye'de 70'li yılların kesin ve keskin siyasi kompartımanlarından bahsetmek mümkün değil. Giderek siyasî tutumlar mutlak mânada birer politik söylem olmaktan uzaklaşıyor, onun yerini siyasete sosyal seğirdimin kattığı söylem alıyor. Laikler ve İslâmcılar olarak belirgin bir bölünmeye uğramadık; ama hiçbirimizin gözünden kaba ve sınırları muğlak bir ayrım içinde bulunduğumuz kaçmıyor. Bir yanda laik bir politikanın bayraktarlığını yapmaya hiç hevesli olmadığı halde sadece laik politikaya destek verebilecek toplum kesimi yer alıyor; beri yanda İslâmcı bir politikaya ihtiyaç olmadığına inandığı halde sadece islâmcıların politikalarına destek verebilecek ve/veya sadece islâmcılardan nemâlanabilen toplum kesimi var. İki taraf için de mesele Türkiye'nin yeniden inşası olmaktan çıktı. Sadece restorasyondaki yöntem, büyük ölçüde zevk farkları onları birbirinden ayırıyor. İki taraftan biri zevkli, diğeri zevksiz asla değil. Yeni bir yapı kurmak gereğini duymadıkları için zevksizlik dairesinden çıkabilmiş değiller. Restorasyon uğranılan zevk kaybı ile gerçekleşsin isteniyor. Bir taraf diğerini asla zevksizlikle suçlamıyor. Her iki taraf da farklı, birinin yanında diğerinin gitmediği zevksizliklere meyletmiş bulundukları için iyi geçinemiyor.

Uğranılan zevk kaybı, daha doğrusu zevk kaybına uğranılıp uğranılmadığının fark edilmesi laikleri laiklerden, islâmcıları islâmcılardan ayırıyor. Zevk-i selîm sahibi olanlar bir bakıma zevksizleşmenin nasıl başladığına akıl erdirenlerdir. Türkiye'nin sömürüye konu olduğunu söylemek zevksizliğin kaynağını işaret etmek anlamına gelir. Çünkü zevkin ölçüsünü ya modern dünyanın ürettiği beynelmilel ve kozmopolit bir anlayışta bulacağız yahut toplum veya millet olarak neyi zevkli saydığımız konusunda bir ölçüyle irtibat kuracağız. Yani zevkleri ve renkleri münakaşa ettiğimiz zaman toplum olarak başımıza neler geldiğini, yaşadıklarımızın hangi ahlâk ilkesiyle açıklanabileceğini de münakaşaya açmış oluyoruz. Zevkli bir insan olmak kendine yakışanı bulmak demek. Bir topluma yakışan ise başka bir toplum tarafından yağmaya konu edilmeyecek bir gücü temsil etmesi demektir.

"Real laikler" ve "real islâmcılar" sömürülen Türkiye bahsini kapatmak isterler. Ne şimdiki sömürünün mekanizmasına itiraz edilir ve ne de bu mekanizmanın tarihî sürecinin eleştiriden geçirilmesi işlerine gelir. Çünkü her iki tarafın da bütün derdi, bütün fikri hal-i hazırda işleyen yapının kendilerine hangi fırsatları tanıdığını bilmekle sınırlıdır. Fiilen laiklik ve fiilen İslâmcılık kisvesinde olup da dikkatleri Türkiye'nin yağmaya konu edilmesinden uzaklaştıranlar bu yağmadan pay alanlardır.


7.OCAK.2000


Kağıda basmak için tıklayın.

İsmet Özel

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...