YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Gündemsizleştirilmiş Türkiye

 
1950-1960 arasında bütün siyasi aktörler bakımından on yılın gündemi "yeni ahit" meseleleriyle dolu bir gündem oldu.

 

Artık gündemsizleştirilmiş bir Türkiye'de yaşıyoruz. Bu demektir ki bir ülke olarak Türkiye dünya şartlarını kendi çıkarları doğrultusunda yorumlama özelliğinden yoksun kalmıştır. Bir millet olarak Türkler de kendi hayat biçimlerini oluşturma meselesinin tamamıyla cahilidirler. Türkiye yeniden bir gündeme kavuşacak mıdır? Bu soruyu sorabilecek veya anlamlı kılabilecek kadar canlılık taşıyıp taşımadığımız şimdiden ve şimdilik belli değil.

Bu günlere gelinceye kadar hep bir gündem dairesinde yaşadık. Cumhuriyetin ilânı İslâm'ı toplum hayatının merkezine yerleştirmeksizin modern bir kültür inşa etme tasarımını harekete geçirdi. Dolayısıyla 27 yıl Türkiye'nin gündeminde militan modernlik vardı. Genç Türkiye Cumhuriyeti dünya milletleri arasında varlığını pekiştirebilecek araçlar edinmede dönemin genç ve aykırı siyasi rejimlerinden sırasıyla yararlandı. Bolşevik Rusya'nın, Faşist İtalya'nın, Nasyonal Sosyalist Almanya'nın kimi kurumları, kimi uygulamaları ve kimi tezleri tek parti dönemindeki gündemi belirlemede Türkler için ilham kaynağı oldu.

1950'deki yönetim değişimi bir gündem değişiminin de başlangıcıydı. Hükümeti oluşturan Demokrat Parti ileri gelenleri Kemalist devrimlerden halk tarafından benimsenmiş olanlarını memnuniyetle koruyacaklarını ve fakat benimsenmemiş devrimleri zorla benimsetmek için çaba harcamayacaklarını beyan ettiler. Böylelikle Ankara'daki "Bakanlıklar" semtinin adı "Vekâletler" oldu. Bu yaklaşım kültürde yeni bir ahdi kabûllenmeyi gerektiriyordu. 1950-1960 arasında bütün siyasi aktörler bakımından on yılın gündemi "yeni ahit" meseleleriyle dolu bir gündem oldu.

Dünya sistemindeki merkez/çevre ilişkileri çevrenin yükselen dalgayı temsil eder hale gelmesini temin ettiği sırada Türkiye gündemini sol eğilimli bir siyasete açılıp açılmama sorusu etrafına yerleştirdi. 12 Mart 1971 askerî muhtırasına kadar Türkler gündemleri gereği sola açık bir düzenlemeyle Cumhuriyet'in kültür politikasını istikrarlı bir mecraya sokup sokamayacaklarını, daha kişilikli bir beynelmilel statü için çıkış yolu bulup bulamayacaklarını tartıştılar.

Millî kültür ve millî siyaset arasındaki sirke ve zeytinyağı ilişkisi 1973 yılında Bülent Ecevit'e "tarihsel hata" ibaresini telâffuz ettirdi. Gerçekten Cumhuriyet'in ilânından günümüze kadar millî kültür ve millî siyaset bir şeffaf şişe içine konulmuş sirke ve zeytinyağı görünümündedir. Eğer şişeyi çalkalarsanız ve birbirine muvakkaten karışmış sirke ve zeytinyağını çalkaladığınız sırada birilerine gösterirseniz kap içinde türdeş bir sıvı varmış gibi görünür. Lâkin sükûnet avdet edince sirke ve zeytinyağı birbirinden ayrılır. Yağ sirkenin üstünde yerini alır. Demek ki Türkiye'nin gündemini son 27 yıl bu çalkalanma oluşturmuştur. Çalkantıdan hepimizin başı döndü. Sakinleşebilmemiz için dünya sisteminin lortları bizi hem millî siyasetten ve hem de millî kültürden vazgeçirdiler. Sonuç şimdiki gündemsizliğimize vardı.


11.OCAK.2000


Kağıda basmak için tıklayın.

İsmet Özel

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...