YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Yazılamayan bir bayram yazısı

 
Bu Salı günü bayramın kaçıncı günü, bayram yazısı hiç yazmasam olmaz mı diye takvime bakınca bayramın bittiğini görüp rahat bir nefes aldım.

 

Şunu açıkça itiraf etmeliyim, her konuma uygun yazı yazmak için ne köşe yazarlığı tecrübem ne de becerim yeterince müsait. Bayram seyran gibi o günkü ruh halimin dışında neşeli görünmem, yazılarıma da bunu yansıtmam gerektiğinde günler öncesinden beni bir sıkıntı alır. Bu sene de Ramaza'nın son on gününde böyle oldu. Aldı beni bir sıkıntı; bayram gününe denk gelen yazıda neden bahsedeceğim? Hasan Celal Güzel'den bahsetmem olmaz, sıkıntılı. Çeçenistan hiç bayrama gidecek bir yazı değil, bu insanları yalnız bırakmanın utancından söz edeyim de bayramınızı zehir mi edeyim? Bankalar operasyonundan Avrupa Birliği'ne birçok konuyu zihnimden geçirdim, şöyle gönlümce bayrama gidecek bir konu bulamadım.

Kul sıkışmayınca Hızır yetişmez derler, sonunda bir konu buldum. Daha doğrusu uygun bir konu bulamayınca geleceğe gidip böyle bir konu icad ettim. On sene sonraki bir bayram yazısı nasıl olur onu hayal edip yazacaktım. Eh her halde 2010 yılında insan hakları ihlalleri, hukukun üstünlüğü, düşünce ve ifade, din ve vicdan hürriyetleri açılarından şu anda bulunduğumuz noktada olmayacaktık. Artık okumayı istemek değil, çete kurmak suç sayılacaktı. İmam Hatip Liseleri'nden mezun olmak değil, bu mezunların önünü kesmek ve fırsat eşitliğini engellemek ayıplanacaktı. Hayal bu ya rektörler senelerdir okuma hakları ellerinden alınan başörtülü kızları gazetelere ilan vererek yarım kalan öğrenimlerini tamamlamaya davet edeceklerdi. İşin en garibi geçmişte yapılan haksızlıktan dolayı üniversite adına bu öğrencilerden özür dileyeceklerdi.

Bu özür dileme de nereden çıktı diyeceksiniz. Şuradan çıktı: Böyle bir yazı yazmaktan vazgeçtiğim geçtiğimiz Çarşamba günü The Detroit News'de bir haber okudum. Ann Arbor'da Washtenaw Community College'de bir Müslüman öğrenciden okulun yöneticisi özür diliyor. Olay şöyle: Suriye asıllı Sousan Kiwan isimli öğrenci sınıfta ödevini sunarken Bismillahirrahmanirrahim diye başlıyor, sunumuna. Dersin hocası böyle bir başlangıcın uygun ve kabul edilebilir olmadığını belirten bir not gönderiyor öğrenciye. Olay büyüyor ve The Council on American-Islamic Relations adındaki bir örgüt okul yönetimine öğrencinin davranışının hiçbir yasaya aykırı olmadığı, tam tersi anayasal bir hakkı olduğu yönünde bir mektup gönderiyor. İşte bu mektup üzerine okul başkanı öğrencinin böyle bir hakkının olduğunu kabul edip hocanın dikkatini çekiyor ve öğrenciden bu davranış için özür diliyor. İşte bu haberi okuyunca seneler süren ve binlerce kişinin okuma hakkını elinden alan geçmişteki başörtüsü uygulamasından dolayı 2010 yılının yöneticilerinin bu öğrencilerden özür dileyeceklerini düşündüm.

Ancak aynı Çarşamba günü Fatma Temiz isimli bir öğrencinin 2000 yılına mektup kampanyası çerçevesinde 22 Mayıs 1987 yılında TBMM Başkanı'na gönderdiği mektubu Yeni Şafak'ta okuyunca 2010 yılının bayram yazısını yazmaktan vazgeçtim. Fatma Temiz mektubunda 140 öğrencinin inançlarına uygun giyindiklerinden dolayı okullarından atıldıklarından, protesto için açlık grevine başladıklarından bahsediyor, bu eylemlerinin başarıya ulaşacağı inancını dile getiriyor ve 200 yılı Meclis Başkanı'na "Umarız 2 binli yıllarda ülkemiz uygar ve ileri ülkeler düzeyine ulaşmış olur. Dileriz insanlar inanç ve fikirlerinden dolayı horlanmaz. Ülkemiz bağımsız, insanımız özgür olur" temennisini iletiyor. Din ve vicdan hürriyeti, hukukun üstünlüğü bakımından on üç sene önce yazılan bir mektuptan çok daha geri olduğumuzu görünce doğrusu 2010 yılına yönelik bahsettiğim tarzda bir bayram yazısı yazmanın riskli olduğunu gördüm.

Neticede anladım ki içinde bulunduğum ruh halinin dışında bir bayram yazısı yazamayacağım. Bu Salı günü bayramın kaçıncı günü, bayram yazısı hiç yazmasam olmaz mı diye takvime bakınca bayramın bittiğini görüp rahat bir nefes aldım. Dedim ya ben bu işte daha yeni sayılırım, her duruma uygun yazı yazmak kim, ben kim...


11.OCAK.2000


Kağıda basmak için tıklayın.

M. Akif Aydın

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...