"Sabah"ın arşivleri, Nurol konusunda yanılıyor mu?

 
Yıllarca Cavit Çağlar hakkında ne haberler, ne köşe yazıları yayınlandı "Sabah"ta.. Sonra da baktık, Dinç Bilgin ve Cavit Çağlar, "Etibank"ın özelleştirilmesini ortak olarak "kazandılar".

Allah, antik Yunan'ın büyük bilgini Arşimed'den (MÖ 287-212) razı olsun.. Bizim "kaldıraç" dediğimiz aygıtın, insan gücüne güç katan fizik kanunları ile çalıştığını buldu..

Böylece, yeterli uzunluktaki bir manivela (kaldıraç, levye) ile, bir insanın, dünyanın en ağır cismini bile yerinden oynatabileceği anlaşıldı..

Allah, İskoçyalı mühendis James Watt'dan da (1736-1819) razı olsun.. Buhar gücünü makinaya aktarıp, insanın yönetiminde, sürekli olabilecek bir güç kaynağı buldu..

Ve derken ilk bilgisayarın yapılışı (1945) ertesinde, "Inter-net"i, "Windows"u, "Pentium"u ile, bilgi ve iletişim çağı geldi.. Şimdi artık fiziksel gücün değil, "beyin gücü"nün, "hafıza"nın, "bilgi"ye ulaşımın, inanılmaz ölçüde artırıldığı bir dönemi yaşıyoruz..

Kaldıraçla, vücudumuzun gücünü katlayarak artırabiliyorduk..

Bilgisayarlar sayesinde, beyin gücümüzün kaldıracı bulunmuş oldu.. Bilmem kaçyüz tane matematikçinin, bilmem kaçyüz yılda yapabileceği hesapları, güçlü bir bilgisayar, birkaç saniyede yapıyor şimdi..

Enerji kaynağı ve iletişim araçları var oldukça, bu artırılmış beyin gücü, buhar makinasındaki gibi, sürekli var oluyor..

Örneğin "benim hafızam zayıf" diye şikayet etmek, artık mümkün değil.. Inter-net aracılığı ile giremeyeceğiniz arşiv kalmadı dünyada..

20 Ocak Perşembe günkü "Hürriyet"te, Petrol Ofisi AŞ'nin (POAŞ) özelleştirmesi için, başvuru süresinin o gün biteceği yazılıydı..

Haberde, POAŞ özelleştirme ihalesine girecek şirketlerden bazılarının isimleri de vardı..

Örneğin "Sabah" gazetesine sahip olan sermayenin sahip olduğu "Medya Holding", POAŞ özelleştirmesine "Nurol Holding"le birlikte katılıyormuş..

Benim hafızam zayıf olduğu için, İnter-netten Sabah'ın arşivine girdim. "Nurol" kelimesini yazıp, cevap bekledim..

Ekranda, koca bir haber ve makale listesi çıktı "Nurol" hakkında..

Meğer, bizim Meclis'in yeni salonunun yapımında hep adı geçen "Mesa-Nurol" beraberliğinin bir parçasıymış bu "Nurol"!.

Örneğin 16 Ocak 1998 Cuma günü, "Sabah"ta Necati Doğru, şunları yazmış..

- Egemenlik kayıtsız şartsız Mesa ile Nurol'undur.. Meclis salonu yenilendi.. Eski koltuklar söküldü.. Söküm becerisi için, 5 milyar liralık faturayı, Mesa ile Nurol şişirerek 500 milyar liraya Millet Meclisi'ne köklediler. 1,2 milyon dolarlık havalandırma sistemi faturasını yüzde 150 şişirerek Meclis'e geçirdiler. Giden halkın parasıdır.. Yani egemenliğin sahibi olan halkın..

"Nurol" hakkında "Sabah"ta çıkan sayısız haber ve yazı hep böyle..

Ve birden 1999'un bir döneminde, Nurol hakkındaki haber ve yazılar kesiliyor..

Herhalde Sabah'ın bir yöneticisi gelip, "Nurol hakkında yazı yazanı delerim" diye uyarıda bulunmuş değildir..

Ama Nurol'la ilgili haberler ve yazılar kesildikten sonra da, "Sabah"çıların, Nurol'la ortaklığa girdiği duyuluyor..

Son olarak da Hürriyet'te yayınlandı haber..

"Medya Holding", "Nurol Holding"le birlikte, POAŞ'ın özelleştirme ihalesine giriyormuş..

Neden olmasın ki?

Yıllarca Cavit Çağlar hakkında ne haberler, ne köşe yazıları yayınlandı "Sabah"ta.. Sonra da baktık, Dinç Bilgin ve Cavit Çağlar, "Etibank"ın özelleştirilmesini ortak olarak "kazandılar".

Hani Sabah'taki arkadaşımız İlker Sarıer, televizyonda canlı yayınlanan Kadir Çelik ile eski Eminönü Belediye Başkanı'nın ilişkilerine değinip, "bu yanlıştır" demişti ya..

İşte böyle birşey..

"Sabah" sermayesi, "Nurol"la ortak olduğuna göre, artık Mustafa Kalemli'nin siyasi hayatını bitiren "Meclis Salonu İnşaatı" konusu da, unutturulmak durumunda..

Unuturuz ama, bu bilgisayara ve Inter-net'e geçmiş arşivleri, hiçbir hafızadan çıkartamazsınız ki.

İnsan kendi gazetesindeki haber ve yazılara önem vermezse, okurlar ne yapsın peki?

Herşey, sadece "para" mı yani?

ŞAKA

Biz bize benzeriz..

Bu özelleştirme kavramını da, sonunda iyice benzettik..

KİT'lerin sahibi olan devlet, aynı zamanda "Resmi Gazete"nin de sahibiydi..

Şimdi bu KİT'leri, iktidarı eleştirme gücü olmayan ve bankaları ile devlete bağımlı "yarı resmi gazeteler" arasında paylaştırıyoruz..

Bunun adı da, özelleştirme!.

Ne olacak yani. Birileri de, "28 Şubat demokratik ve meşruydu" demiyor mu?

GARİP İLİŞKİLER

Kartel icad oldu, medya bozuldu

Petrol Ofisi (POAŞ) özelleştirmesine girecek ortaklıklar arasında "İş Bankası-Doğan Holding" beraberliği de varmış..

Bir yanda "Sabah"çıların "Medya Holding"i, "Nurol Holding"le giriyor bu özelleştirmeye..

Öte yanda Hürriyetçilerin "Doğan Holding"i de, "İş Bankası" ile giriyor POAŞ özelleştirmesine..

Demek, yanına bir medya grubu almadan, devlet ihalelerine girmek pek akıl işi değil..

Kartel-öncesi dönemde, "Sabah"ta çıkan, İş Bankası hakkındaki haber ve köşe yazılarını karıştırdık..

Mesela 22 Ekim 1995 tarihli "Sabah"ta, İş Bankası'nın Aydın Doğan'a "Dış Bank"ı satma biçimi, enine boyuna incelenmiş.. Ödemesiz yılların fazla olduğu, Dış Bank'ın satın alındığı kaynağın da İş Bankası tarafından yaratıldığı falan yazılmış o dönemin "Sabah" gazetelerinde..

Ama şimdi "kartel" var ya..

Ne "Hürriyet", TBMM salonu yolsuzluğunu hatırlatıp, "Sabah"ın POAŞ ihalesine "Nurol"la ortak girmesini eleştirebiliyor..

Ne de "Sabah", koca İş Bankası'nın, POAŞ'a önce Kamuran Çörtük'le girdiğini hatırlatıp, şimdi de Doğan Holding'le olan ortaklığı irdelebiliyor..

Yanlarına bir medya şirketi alamayan şirketler ise, sessiz ve ümitsiz..

Size göre, bütün bunlar ayıp ve yanlış değil mi?