T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Empati toplantısı izlenimleri

Ülkemizin en entellektüel Emniyet mensupları Trabzon'da olmalı. Bu kanaate, bu yıl "Avrupa Birliği sürecinde siyaset ve vesayet" genel başlığı altında yapılan 'Empati toplantıları' sırasında vardım...

Kravatlı, takım elbiseli, beyaz çorap ve beyaz ayakkabılı biri, salonun en önündeki koltukların en ortasındakinde oturdu ve iki gün boyunca, sabahtan akşama, bütün konuşmaları, soru ve cevapları, kamerasıyla tespit etti. Trabzon'da bir kaç yerel televizyon var, önce onlardan birinin kameramanı sandık adamı; nihayet birimiz dayanamayıp sorunca, pek şirin bir cevap geldi: 'Cop Tv'... Bu cevabı duyan herkesin kahkahalara boğulduğunu tahmin edersiniz...

Ne halde olduğumuzu 'Cop Tv' esprisi en güzel biçimde ortaya koyuyor. Gerçi aramızda yabancı yoktu, ama takvimine uyabilseydi, AB'nin Ankara büyükelçisi Karen Fogg da konuşmacı olacaktı. Bütün oturumların suç gözüyle bakılmak üzere kayda geçirildiğini ona anlatamazdık herhalde... Söz ve fikirlerin 'suç' olduğu görüşü ile AB adaylığı birbirine taban tabana ters çünkü...

Cengiz Çandar, ikinci günün son konuşmalarından birini yaparken, adamı da göstererek 'Cop Tv' gerçeğine değindiğinde, polis-kameramanın yüz kasları oynamadı bile; işine aynen devam etti o... Doğu Ergil'in, "Şimdiye kadar suç işleyen oldu mu?" sorusuna, 'Cop Tv' muhabiri, "Hem çekip hem söylenenleri anlayamam, o sonra" cevabını verdi.

Av. Osman Çıtlak, Ali Değermenci, Şinasi Haznedar, Yaşar Yurtseven ve Aşkın Bakkalcı'nın öncülüğünü yaptığı 'Empati toplantıları' genel başlığıyla düzenlenen etkinliklere bu benim ikinci katılışım. Herbirinin önünde 'siyaset' sözcüğü bulunan beş genel başlık altında yapıldı bu yılın toplantısı: Egemenlik sorunu, ekonomik güç, medya, bürokrasi ve hukuk... Ferhat Kentel ile başlayıp Mehmet Altan'la sona erdi konuşma maratonu. Cengiz Aktar, Mustafa Karaalioğlu, Zerrin Kurtoğlu, Eser Karakaş, Mehmet Bekaroğlu, Murat Belge, Yusuf Kaplan, Avni Özgürel, Ali Bayramoğlu, Doğu Ergil, Cengiz Çandar, Yılmaz Ensaroğlu, Tülin Bumin, Ahmet İnsel ve Mustafa Erdoğan da konuşmacılar arasındaydı...

Herbiri farklı meşguliyetleri olan bu kadar insanı iki günlüğüne bir mekânda toplamak çok zordur; Trabzon'daki bir avuç genç bir kaç yıldan beri bunu başarıyor. "Empati toplantısı bu yıl haziranın ikinci haftasında denildiğinde" herkes takvimine not düşüyor ve orada bulunmaya çalışıyor. Toplantılar Trabzon eşrafının da dikkatini çekmeye başladı; bu yıl, bir akşam yemeğinde, Trabzon Sanayi ve Ticaret Odası ile Trabzon Sanayici ve İşadamları Derneği'nin konuğu olduk...

Geçen yıldan buyana morallerde düşüklük yaşandığı bir gerçek; öncenin umutlu konuşmalarının yerini, bu yıl, ihtiyatlı veya karamsar yorumlar aldı. Bu kadar aydının kara bulutlar çizip durduğu bir toplantı, yine de, kent aydınlarının zihin dünyalarını olumsuz etkilemez göründü... Sorulardan ve aralardaki ayaküstü sohbetlerden çıkardığım, Trabzonlular bizden daha da karamsar... İşsizlik Trabzon'u da vurmuş; üretimsizlik, ihracat yokluğu iş dünyasını yeni arayışlara sevk etmiş... O arayışların gerçekleşebilmesi ise, bizim tartıştığımız konularda mesafe alınmasıyla yakından ilişkili...

Trabzon tarihî bir kent, ancak kentin tarih dokusu gözlerden saklı bugün. Bir yarım gün sokak aralarında dolaşarak tarihin izlerini aradığımızda, yeni mahallelerin hemen arkasında fazla güneşten saklanmaya çalışırcasına kendini geriye çekmiş eski binalar gördük. Otomobil-öncesi devrin ihtiyacına cevap verecek kadar dar bırakılmış sokaklarda, Trabzon'u kudretli padişahların eğitim merkezi olarak düşünmüş bir imparatorluğun bakıyesi eserlerle hâlâ karşılaşılıyor.

Geçen yıl, aynı sokaklarda dolaşırken, orada bulunma vesilemizden habersiz insanlar, ziyaret sebebi olarak yüz güldüren çeşitli senaryolarını ifade etmişlerdi; bu defa, önümüzü kesen bir grup, "Hayrola, duruşmanız mı var?" diye soruverdi. AB konusunu tartışmak üzere geldiğimiz kentte, halkın, düşünen, yazan, konuşan insanlara revâ görülen âkıbetle ilgili tasavvuru ilgi çekiciydi.

Daha önce de kulağıma geliyordu, ama burada kesin bilgi haline dönüştü: Televizyon kanalları, gazetesi, dergileri bulunan hayli hareketli bir grup, bir de siyasî partiyle toplumun karşısına çıkmaya hazırlanıyor... Haydar Baş'ın önderliğindeki grup, son haftalarda, Trabzon, İstanbul ve Ankara'da "Ermeni soykırım iddialarını kınama" amaçlı mitingler düzenlemişti de, konuyla grup arasında bir ilişki kuramamıştım.

Parti 'Kuva-yı Milliyeci' olacak ve 'millî dâvâ' genel başlığı altına girebilecek konuları tâkip edecekmiş... Grubun, AB karşıtı, Abdullah Öcalan'ın idamından yana, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne karşı üyelerden oluştuğunu 'Empati Grubu' toplantısı sırasında öğrenme fırsatımız oldu.

Önümüzdeki dönemin siyasî gelişmelerine ışık tutabilir diye kaydediyorum: FP genel başkan yardımcısı Mehmet Bekaroğlu'nun konuşmasından, partisinin bugüne kadar izlediği tavırdan farklı bir söylemin haberini alır gibi oldum. "Beni 3. Dünyacı olmakla suçlayanlar çıkabilir" diyen FP yöneticisi, içe dönüşü savunan bir konuşma yaptı.

AB süreci konulu bir toplantıydı katıldığımız, ama AB karşıtı cephenin kalabalıklaşmaya başladığı izlenimi verdi bana.


18 Haziran 2001
Pazartesi
 
TAHA KIVANÇ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED