T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Turistik kolonyalizm

Nedendir bilinmez cennet vatanın güzellikleriyle övünmemize rağmen bu cennet bize fazla bir şey ifade etmez. Bu güzellikleri keşfeden turistik bakış açısının zaman zaman bu cenneti insanımız için cehenneme çevirdiği bile olur. Ama insanlarımız, tatmadığı bir cennet nimetine sahip bir ülkede yaşıyor olmakla övünmeyi de sürdürür.

Örneğin dünkü gazetelerde iki haber aynı sayfalardaydı. Başörtüsü nedeniyle üniversite sınavına alınmayan hayatının baharında cehennemi yaşayan bir kızla cennet Türkiye'ye tatile gelen turistlerin fotoğrafları.

Türkiye bu yıl turizmde patlama yapacakmış. Turist sayısı bakımından bu yıl Yunanistan'ı geçmesi bekleniyormuş. 2001 yılına ilişkin turizm sektörünün tahminleri bu yönde; Avrupalı turist sayısının yüzde 17'sinin Türkiye'ye gelmesi bekleniyormuş.

Türkiye koloni deneyimini yaşamadan kültürel olarak kendi kendini kolonileştirmiş belki de tek örnektir. Sömürgecilerin yapamadığını kendi kendine gerçekleştirerek tarihinden, kültüründen koparılmayı bilinçli bir politika olarak uygulamış başka bir ülke gösterilemez.

Kelimenin doğrudan çağrıştırdığı anlamda bir kolonileşme deneyimi yaşamamış olmamız bize pekçok alanda özgün olmamızı sağlamış olsa da tümüyle özgür bırakıldığımız anlamına da gelmemektedir. Kültürel anlamda yaşanan bir tür kendi kendine kolonileşme politikaları doğrudan kolonileşme doğurduğu sonuçlardan daha yıkıcı etkisi oldu.

Türkiye'nin hem tarihi olarak Avrupa'nın merkezinde ve belirleyici aktörlerden biri olarak rol alması hem de Avrupalı için "öteki"ni (yani İslam, Türk) temsil etmesi ilişkileri muhtevasını hâlâ belirlemektedir. Ya da bu gerçeği yok sayarak ilişkilerin arkaplanını izah etmenin imkanı yok. Her ne kadar bu gün monoblok bir Avrupa ve Avrupa kimliğinden bahsetmek mümkün olmasa bile, Avrupalılığı belirleyen ortak paydalar sıralanacak olursa bu faktör hemen öne çıkacaktır. Çünkü kimlik öteki ile kaimdir.

Bu tarihi arkaplanla turizm patlaması arasındaki nasıl bir ilişki kurulması gerektiğini anlamak isteyenler Türkiye'nin kimler için cennet, kimler için cehennem haline geldiğine bakabilirler. Kültürel ve kimlikle ilgili, kimileri için soyut sayılabilecek tartışmalar bir yana, yaşanılan ekonomik krizin ardından hayatın cehenneme döndüğü bir ülkenin Avrupalı turistler için cennet haline gelmesi ilginç olsa gerek.

Turizm ideolojik ve kültürel boyutlarından soyutlanarak sırf sektörel ve ekonomik olarak ele alınamaz. Ülkenin temel sanayi, teknoloji kaynaklarının dumura uğratıldığı bir dönemde turizm özellikle şişiriliyorsa bu; Avrupalı kimliğini oluşturan hafızanın derinliklerinde yatan öteki imajından soyutlanarak izah edilemez.

Almanya'nın fakirleri, İngiltere'nin işçi sınıfına mensup neredeyse ekonomik ve sosyal olarak dibe vurmuş dar gelirli, dışlanan kesimden insanları aynı ekonomik imkanlarla burada ülkesinde göremeyeceği birinci sınıf itibar/hizmet görebiliyorsa bunun yeni türden kolonyalizm tanımından başka izahı olabilir mi? Üstelik Avrupalı alt sınıftan insanların ödediği miktarla ülkesinin cennet olmasıyla övünen insanlarının ancak üst sınıfa mensup olanları yararlanabiliyorsa, dolayımlı da olsa bir tür efendi-köle ilişkisinin global versiyonu ile karşı karşıyayız demektir. Alman işçisinin kendi ülkesinde kapısından adım atamayacağı otelde buranın kaymak tabakasının hizmet ettiği bir ilişki biçimi. Sömürge yüzyıllarındaki ilişkiler de bundan pek farklı değildi. Hindistanlı asillerin ancak sömürgecilerle bir İngiliz çayı içme ayrıcalığı olabilirdi.

Turizmin dünyanın her tarafında böyle olduğu safsatasına artık kimse inanacak değil. İsterseniz aynı şartlarda bir İngiliz turistle yer değiştirmeyi deneyin. Eğer İtalya ve İspanya örneği ile itiraz edilecek olursa bunun geçersizliğini anlamak için İtalyan ve İspanyol turistlerin hangi ülkede tatil yaptıklarına bakarak anlayabilirsiniz. Ya da bu iki ülkenin teknolojik ve sanayi açısından geldiği konumla Türkiye'nin konumu arasındaki farkı kıyaslayabilirsiniz. Turizm orada iyi para getiren sektörlerden bir sektör, burada ise dumura uğratılmış bir bedende şişirilmiş bir uzuv görünümünde.


19 Haziran 2001
Salı
 
AKİF EMRE


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED