T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

P O L İ T İ K A

Hükümete ateş düştü

"ANAP, siyasi yıpranmışlığının bedelini DSP'ye ödetmeye çalışıyor. ANAP'ın hükümetle bir sorunu varsa çekilir."

ANAP'ın, DSP'yi ve hükümeti hedef alan sözlerine DSP ve MHP'den sert tepkiler geldi. Hükümetin yeniden yapılandırılarak TBMM'den güvenoyu istemesi gerektiğini açıklayan ANAP Genel Başkan Yardımcısı Erkan Mumcu'nun sözleri hükümet ortaklarının arasını açtı. Ortaklar arasındaki kavganın hükümeti ömrünü belirleyeceği ifade ediliyor.

DSP: Yıpranmışlığın bedeli

DSP Grup Başkanvekili Aydın Tümen, ANAP kurmaylarının, "siyasi yıpranmışlığın bedelini DSP'ye ödetmeye çalıştıklarını" savunarak, "Sayın Mumcu'nun, ANAP Genel Başkan Yardımcısı olarak Sayın Başbakan'ın sağlığını da ima ederek sarfettiği sözler koalisyon adabına yakışmıyor. Hükümetin gündemindeki konuları sanki kendi partilerinin talebiymiş gibi ortaya koymaları yanlış" dedi.

Sorun varsa çekilsinler

DSP İzmir Milletvekili Salih Dayıoğlu da, "Başbakanımız Ecevit'in sağlığı üzerinden politikalar yapmak koalisyon adabına yakışmaz. ANAP'ın bu hükümetle bir sorunu varsa, hükümetten çekilir. Ama ANAP yönetimi bunu göze alamadığı için siyasi şov yapmayı tercih ediyor. Ekonomik kriz sebebiyle hükümete duyulan tepkiyi, bize ve MHP'ye atarak kendini aklamaya çalışıyor" diye konuştu.

MHP: Rapor ANAP'ın değil

MHP kanadı ise Mumcu'nun açıkladığı raporun, ANAP'ın değil hükümet ortağı partilerin liderlerince onaylanan bir rapor olduğunu bildirdi.

Kızılcahamam Patalya Oteli'nde yapılan MHP toplantısının sonunda bir basın toplantısı düzenleyen MHP Genel Başkan Yardımcısı Şevket Bülent Yahnici, ANAP'a sert tepki gösterdi. Hükümetin, 15-20 gün önce tasarruf sağlayıcı, giderleri azaltıcı, gelirleri artırıcı tedbirler paketini görüştüğünü bildiren Yahnici, paketin pazartesi günü önce liderler arasında, sonra hükümet arasında görüşüldüğünü de hatırlatarak, şöyle dedi: "Bu arada bir siyasi partimizin, özellikle aynı konu için, ekonomik krizden kurtulma çarelerini arayıcı nitelikteki bir çalışmayı, tek başına yaptığı bir çalışma gibi takdimini, çok haklı bulmadığımızı ifade etmek istiyoruz. Bu, 15-20 günü bulan bir çalışmadır, 1-2 günlük bir çalışma değildir. Bir siyasi partinin 'bizim tedbir paketimiz' diye dün açıkladığı tedbirlerle, basın tarafından hükümete ait tedbirler olarak dile getirilen paket arasında aynı ifadeler söz konusudur. Ortada hükümet, liderler tarafından başlatılmış bir çalışma vardır. Herhangi bir siyasi partinin, özellikle kendi yaptığı çalışmayı, hükümetin de ötesinde bir çalışma olarak sunma gibi bir hadise mevcut değildir."

Yahnici, "ANAP'ın 'güven oylamasına gidilsin' önerisi" ile ilgili olarak da, "O zaman hükümet için gensoru versinler. Böyle şey olur mu? Bu söz abesle iştigaldir. ANAP ya da ANAP sözcüsü kendilerini gözden geçirmek zorundadırlar" dedi.

Adaba da edebe de aykırı

Grup Başkanvekili İsmail Köse de, ANAP'ın açıkladığı raporun "kendinden menkul" olmadığını belirterek, bunun, koalisyonu oluşturan üç genel başkanın biraraya gelerek üzerinde mutabakat sağladığı bir rapor olduğunu söyledi.

ANAP'ın rapor diye sunduğu belgede, 57. Hükümet'in programının da yer aldığını öne süren Köse, bunun, ANAP'ın raporu olarak sunulmasının "fevkalade yanlış" olduğunu savundu.

Köse, bir gazetecinin "ANAP'ın raporunda DSP, MHP ve Başbakan Bülent Ecevit'e ilişkin bazı olumsuz görüşler yer aldığını" hatırlatması üzerine, "koalisyon adabı ve edebinin, bunları ne söylemeye ne de hazırlamaya müsait olduğunu" söyledi.

Köse, koalisyon hükümeti olmanın bağlayıcı kuralları bulunduğunu, bunun ise hükümet programı olduğunu kaydederek, "Siz böyle bir programı bırakıyorsunuz, önce Başbakan'a 'evet' diyorsunuz, dışarı çıkınca 'program tatmin edici değil, başarıya ulaşılmadı' diyorsunuz, bunu kabul etmek mümkün değil" diye konuştu.

Kendi üsluplarının farklı olduğunu, aynı üslupla cevap vermelerinin inançlarına ters düştüğünü vurgulayan İsmail Köse, "ANAP'ın amblemi altında yayınlanan bir belgeyse bu, adaba da, edebe de aykırıdır" dedi.

'Ortaklarımızdan şov değil katkı bekliyoruz'

ANAP Genel Başkan Yardımcısı Erkan Mumcu, "Açıklanan paketin öncelikli muhatabı hükümet sonra siyasi partilerdir. Biz ortaklarımızdan siyasi şov içeren bir tavır değil katkı bekliyoruz " dedi. Tepkileri Yeni Şafak'a değerlendiren Mumcu, "Türkiye'nin fotoğrafını çektiklerini" belirterek, "Biz siyasi şov amacıyla bu paketi hazırlamadık. Bizim yaptığımız herkes tarafından az veya çok dile getirilenleri yorumlamak oldu. Muhatabımız da demokrasiye inanan ve bunu özümsemiş siyasi partilerdir. Ancak biz siyasi partilerden ve tabiki ortaklarımızdan siyasi şov içeren bir tavır yerine katkı bekliyoruz" diye konuştu.

 
Ne yapacaklarını şaşırdılar
Kendi içinde kavgaya tutuşan hükümet, yurt içinde seçim, yurt dışından "yaşlı Başbakan'ınızı değiştirin" baskıları altında.
Meclis'te gensoru günü
SP'nin hükümet hakkında verdiği gensorunun gündeme alınıp alınmamasına ilişkin görüşmelere yarın karar verilecek
Ecevit'e soru yağmuru
Başbakan ve bakanların yanıtlaması istemiyle tam 6 bin 499 soru önergesi verildi. En çok soru Başbakan Bülent Ecevit'e yöneltildi.
Tibuk: Ankara ameliyat olmalı
SP'li Candan: Derviş gensorusu da yolda
SP Grup Başkanvekili Veysel Candan, Devlet Bakanı Kemal Derviş ile ilgili gensoru önergesini önümüzdeki hafta içinde vereceklerini bildirdi. Candan, partisinin Konya il teşkilatında düzenlediği basın toplantısında, hükümeti eleştirerek, "Bu hükümet beceriksiz, bereketsiz ve basiretsizliği ile 3-B'yi oynuyor. Bu hükümet mutlaka parlamentoya erken seçim kararını getirmeli veya hemen istifa etmelidir" dedi. Türkiye'nin içeride ve dışarıda sorunlarla karşı karşıya olduğunu da ifade eden Candan, şunları söyledi: "Bütün ekonomik kuralları yıkan bu hükümet şimdi zamlarla bunu çözmeye çalışıyor. Kemal Derviş de misyonunu tamamlamıştır. Sayın Derviş'in ancak iyi bir dış borç tahsilatçısı olduğu belli. Önümüzdeki hafta içinde Kemal Derviş ile ilgili gensoru vereceğiz."
Çiller: Tek çare seçim, yoksa demokrasi yara alır
DYP Genel Başkanı Tansu Çiller, hükümetin ülkeyi soktuğu krizin gittikçe derinleştiğini belirterek, "Milletin tek umudu seçimdir. Bunun aksi demokrasiye inancı yaralar" dedi. Çiller, yaptığı yazılı açıklamada, dünyanın yeniden yapılanma sürecine girdiğini, bu süreçte KKTC için bir fırsat bulunduğunu kaydetti. Dışişleri Bakanı Cem'in Kıbrıs konusunda yaptığı açıklamaları "önemli ve gerçekçi" bulduklarını ve "Kıbrıs konusunda alacağı kararlarda hükümeti desteklemek gerektiğini" belirten Çiller, ancak hükümetin Kıbrıs Rum kesiminin uluslararası terörün finansmanındaki rolünü dünyaya anlatamadığını söyledi. Ekonomideki, büyük durgunluğa rağmen ekim ayı enflasyonunun yine beklenenden yüksek çıktığını kaydeden Çiller, şunları kaydetti: "Hükümetin enflasyonu hiperenflasyona ve stagflasyona doğru götürmesi, programlarında başarısız olması nedeniyle milletin tek umudu kalmıştır. O umut da bir an önce sandığa gidilerek yeni bir başlangıç yapılmasıdır. Bunun aksi demokrasiye inancı yaralar."

5 Kasım 2001
Pazartesi
 
Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu
Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED