T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Yılmaz yakın takipte

Hükûmete rağmen yolsuzlukların üzerine gidildiğini doğrulayan en son örnek, Mesut Yılmaz'ın basın toplantısı. Yılmaz, esti, gürledi; yargının siyasallaşmasından yakındı. "Avrupa ile ilişkilerin bozulmasını isteyen birilerinin (statükocuların) Anap'ın üzerine geldiğini" söyledi.

Anap liderine göre enerji operasyonu "fasa fiso" idi.

Oysa, işte, TEDAŞ'çılar da tutuklandı. Sırada, Mavi Akım dolayısıyla BOTAŞ da var.

Ve tabiî işin sonu, Moskova'da Gazprom temsilcileriyle yapılan toplantıya kadar varıyor. Halâ sorumuzun cevabını alamadık: "Gazprom temsilcilerinin de bulunduğu ve Mavi Akım'ın bağlandığı o toplantıda, Şarık Tara ile Turgut Yılmaz'ın işi neydi?" Aynı toplantıya, o tarihte, yüklü yolsuzluk dosyaları dolayısıyla hükûmetin dışında kalan Mesut Yılmaz da iştirak etmişti. Hangi sıfatla?

Bu sorumuzun daha cevabını alamadık.

Berna Yılmaz

Yılmaz'ın keyfi kaçtı. Mutemet adamı Cumhur Ersümer'i savunurken, o zoraki gülümsemesi bile yüzünden silinmişti.

Aslında, Ersümer'in kellesini verebilir ama, işin sonunun nereye varacağını kestiremiyor; Yılmaz endişeli. Bu yüzden Enerji Bakanı'nı cansiparane savunuyor.

Bir süre önce, Aydınlık'ta, Berna Yılmaz'ın sık sık yurt dışına çıktığına dair bir haber yayınlanmıştı. Berna Hanım hem çok sık seyahat ediyor, hem de her seferinde, çok sayıda bavulu beraberinde götürüyormuş. (3 Aralık 2000)

Buraya kadar, dedikodu diyebilirsiniz. Ama, haberi ciddiye alanlar çıkmış. Bu kişiler hava meydanlarındaki gümrük kapılarından, Berna Yılmaz'ın hangi sıklıkla yurt dışına çıktığını resmen sorup öğrenmişler. Belki de, sırf ihbar sayılsın diye birileri, böyle bir haberin Aydınlık'ta yayınlanmasına vesile olmuşlardır. Sonra da habere dayanarak tahkikatı yürütmüşlerdir.

Görüldüğü gibi Mesut Yılmaz'a ateş basmasının tek sebebi, enerji dosyası değil.

Diğer bir araştırma da, Berna Yılmaz'ın seyahatlerinde, tarifeli uçak kullanıp kullanmadığı noktasında cereyan ediyor. Bursalı bir işadamının (Yalçın Sünnetçioğlu veya bir başkasının) özel uçağının, Berna Hanım'ın hizmetine tahsis edildiği belirtiliyor.

Bu kulis dedikodusunu, tabloyu tamamlamak üzere anlatıyorum.

Yılmaz, kendisine yönelik bir tasfiye hareketinden şüphelenmekte haklı. Yoksa kim, hükûmetteki bir partinin lideri ve ailesi hakkında böyle ince bir araştırma yürütebilirdi.

Mesut Yılmaz, Avrupa ile ilişkilerin bozulmasını isteyenlerin (!) kendisini ve partisini hedef aldığı kanaatinde. Sanırsınız Anap, 28 Şubat taşeronu değil de, özgürlük şampiyonu bir parti!

Çağlar ve aile fotoğrafı

Yılmaz'ın tavrı Çağlar'ınkini andırıyor. Çağlar da, bir siyasi komplo ile karşı karşıya kaldığını sanıyor.

Aslında İnterbank davası, süratle Bursa Ağır Ceza'dan alınıp, İstanbul DGM'ye devredilmeli. İnterbank'ın, bir ilk olmaktan öte, diğer banka soygunlarından farkı yok ki!

Sonra hepimiz, dosyanın İstanbul'dan Bursa'ya, "aile fotoğrafına" bağlı olarak gönderildiğini biliyoruz. Dava, İstanbul Ağır Ceza'da açılmış, ama "aile fotoğrafının da gücüyle", Bursa Ağır Ceza'ya nakledilmişti.

Etibank'ın özelleştirilmesi

Etibank'ın Cavit Çağlar'ın eline geçişi, şaibeli bir süreç sonunda gerçekleşmişti. Burada sorumluluk Yılmaz Hükûmeti'ne ait.

Etibank'ın ilk özelleştirilmesi, Refahyol dönemine rastlar. O özelleştirmede hiçbir olumsuz iddia mevcut değil.

Taliplilere cazip gelsin diye, kredi hesapları, Halk Bankası'na devredilmiş ve Etibank, sıfır kilometre ile satışa sunulmuştu.

Daha sonraki gelişmeleri FP milletvekili Azmi Ateş'in Kemal Derviş'e sorduğu sorulardan takip edelim.

"Etibank, Refahyol iktidarında yapılan ilk özelleştirme ihalesinde 185 milyon dolarla, en yüksek fiyatı veren Doğan Kumaşçılık'a satıldı. Doğan Kumaşçılık'ın parayı ödeyememesi üzerine, 55'inci hükûmet (Yılmaz Hükûmeti) bankayı, en yüksek ikinci fiyatı veren firmaya, -Yazıcılar firmasına- niçin satmadı?"

Bu sorunun cevabını, Kemal Derviş'ten önce ben vereyim.

Yazıcılar firmasına satılmadı; çünkü amaç, özelleştirme ile devlete imkân kazandırmak değil, birilerini banka sahibi yapmaktı.

Cavit Çağlar'ın İnterbank'ı zordaydı. Dolayısıyla ikinci bir banka ile takviye edilmesi gerekirdi. Yanına Dinç Bilgin'i de katmak suretiyle bir taşla iki kuş vurulacaktı.

"Çağlar'ın bankası İnterbank 3182 sayılı kanunun 64'üncü maddesine göre, mali durumu bozuk olması sebebiyle gözetim ve denetim altındadır. İkinci bir banka alması sakıncalıdır" şeklindeki Hazine Müsteşar Yardımcısı Osman Tunaboylu'nun itirazına rağmen (5.12.1997), Etibank, 13 Ocak 1998'de Cavit Çağlar ile Dinç Bilgin'e satıldı.

Ateş'ten sorular

Azmi Ateş soruyor:

  • "Etibank'ın özelleştirilmesi için yapılan ikinci ihalede, Cavit Çağlar, 155.5 milyon dolarla en yüksek fiyatı teklif etti. Ama bu fiyat, birinci ihalede ikinci sırada gelen firmanın verdiği 182 milyon dolardan 26.5 milyon dolar daha düşüktü. Devleti milyonlarca dolar zarara uğratanlar hakkında yasal bir işlem yapıldı mı? Yapılması düşünülüyor mu?

  • Çağlar'ın İnterbank'ı problemliydi. Tunaboylu'nun itirazına rağmen, Etibank, Çağlar'a verileceğine, ihalede 152.5 milyon dolar veren Diler Grubu'na satılamaz mıydı?

  • Etibank'ın Cavit Çağlar-Dinç Bilgin ikilisine satılması kararının altındaki imzalardan Güneş Taner'in, bir müddet sonra, Dinç Bilgin'in sahibi bulunduğu Medya Holding'de murahhas aza ve yönetim kurulu üyesi olduğu doğru mu? Etibank'ın, yasaları zorlayarak, şaibeli bir şekilde Çağlar ve Bilgin Grubu'na satılmasını, Özelleştirme Yüksek Kurulu üyelerinden biri sıfatıyla sağlayan Güneş Taner'in bilahare Medya Holding'de görev alması siyasi etik açısından uygun mu?"

    Yener Dinçmen

    Soruşturma önergesi müzakereleri sırasında, Hüsamettin Özkan'a, dikensiz gül bahçesi haline getirilen Etibank'ın, Dinç Bilgin ile Cavit Çağlar'a, Tunaboylu'nun itirazına rağmen satışını sormuştum. Suçu, Erbakan'a ve Refahyol'a yüklemeğe çalıştı. Etibank'ın kredilerinin Halk Bankası'na Refahyol döneminde devredildiğini söyledi.

    Oysa, Refahyol şaibesiz, lekesiz bir ihale yapmıştı. Burada sorun yok.

    Sorun, Etibank'ın Çağlar ve Bilgin'e satışı ile başlıyor.

    Müsteşar Yardımcısı Tunaboylu, 5 Aralık 1997'de itiraz ediyor. Mahfi Eğilmez istifa ediyor, yerine 8 Aralık'ta Yener Dinçmen geliyor. Ve Hazine'nin, "Çağlar'a banka satılamaz" kararı "satılabilir" olarak değişiyor.

    Sonra da, Başbakan Yılmaz, yardımcısı Ecevit, bakanlar Güneş Taner, Yalım Erez, Işın Çelebi ve Zekeriya Temizel'in imzalarıyla, Çağlar ile Bilgin bankayı alıyor.

  • Neden ilk ihalede, 182 milyon dolar taahhüt eden Yazıcılar firmasına banka verilmiyor?

  • Yener Dinçmen, Tunaboylu'nun itirazını aşmak için mi göreve getiriliyor? Hangi telkinler altında kalıyor?

  • Niçin, ikinci ihalede, Çağlar'dan sadece iki milyon dolar daha az para veren, buna mukabil, mali durumu düzgün olan Diler Grubu'na Etibank satılmıyor?

  • Önce İnterbank'ın Fon'a devredilmesi (8 Ocak 1999), ardından da Etibank'ın aynı akıbeti paylaşması (27 Ekim 2000) Tunaboylu'nun itiraz etmekte haklı olduğunu göstermiyor mu?

    Özkan'ın sorumluluğu

    Ecevit'in arkasındaki isim Hüsamettin Özkan. Meclis kürsüsünden, Etibank'ın özelleştirilmesi kararının altındaki imzalara, sonuna kadar sahip çıktığını beyan etmişti. Şu anda İstanbul DGM'de Başsavcı Yardımcısı Ercan Cengiz'in önünde.

    Ecevit'in sorumluluk taşıyacak ehliyette olduğunu sanmıyoruz. DSP lideri özellikle ekonomik kararlarda, Hüsamettin Özkan'a teslim oldu.

    Özkan'ın en düşük oyu alması da mânidardır. DSP delegesi dahi, gerçeğin farkında. Özkan'a tepkili.

    Anayasa'nın 100'üncü maddesini değiştirip, bakan ve başbakanın yargılanabilmesini kolaylaştırmak tam da şimdi lâzım.

    İstanbul DGM, Etibank'ın satışını inceliyor. "İmzamızın arkasındayız" diyen Hüsamettin Özkan'ın, Bülent Ecevit adına; diğerlerinin de kendi adlarına DGM'de sanık olmaları gerekmez mi?


  • 2 Mayıs 2001
    Çarşamba
     
    NAZLI ILICAK


    Künye
    Temsilcilikler
    ReklamTarifesi
    AboneFormu
    MesajFormu

    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
    Bilişim
    | Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür
    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED