T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

D Ü N Y A

Sorunları birlikte aşalım

Yeni Şafak'a özel bir demeç veren Suriye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Abdülhalim Haddam, "PKK olayı tümüyle kapanmıştır" dedi ve Öcalan'ın Suriye Kürtleri'ni de örgütlemeye kalkıştığını açıkladı.

Sayın Haddam; son iki yıldır Türkiye ile Suriye ilişkilerinde oldukça önemli ve olumlu gelişmeler yaşanmakta. Ama yine de Suriye lideri Beşar Esad Türkiye'ye gelmedi. Sizce sorun nedir?

Başkan Beşar Esad Türkiye'ye gelecektir. İki ülkenin dışişleri bakanlıkları bu ziyaret için gerekli çalışmaları ve hazırlıkları yapacaktır. Ülkelerimiz arasında hızla gelişen dostluk ilişkileri bu ziyaret ile daha da pekişecektir.

Basına yansıyan bilgilere göre Hatay'ın hâlâ bir sorun olduğu görülüyor. Ayrıca Ankara, İlkeler Deklarasyonu'nun imzalanması gereğinden ısrarla söz ediyor.

Bakın ülkelerimiz arasındaki oldukça geniş ve kapsamlı bir ilişkiden söz edebiliriz. Dünyadaki tüm ülkeler arasında farklı düzen ve şekilde sorunlar vardır. Biz, Arap ülkeleri ile kendi aramızda bile çok sorun yaşıyoruz. Türkiye'ye gelince, biz aramızda var olan olumlu noktaları ele alıp bunları geliştirmekten ve çoğaltmaktan yanayız. Böylesi bir süreç aramızda çıkalabilecek zor sorunların da çözümünü hem Suriye hem Türkiye açısından kolaylaştıracaktır. Ama zor işlerden başlamaya kalkışırsak ve bunlara saplanıp kalırsak, kolay olan konuları ve fırsatları da kaybederiz. Ayrıca unutmamalıyız ki, zaman aleyhimize çalışmaktadır. Özellikle globalleşme sürecinin hızla herkesi etkilediği bir zamanda Suriye ve Türkiye gibi iki komşu ülkenin ayrı kalması iki taraf için de büyük kayıptır. Türkiye'nin Suriye'den, Suriye'nin Türkiye'den büyük çıkarları vardır. Suriye ve Araplarla dostluğu güçlü olan bir Türkiye, AB ile pazarlıklarında daha rahat davranabilir. Sorunsuz, kalkınmış ve gelişmiş bir Türkiye, Suriye'nin çıkarınadır. Tersi de doğrudur.

Su silah olarak kullanılmamalı

Şam ile Ankara arasında hâlâ bir su sorunu var mı?

1987'de üzerinde anlaşma sağladığımız protokole göre, Türkiye bize saniyede en az 500 metreküp su bırakacaktı. Bugün ise gelen su bunun çok çok altında. Biz Türk dostlarımızın bu konudaki niyetlerine ön yargılı bakmak istemiyoruz. Türklerin suyu bize karşı bir silah olarak kullanma gibi bir eylemi olabileceğini düşünmek istemeyiz. Ancak Türkiye'nin su politikası uluslararası anlaşmalara ve hukuka aykırıdır. Umarız Türkiye hükümeti Irak ve Suriye'nin çağrısına karşılık vererek Fırat ve Dicle suları ile ilgili ortak bir formül üzerinde anlaşır. O zaman da biz alacağımız suya göre sulama ve tarım planlarımızı oluşturur ve uygularız. Böylece su, ülkelerimiz arasındaki ilişkileri bozmak yerine güçlendirecektir.

Son bir yıl içinde Suriye'de her alanda oldukça önemli gelişmeler yaşandı. Siyasi, ekonomik ve toplumsal yaşam ile ilgili bir çok yasa çıkartıldı. Bu süreç nereye kadar devam edecek? Reformları engellemek isteyen oluyor mu?

Aslında reformlara merhum başkan Hafız Esad'ın ölümünden önce başladık. Yeni Başkan ile birlikte reformlar hız kazandı. Son bir yıl içinde en az 50 yeni yasa çıkartıldı. Amaç daha özgür, liberal, çağdaş ve mutlu bir ülke, ekonomi ve toplum yaratmaktır. Kuşkusuz bizim bu çabamız hemen bir günde olmayacaktır. Biz de aceleci davranmak istemiyoruz. Çevremizdeki ve dünyadaki deneyimlerden ders alarak yolumuzu bulmak istiyoruz. Ülkemizin ve halkımızın çıkarına ve yararına olan her şeyi yapacağız. Ama hiçbir zaman başkaları istiyor diye biz bir yerlerde olmayacağız.

'Abdülhamid'in ruhu şâd olacak'

Şaron ile birlikte Filistin'de ve genel olarak ortadoğuda durum giderek tırmanıyor. Suriye'nin bu gelişmeler karşısındaki tavrını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Aslında siz Türkler bu sorunu en iyi anlayan insanlar olmanız gerekir. Siyonistler, Sultan Abdülhamit'e gelip Filistin'i istediklerinde, onlara verdiği cevabı bugün herkes hatırlamaktadır. Siyonistler, bunun intikamını Osmanlı devletini yıkarak aldı; bununla da yetinmeyip Filistin'i işgâl etdiler –tabii İngilizler'in işbirliği ile. Bugün de Amerikalıların mutlak desteği ile bu işgâllerini sürdürüyorlar. Ortadoğuda barışın tartışılmaz tek bir şartı vardır. O da İsrail'in işgâl ettiği tüm Arap topraklarından çekilmesi ve Filistin halkının tüm haklarının tanınması ve hayata geçirilmesidir.

İsrail'in Filistin halkına karşı zulmü ve işkencesi devam ettiği ve ABD'nin İsrail'in bu işgalci politikalarına olan desteği devam ettiği sürece bölgede barış olmayacaktır. Biz de hiçbir zaman kendimizin, Filistin halkının ve tüm Arap halklarının haklarından vazgeçmeyeceğiz. İnanıyorum ki Türk halkı da bizim bu mücadelemize her zaman olduğu gibi bundan böyle de destek verecektir. Bu destek devam ettiği sürece Sultan Abdülhamit'in ruhu şâd olacaktır.

Son olarak: Türkiye-Suriye ilişkilerinde PKK olayı kapandı mı?

Bakın, biz hiçbir zaman PKK'ya destek vermedik. Abdullah Öcalan Suriye'ye gelip gitmiş olabilir. Zaten birçok sahte pasaport taşıyordu. Öcalan, Suriye Kürtleri'ni de örgütlemeye kalkıştı. 500 kadar PKK'lıyı tutukladık ve Türk dostlarımıza PKK'ya karşı olduğumuzu kanıtladık. Ancak PKK olayından çıkar sağlayan bazı çevreler bizim bu tutumumuzu anlamak istemedi.

Benzer şekilde Türk medyası sürekli olarakaramızda düşmanlık çıkmasını körükledi. Bu medyanın bir bölümü bunu hâlâ sürdürüyor ve dostluğumuzu istemeyenlerin, dış güçlerin çıkarına hizmet ediyor. 1998 Adana Anlaşması imzalandı ve karşılıklı olarak çok iyi işleyen bir güvenlik işbirliğimiz var. PKK olayı tümüyle kapanmıştır. Biz hiçbir zaman Türkiye'nin parçalanmasını, bölünmesini, zarar görmesini istemedik. Bize göre Türkiye'nin iyi durumda olması, Suriye'nin iyi durumda olması demektir. Hatta Irak'ın, İran'ın ve diğer Arap ülkelerinin iyi olması demektir.

Hüsnü MAHALLİ / ŞAM

 
Argun'da sokak savaşı
Argun kentinde Çeçenler ile Ruslar arasında şiddetli sokak çatışmaları yaşanıyor. Ağır kayıplar veren Ruslar kontrolü kaybetmek üzere.
Arap Ortak Pazarı
Mısır, Ürdün, Fas ve Tunus, Avrupa-Akdeniz bölgesinde serbest ticaret bölgesi kurma konusunda anlaştı. Fas Dışişleri Bakanı Muhammed Benaissa, "Fas, Ürdün, Tunus ve Mısır; Arap Akdeniz ülkelerini içine alan bir serbest ticaret bölgesi kurmak için çalışmalara başlamak üzere anlaştı. Bu serbest ticaret bölgesi diğer Arap ülkeleri için de açıktır" dedi. Fas yönetimi, "Büyük Arap serbest bölgesi kurmak için bugünkü olay bir ilk adımdır. Yeni bir dönem başladı" şeklinde açıklama yaptı. Anlaşmaya Cezayir, Libya, Moritanya, Suriye, Lübnan ve Filistin Yönetimi'nin de katılacağı bildirildi.
ABD'ye BM 'tokadı'
ABD, elli yıl önce kurulmasına öncülük ettiği BM İnsan Hakları Komisyonu'ndan gizli oylamayla dışarı atılmasının şokunu yaşarken, dışlanmadan ders çıkarmaya çalışıyor. Yapılan gizli oylamada, ABD'nin insan hakları ihlalleriyle suçladığı Sudan, Çin ve Libya'nın yanı sıra Fransa 52, Avusturya 41 ve İsveç 32 oyla komisyonda yer alırken, 29 oy alan ABD, komisyona seçilememişti. ABD'nin 14 müttefiki de, bu ülkenin komisyondan dışlanması yönünde oy kullandı. "ABD'ye tokat" olarak nitelendirilen karar, Kongre'de de kızgınlıkla karşılandı.
Rusya'da zafer günü Sovyetler Birliği'nin Nazizme karşı zaferinin 56. yıldönümü kutlamaları çerçevesinde dün Rusya'nın başkenti Moskova'daki Kızıl Meydan'da askeri geçit töreni düzenlendi. 600 kişilik dev bir askeri orkestranın da yer aldığı tören, Devlet Başkanı Vladimir Putin'in konuşmasıyla başladı. Törene ülkenin ilk sivil savunma bakanı olan Sergey İvanov da katıldı.
Putin'in konuşmasının ardından yapılan top atışlarından sonra, çeşitli birliklere mensup toplam 5 bin askerlerin geçit töreni başladı.
10 Mayıs 2001
Perşembe
 
Künye
Temsilcilikler
Reklam Tarifesi
Abone Formu
Mesaj Formu
Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED