Bu kitabı onurla yazıyorum. Bu öykünün kahramanı onurlu bir evladıdır çölün; zorluk ve fakirliğin yetmediği, gökyüzünün bile merhametw gözyaşlarını üzerine yolladığı onurlu bir evladıdır çölün. Bakışları, kavurucu çöl güneşini yansıtan bir çift aslan gözüdür, diyor Ali Şeriati 1959'da kitaba yazdığı önsözde. 'Sosyal adaletçi ve devrimci', peygamber dostu, sahabe Ebuzer'i anlatan biyografinin kapak adı da bu: "Ebuzer". Ana iskeletini Mısırlı edebiyatçı Cevdet Es-Sahhar'ın çattığı, İranlı sosyolog ve teorisyen Ali Şeriati'nin yazdığı Ebuzer, Söylem Yayınları'nca yayınlandı. Teknolojinin ve tüm dünyaya hakim olan ekonomik yapının ürettiği bunalımların çıkışsızmış gibi bıraktığı insanlığa, özgürlük ve eşitlik arayışında tanıdık bir rehber Ebuzer.

Ebuzer, İslam peygamberinin davetinden üç yıl önce, vahdetten tevhide ulaştı. İslam'ı kabul eden ve müslüman olan dördüncü kişiydi. Peygamber onun için "Onun utanma ve dindarlığı, Meryem'in oğlu İsa gibidir. Ebuzer, gögsündeki boş kabı, bileğinin hakkıyla doldurdu." demişti. Yalnız, kimsesiz ve savunmasızdı. Kendi zamanının İbrahim'i oldu. Sakınımsızdı. Putlara tapanlara "Ey taş parçalarına tapanlar, yonttuğunuz taşları kırın!" dedi, işkence gördü, yine dedi, yine işkence gördü, yine dedi.

Peygamberin "Ebuzer ne kadar acı olsa da, kınayandan ve kınanmaktan korkma, gerçeği söyle!" nasihatine riayet etti. Sürgüne razı oldu, sesini yoksul sınıfların taraftarı olarak yükseltti, onlardan biri olmayı tercih etti. Esaret ve açlığa karşı Alllah korkusundan başka korku tanımadan, zer (altın) ve zor sahiplerine 'doğru'yu hatırlattı. Kendine yeşil bir saray yaptıran Muaviye'ye herkesin önünde "Ey Muaviye, eğer bu sarayı kendi paranla yaptırıyorsan, israftır. Eğer milletin parasıyla yaptırıyorsan, ihanettir" demekten çekinmedi. İlk müslümanlardan olan eşi Ümmüzer'le birlikte sürgüne razı oldu. Kendisine içi para dolu bir keseyle gönderilen, parayı alması halinde esaratten kurtulacağını söyleyen bir köleye 'Eğer bu torbayı alırsam, ben de köle olurum' dedi. Çölde açlığın ve yalnızlığın yakıcılığına direndi. Ölümünü gördüğü üç çocuğunu çölün sıcak kumlarına gömdü, sabretti. Peygamberin dediği gibi yalnız yaşadı ve yalnız öldü.