Türkiye Araştırmalar Merkezi Direktörü Prof. Faruk Şen, "Türkiye'nin AB üyeliği, AB için de kazançtır" dedi.

Şen, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'nin AB üyeliğinin gerek stratejik, gerekse işgücü anlamında AB'ye önemli katkıları olacağını belirterek, bu üyeliğin AB'ye getireceği ekonomik yükün de sanıldığı kadar büyük olmayacağına dikkat çekti.

Türkiye-AB ilişkilerinin son dönemde ivme kazanarak geliştiğine dikkat çeken Şen, 1999 yılı sonunda yapılan AB'nin Helsinki zirvesiyle birlikte yeni bir sürece girildiğini belirterek, şunları kaydetti: "Türkiye, bölgesindeki stratejik önemi, sahip olduğu işgücü ve diğer kaynaklarıyla tam üyelik halinde AB'de önemli bir konuma ulaşacak güçtedir. Türkiye, tam üyelik halinde AB organlarında da geniş bir temsil hakkına sahip olacaktır. Avrupa Parlamentosu'na 71 Türk milletvekili olacak. Diğer yandan Türkiye'nin AB Konseyi içerisinde sahip olacağı oy sayısı ise 29 olacak. AB Komisyonu, Sayıştayı ve Adalet Divanı'na da birer üye gönderecek olan Türkiye, diğer yandan Komisyon'da 1000 kişilik bir idari personeli de görevlendirebilecek. Yani tam üyelik halinde Türkiye, AB'nin en önemli siyasi güçlerinden biri haline gelebilecek."

Türkiye'nin, 2008 yılından itibaren Bulgaristan ve Romanya ile birlikte tam üye olabilmek için, AB ile tam üyelik görüşmelerinin bir an önce başlatması gerektiğine dikkat çeken Şen, Türkiye'nin birliğe getireceği ekonomik yükün de sanıldığı kadar büyük olmayacağını vurguladı.

TÜRKİYE AB'YE GİRERSE

AB Komisyonu'nda 1000 kişilik personel görevlendirebilecek.

« Geri Dön