AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
15 soruda İslâmcılık Dersleri: (III)

Soru: 8) Aslen İstanbul'lu olan Tuna vilayeti posta ve telgraf baş müdürü Mehmed Nahid Bey'in oğlu olup 1868 yılında Tuna Vilayeti'nin Ruscuk şehrinde doğmuştur. 1891'de kurmay yüzbaşı olmuş, 1904'de Rus sınırında, piyade taburumuza saldıran Ermenî çetelerini, bir süvari bölüğü ile Rus topraklarından geçerek çevirmiş ve bu şakileri yok etmiştir. 1911-12 İtalyan Savaşı'na katılmıştır. 1915 Suriye'de bulunan 4. Ordu kumandan vekilliğine tayin edilmiştir. Hicaz bölgesindeki ayaklanma üzerine buraya gönderilmiş, 1916'dan itibaren Medine'yi savunmuş, bir avuç askerle ot ve çekirge yiyerek kutsal toprakları korumuştur. "Çöl Kaplanı" şöhretini almıştır. 1919 Ocak ayına kadar direnmeyi sürdürmüştür. Mütaterekeye rağmen beş ay kadar direnmiş, sonunda teslim olmuştur. Kılıcını İngilizler'e vermemiş, Rasulullah'ın mezarına bırakmıştır. İngilizler onu Mısır'da 6 ay haps etmişler, harp suçlusu olarak Malta'ya götürmüşlerdir. İki yıl bir kışlada haps edildikten sonra tahliye olmuş ve 1921'de Ankara'ya gelmiştir. 1922'den itibaren dört yıl Kabil'de elçi olarak bulunmuştur.

Kasım 1948'de hayata gözlerini yuman ve iki oğlu da general olan bu paşa kimdir?

Soru: 9) Şu cümlelere dikkat ediniz:

"Kapitalizmde insan elde ederken mal bulmuş mağribîdir. Komünizm de istihlâk ederken, yani biri başlangıçta, öbürü sonuçta mağribî. İslam'da ise insan, üstün insanlığın şartı olarak, hep takdim eder."

"Komünizmin rengi kızıldır. Yani ihtiras ve kan rengi. Kapitalizmin rengi siyahtır. Yani taassup ve ifrat rengi. İslâmın rengi ise beyaz, mavi ve yeşildir. Yani aklık, umut ve selâmet rengi."

Bu sözleri kim söylemiştir?

Soru: 10) İslam hukuk ve hadîs alimlerindendir. Keskin bir zekâ ve güçlü bir hafızaya malikti. Kur'an-ı Kerîm'i dört buçuk ayda hıfz etmiştir. Usul ve füru'da imamdır. Sözü, fakihler arasında senet sayılır. Zühd ve takvada ileri derecede idi. Gecelerini ibadet ve Kur'an okumakla, eser yazmakla geçirirdi. Geçim yönünden hayatı zaruret ve yokluk içinde geçti. Kimseden bir şey kabul etmezdi. Pamuklu elbise giyer ve sincabî renkte sarık sarardı. 34 yaşında Darü'l-hadîs reisi oldu ve vefatına kadar bu vazifede kaldı. Dinî mübaheselerde vekar sahibi idi. Her zaman güzel şeyleri emr eder ve fenalıktan nehy ederdi. Bu vazifesini hükümdarlara, valilere ve zalimlere de teşmil etmekten çekinmezdi. Onlara mektup yazar, gerçeği bildirir, ilahî azab ile korkuturdu.

İnsanî ve ilmî kemalatı nefsinde toplamış olan bu zat, hayatının son günlerinde Beytullah'ı ziyaret ettikten sonra memleketine dönmüş ve orada hastalanarak genç denecek yaşta, geride 42 kaynak eser bırakarak 44 yaşında vefat etmiştir.

Kimdir bu büyük hadis alimi?....

Soru: 11) Çeşitli meselelere vakıf idi. Geniş kültürlü bir devlet adamı idi. Hukukî sahada devrinin önde gelenlerindendi. Tarih konusundaki derin bilgisi geçmişe dair "tarih"i olduğu gibi, yaşadığı devri de "kronik" sayılan eserlerle belgeler içinde günümüze aktarmıştır.

Eserlerinin birinde şöyle tahlîl eder rakiblerini:

"Rüştü, Avnî ve Mithat Paşalar zahirde ekanim-i selâse gibi müttehid görünürler iken, kalben birbirine diş bilemekte oldukları halde Çerkes Hasan bu davayı fasl etti. Meydanda Rüştü ve Mithat Paşa kaldı. Ve Murat Efendi şuuru ortadan kalkmış olup bu cihetle devlet işleri Rüştü Paşa'nın elinde olduğu halde, Mithat Paşa da onun nüfuz ortağı idi. Rüştü Paşa aslında Mithat Paşa'yı def etmek isterdi. Lakin İngiliz elçisi, Mithat Paşa'yı ziyade tesahub ve iltizam ettiğinden ona diş geçiremiyordu."

Bu tarihî olayların yazarı büyük devlet adamı olan ve 1895'de vefat eden kişi kimdir?


www.sadikalbayrak.com

12 Ekim 2003
Pazar
 
SADIK ALBAYRAK


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED