AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

G Ü N D E M
Hollywood'da unuttuğumuz Türk

Aktörlüğünün yanısıra usta bir fotoğrafçı da olan Turhan Bey, uzun yıllardır Viyana yakınlarındaki evinde münzevî  bir hayat yaşıyor ve hobi olarak fotoğraf çekmeyi sürdürüyor.

Sinema tarihine ilişkin bir çok önemli kaynak O'nu düpedüz "Türk aktörü" olarak tanıtıyor; üstelik karizmatik adının hemen ardına "kelimenin tam anlamıyla bir beyefendi" olduğunu eklemeyi de ihmal etmeyerek… Fakat Türkiye'de yaşayan genç kuşakların sinemanın başkenti Hollywood'da böyle bir öncü sanatçımızın varlığından haberleri dahi yok!

Türk bir diplomat baba ile Çek bir anneden dünyaya gelen "Turhan Bey", 40 filme yaklaşan renkli filmografisinde çoğunlukla gizemli Doğulu karakterleri canlandırdı. Batı ülkelerinde çok geniş bir hayran kitlesine sahip olan aktör günümüzde Viyana'da yaşıyor ve ilerleyen yaşına rağmen popüler televizyon dizileri ve filmlerde küçük roller üstlenmeyi sürdürüyor.

  • ALİ MURAT GÜVEN
    Türkler, günümüzün popüler oyuncu ve yönetmeni Yılmaz Erdoğan'ın "Vizontele"sini koltuğunun altına sıkıştırıp Hollywood yollarına düşmesinden tamı tamına 60 yıl önce, sinemanın bu büyüleyici başkentinde aslında en mûtena köşelerden birini tutmuşlar da bizim haberimiz olmamış!

    Türkiye'deki sinema kaynaklarının literatürde adını dahi anmadığı Türk asıllı Amerikalı aktör Turhan Bey, 60 yılı aşkın bir süredir global film endüstrisinin kalesi konumundaki Hollywood'da "tek tabanca" olarak ülkemizin adını başarıyla yaşatıyor. Bugün 82 yaşında olmasına karşın hâlâ ricaları kıramayarak önemli filmlerde ve popüler televizyon dizilerinde yardımcı rollere çıkan bu meçhul sanatçı, ilginçtir ki ülkemizde hemen hiç tanınmamasına karşın Batı ülkelerinde çok ciddi bir hayran kitlesine sahip ve düzinelerce yabancı sinema kaynağı da kendisini üstüne basa basa "Türk aktörü" olarak tanıtıyor. Üstelik, Amerikan sinemasının gördüğü gelmiş geçmiş en centilmen erkek oyunculardan biri olduğunu da özenle vurgulayarak…

    Masalsı serüvenlerin taçsız kralı

    30 Mart 1922'de, Avusturya'nın başkenti Viyana'da Osmanlı diplomatı bir Türk baba ile Çek asıllı bir annenin oğlu olarak dünyaya gelen Turhan Bey'in resmî doğum adı "Turhan Selahaddin Schultavy". 1930'da ailesiyle birlikte ABD'ye göç eden küçük Turan, oyunculuğa ilk adımını ise Pasadena Sahne Sanatları Akademisi'nde atmış. Babasının gözetiminde aldığı bu kaliteli eğitim Allah vergisi sevimli fiziğiyle birleşince, mezuniyetinin hemen ardından beyazperdede boy gösterme şansını yakalamakta hiç de güçlük çekmemiş. Henüz 19 yaşındayken Universal şirketi için "Shadows in the Stairs" (Merdivenlerdeki Gölgeler, 1941) adlı ilk filmini çeken aktör, aynı dönemde Amerikalılar tarafından zor okunan son adını da terkederek beyazperdede yalnızca "Turhan Bey" nâmıyla boy göstermeye başlamış.

    1940'lardan 50'lerin ortalarına kadar başdöndürücü bir tempoyla çalışarak, çoğu başrol olmak üzere 35 filmde rol alan Turhan Bey, bu filmlerde dönemin ünlü kadın oyuncularından Maria Montez ile izleyiciler tarafından çok sevilen uyumlu bir ikili oluşturdu. Büyük bölümü dönemin ruhuna özgü masalsı serüvenlerden oluşan (Ali Baba and 40 Thieves-Ali Baba ve Kırk Haramiler, 1944) bu filmlerin arasında, günümüzde türünün başyapıtları sayılan "Mummy's Thomb" (Mumyanın Mezarı, 1942) ve "Amazing Mr. X" (İnanılmaz Bay X, 1948) gibi korku-gerilim klasikleri de bulunmaktaydı. Beyazperdede çoğunlukla Ortadoğulu Arap kahramanları canlandıran aktör, "Background in Danger" (Tehlikenin Ardı, 1943) adını taşıyan ve öyküsü 1940'ların savaş gerilimi içindeki Ankara'sında geçen serüven filminde ise bir Türk karakteri oynayarak, hafif aksanlı olan Türkçesiyle beyazperdede bir kez olsun köklerine dönme şansı yakaladı.

    40 yıl sonra yeniden keşfedildi

    1950'lerin ikinci yarısından itibaren, Hollywood'un sık sık değişen yıldız trendleri doğrultusunda süratle gözden düşen Turhan Bey, hayatını sürdürebilmek için en az kamera karşısında rol yapmak kadar usta olduğu bir başka alana, profesyonel fotoğrafçılığa kaydı. 1953'de gerçekleştirdiği "Prisoners of Casbah" (Casbah Mahkûmları) onun bu pırıltılı döneminin son filmi olacaktı.

    Yaklaşık 40 yıl boyunca kâh ABD'de kâh doğum yeri olan Avusturya'da sinemadan tamamen kopuk bir hayat yaşayan aktör, 1990'ların başlarında Hollywood tarafından adetâ yeniden keşfedildi. Ancak zamanın bedeninde yol açtığı kaçınılmaz tahribat gereği bu kez parlak jön rollerinde değil, yaşını başını almış ağır karakterde boy göstermeye başladı. Özellikle korku ve bilim-kurgu dizilerinde yapımcıların bayılarak oynattıkları bir beyazperde figürü olan Turhan Bey, "Murder She Wrote", "Babylon-5", "The Visitor", "Seaquest DSV" ve "VR 5" gibi son dönemlerde Batı'da çok popüler olan ancak bizde pek tanınmayan dizilerde önemli roller üstlendi, bu dönemde korku sinemasının yüz yılı üzerine hazırlanmış bir belgeselde de anlatıcı olarak rol aldı.

    Hollywood'da tutunmak zor zanaat

    Uluslararası alanda kabul görmeyi uzunca bir süre boyunca aktör ve aktristlerinin Hollywood yapımı filmlerde boy göstermesi olarak algılayan Yeşilçam'ın, bu tür yapım bağlantılarını kurmada aslında çok da başarılı olduğu söylenemez. İçlerine sızmanın iyi oyuncu ya da iyi yönetmen olmanın ötesinde düpedüz "siyonistçe" kurallara bağlı olduğu Hollywood stüdyoları, Doğu'nun çekingen çocukları Türklere beyazperdede şans tanımada öteden beri hep mesafeli davrandılar. Öyle ki bugün geriye dönüp baktığımızda bu konudaki istisnai örneklerin neredeyse iki elin parmaklarını bile bulmadığını görüyoruz. Bu sınırlı şansı güçlükle yakalayabilenler ise sinemamızın dev oyuncusu Cüneyt Arkın'ın başına geldiği gibi, bilinen adlarını -Batılı izleyiciler tarafından zor telaffuz edildiği gerekçesiyle- "Gregory Arkin" gibi devşirme poster adlarına çevirmek zorunda kalmışlardı. Bir dönemin çok tutulan jönü Muzaffer Tema'nın unutulmaz karakter oyuncularımızdan Feridun Çölgeçen ile birlikte küçük birer rol üstlendiği Joan Fontain'li "A Certain Smile" (Tatlı Tebessüm, 1958) ya da Fikret Hakan ile Salih Güney'in Tony Curtis ve Charles Bronson gibi iki büyük yıldız ile başrol oynama şansı yakaladığı "Soldiers of Fortune" (Paralı Askerler, 1970) bu konuda hemen akla gelen ünlü örneklerden ikisi. Bunun yanısıra, "Susuz Yaz"ın elde ettiği büyük başarıdan sonra Türk sinemasının efsanevî kötü adamı Erol Taş'ın Hollywood tarafından ısrarla istendiği, ancak yabancı dil bilmemesi nedeniyle bu "joker" kartının Mısır'ın beyazperdedeki gururu Ömer Şerif lehine kullanıldığı da Yeşilçam'ın -doğru mu gerçek mi pek bilinmeyen- yıllanmış söylentilerinden biri olarak yıllardır ortalarda dolanıp duruyor.

    Turhan Bey ise, gerek karizmatik ismi, gerekse ardarda canlandırdığı Doğulu karakterlerle Hollywood'da etnik kimliğini her dem taze tutup yaşatmış istisnai aktörlerden biri olarak -kendi ata topraklarında değilse bile- vaktiyle ünlendiği o uzak diyarlarda hâlâ çok sıkı bir hayran kitlesine sahip bulunuyor. Bunun da en güzel kanıtı, internette adı girildiğinde karşımıza çıkan, tamamı yabancı kökenli düzinelerce hayran sitesi... Öyle ki ona bizden daha fazla sahip çıkarak kendi kültürlerine mâleden Avusturyalılar, Kasım 2002'de gerçekleştirdikleri 40. Viyana Bienali'nde sanatçının onuruna özel bir gösteri düzenlediler. Aktörün en iyi çalışmalarından örneklerle bezenmiş "Turan Bey" adlı 41 dakikalık bir belgesel hazırlatan Bienal Komitesi, filmde ayrıca onunla yapılmış özel bir söyleşiye de yer verdi.

    Halen Viyana yakınlarındaki sayfiye evinde gözlerden uzak bir hayat süren Turan Bey, sağlık durumu elverdikçe küçük rollerde oynamayı ve doğa fotoğrafları çekmeyi sürdürüyor.



    Turhan Bey'in, ününün doruğunda olduğu 1940'lı yıllardan bir pozu…


    Turhan Bey'in gerilim sinemasının klasikleri arasına giren ve Batılı sinemaseverlerce hâlâ büyük rağbet gören en ünlü filmi: 1948 yapımı "İnanılmaz Bay X"…
    İlerleyen yaşına rağmen ricaları kırmayarak zaman zaman bazı televizyon dizilerinde konuk sanatçı rollerine çıkan Turhan Bey'in bu çalışmalarından biri de 1994 yılında "Babylon-5" adlı popüler bilim-kurgu dizisinde canlandırdığı "İmparator" rolüydü (solda).



  • 29 Ağustos 2004
    Pazar
     
    Künye
    Temsilcilikler
    Abone Formu
    Mesaj Formu
    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Çocuk

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED