T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 11 MAYIS 2006 PERŞEMBE
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Davut DURSUN

Demirel Türk siyasetinin en başarılı ismidir

Bugünlerde yeniden siyasi gündemin başköşesine oturan Süleyman Demirel, hiç kuşku yoktur ki, Türk siyasetinin en başarılı ismidir. Benim bu kanaatimi pek çok kişinin paylaşmayacağını bilerek bunu dile getiriyorum.

Neden başarılı bir isimdir sorusu üzerinde biraz durmamız gerekiyor.

Önce siyasette neyin ve kimin başarılı olduğuna nasıl kanaat getireceğiz? Meşhur siyaset düşünürlerinden N. Machiavelli, tam beş asır önce siyasette başarının iki temel göstergesinin olduğunu söylemişti. Ona göre siyasette başarı iktidara gelmek veya iktidar kullanımında ortak olmakla, mümkün olduğu kadar iktidarda uzun süre kalmakla ölçülebilir. Demek ki siyasette başarının iki temel ölçütü var: İktidara gelmek ve iktidarda uzun süre kalmak.

Demirel altmışlı yılların ortasında aktif siyasete adımı atmış ve o tarihten bu yana Türk siyasetinin en üst mertebelerinde bir aktör olarak yer almıştır. Bu zaman zarfında siyaset alanındaki en üst pozisyonları birer birer elde etmesini bilmiş, bir takım antidemokratik yöntemlerle uzaklaştırıldığı makamlara siyasi mücadelesi ve çalışmalarıyla yeniden gelmesini bilmiştir.

Henüz seçilmiş bir milletvekili bile değilken Adalet Partisi (AP) genel başkanlığı yarışına girmiş ve herkesi şaşırtacak şekilde genç yaşta genel başkan olmuştur. Oysa ki o günlerde herkes rakibi Sadettin Bilgiç'in genel başkan seçileceğini bekliyordu.

Bu olayda kendisine destek veren çevreler nedeniyle zaman zaman yürütülen ahlaki tartışmaları bir yana bırakarak değerlendirdiğimizde genel başkan seçilmesinin önemli bir siyasi başarı olduğunu kimse görmezlikten gelemez.

Arakasından yaşananlara bakalım. Parti genel başkanı olarak girdiği ilk genel seçimlerde (1965) kimsenin beklemediği bir şekilde oyların yüzde 52'ni alarak her türlü engellemelere rağmen seçimi kazanmıştır. Bu başarısını 1969 seçimlerinde de tekrarlamasını bilmiştir. Altmışlı yılların ikinci yarısında ülkenin yakaladığı istikrarlı büyüme ve kalkınmada onun ciddi katkısının olduğu unutulmamalıdır.

12 Mart 1971'de Genel Kurmay Başkanı ve kuvvet komutanları tarafından imzalanan bir muhtıraya muhatap olup başbakanlıktan istifa etmiş olmasına rağmen 12 Mart rejimini kendi lehine çevirmesini bilmiş, bu dönemdeki hükümetler üzerinde belirleyici olmuştur. Muhtırayla iktidardan uzaklaştırılıp artık Demirel dönemi bitmiştir denilirken O yetmişli yıllara damgasını vurmuş yetmişli yılların ikinci dönemindeki gelişmelerde siyasetin en aktif aktörü olmuştur. 1973 seçimlerinde ummadığı bir yenilgi almışsa da onsuz hükümetlerin kurulması ve yürümesi mümkün olmamıştır.

12 Eylül 1980 darbesi olduğunda da yine Sayın Demirel başbakandı. Türk ekonomisinin temel tercihlerini köklü şekilde değiştiren ve ülkeyi yeni bir yöne doğru sürükleyen meşhur 24 Ocak Kararlarını yürürlüğe sokan Demirel, diğer bütün siyasetçilerle birlikte 12 Eylül yönetiminin yasaklarına maruz kalmış ve yasaklılar listesinde yer almıştır. Bundan sonra Demirel'in siyasette etkin bir rol oynayacağına hiç kimse inanmamaktaydı.

Ama Sayın Demirel tüm beklentileri ve hesapları altüst ederek 12 Eylül rejiminin demokrasiye geçiş programında etkili rol oynamış ve bundan dolayı da yeni yasaklarla yüz yüze gelmiştir. Parti kurmuş/kurdurmuş, siyaseti etkilemiş ve ülkenin mukadderatı üzerinde belirleyici olmuştur. Sonunda siyasi yasakların affı bir zorunluluk haline gelmiştir. Demirel, diğer liderler gibi yeniden siyaset sahnesindeki yerini almıştır.

1991 genel seçimleri sonunda siyasete dönen Demirel yeniden hükümet başkanı olarak siyasetin en üst mevkiinde yer almıştır. Arkasından merhum Özal'ın beklenmedik vefatı üzerine Cumhurbaşkanı seçilmiştir. Yedi yıl kaldığı cumhurbaşkanlığı makamında da tutum ve davranışlarıyla siyaseti belirleyen en etkin kişi olmuştur. 28 Şubat sürecinde oynadığı rolü kimsenin küçümsemesi düşünülemez.

Sayın Demirel emekli olup kendi konutuna çekilmesine rağmen siyasette hala çok önemli roller oynamaktadır. Çıkıyor bir soruya sıradan bir cevap veriyor ve tüm siyasi gündemi belirliyor. Herkes günlerdir onun bir soruya verdiği cevap arkasından konuşup duruyor. Sayın Demirel siyasete dönecek dönmeyecek tartışmalarının yürütüldüğü bu günlerde bu tartışma hiç de anlamlı değil; zira Demirel zaten hiçbir zaman siyasetten ayrılmış değildir. Demirel 1964'ten bu yana devamlı siyasetin içinde ve en üst mevkilerde bulunmaktadır; bu açıdan da çok başarılı bir isimdir

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi