T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
Y A Z A R L A R | 28 NİSAN 2006 CUMA | ||
|
Amerika-İran krizi, dünyayı nasıl bir gerilime sürükleyecek? Yeni Amerikan yüzyılı, Ortadoğu ve dünya için daha ne sürprizler hazırlıyor? Mesele sadece petrol mü? İran'a saldırı, Ortadoğu için cehennemin kapılarını açacak, bunu biliyoruz. Hiçbir ülkenin de bu kapıları kapatmaya gücü yetmeyecek. İran'a ilk bomba düştükten bir saat sonra Irak kan gölüne dönüşecek. Karaçi'de sokak çatışmaları yaşanacak. Lübnan-İsrail sınırında savaş yeniden başlayacak. Kuala Lumpur'dan İstanbul'a, Cakarta'dan Hartum'a kadar halk sokaklara dökülecek. İslam coğrafyasının her köşesinde Amerikan, İngiliz ve İsrail hedeflerine saldırılar düzenlenecek. Ortadoğu'da rejimler sarsılmaya başlayacak. Peki en kötü senaryo bu mu? Değil. İran'a yönelik saldırı planlarının küresel ölçekli krizin bir göstergesi olduğunu, dünyada merkezi güçler arasındaki savaşın niteliğini, Ortadoğu, Orta Asya ve Güney Asya'daki hegemonya mücadelesinin kapsamını görenler, ABD'nin özellikle Çin'i çevrelemeye yönelik stratejilerini ölçebilenler en kötü senaryonun bu olmadığını iyi biliyor. İran'a saldırının daha başka savaşları da tetikleyeceğini de. Filipin ordusunda hizmet eden ve istihbarat şefliği yapan emekli general Victor N. Corpus, İran'a saldırının aslında küresel savaşın en önemli aşaması olduğunu, krizin Çin'i çevreleme amacıyla hazırlandığını belirterek, bir "üç cepheli savaş" senaryosunu anlatıyor. Bu savaşı neden "en kötü senaryo" olarak tanımladığını ise özetle şöyle açıklıyor: Neden en kötü senaryo? Çünkü tarihin verdiği acı dersler. Hannibal filleriyle Alpler'i aştığında Romalılar en kötü senaryoyu düşünmemişlerdi. Hannibal kendinden çok üstün Roma ordusunu kuşatıp yok etti. Fransızlar Dien Bien Phu'da Maginot hattını kurduklarında en kötü senaryoyu düşünmemişlerdi, felaket bir yenilgiyi tattılar. Amerikalılar Pearl Harbor ve 11 Eylül'de en kötü senaryoyu düşünmemişlerdi. Yine Amerikalılar Irak'ta de en kötü senaryoyu düşünmediler. Iraklılar onları çiçeklerle karşılayacaklardı, sadece muhalefetle karşılaştılar. İran'a saldırının aslında üç cepheli bir savaşın başlangıcı olacağını belirten yazar, asıl savaşın Amerika ile Çin arasında olacağı düşüncesine oturtmuş "en kötü senaryo"yu. ABD'ye meydan okuyacak yeni bir gücün ortaya çıkışını engellemenin Washington'ın 21. yüzyıla dönük en önemli stratejisi olduğunu, dünyanın kaynaklarını barındıran Batı Avrupa, Doğu Asya, Güneydoğu Asya ve Orta Asya üzerinde kuracağı hegemonyaya kimseyi ortak etmek istemediğini belirten yazar, Çin'in bu yönüyle ABD hegemonyasını tehdit ettiğine dikkat çekiyor. ABD-Çin arasındaki verileri ise şöyle sıralıyor: 1978'den bu yana Çin her yıl yüzde 9.4 büyüyor. 2004'de 61 milyar dolarlık yabancı yatırım çekti, dış ticareti 851 milyar dolar oldu. ABD'nin Çin'e karşı ticaret açığı 2005'te 200 milyar dolar oldu. Çin 750 milyarlık döviz rezervine sahip. 2005'te ABD'de 60 bin mühendis yetişirken Çin'de bu sayı 442 bin mühendis oldu. Çin tarihinde ilk kez (2004) teknolojik eşya ihracatında Amerika'yı geçti. Geçtiğimiz yıl 20 bin yeni fabrika açtı. 252 milyar dolarlık ABD Hazine bonosunu elinde tutuyor. Beyaz eşya üretiminde ABD'yi geçti. Çin'in 1 trilyon dolarlık (yüzde 50) bireysel tasarrufu varken ABD'de bu rakam 158 milyar dolar (yüzde 2). Şanghay 4 bin gökdeleni ile New York'u ikiye katladı. Kuzey Çin'de New York kadar büyük bir kent inşa ediliyor. Goldman Sachs raporuna göre Çin ekonomisi 2041'de Amerikan ekonomisini geçecek. Yazara göre Çin, Amerika'nın en büyük rakibi ve giderek güçleniyor. "İkinci bir süper güce izin vermeme" stratejisi gereğince ABD Çin'in meydan okumasını önleme yoluna gidecek. Küresel hegemonyasını güvence altına almak için, bugün İran'a yapmak istediğini Çin'e yapmaya girişecek. Çin ordusu, ABD ve İngiltere'nin Çin Denizi'ne yapacağı askeri yığınağı ve önleyici saldırıyı göğüslemek için hazırlık yapıyor. 15 uçak gemisine karşı koyacak tatbikatlar yapıyor. ABD'nin preemtive saldırısı önce Tayvan'ın bağımsızlık ilanı ile başlatılacak. Ardından ABD ve İngiltere ile Çin ve Rusya arasında Orta Asya'dan Pasifik'e kadar amansız bir savaş yaşanacak. Çin Tayvan'a füze saldırıları ile harekata girişirken Çin, Rusya ve İran ortak hareket edecek. Bu da savaşın Ortadoğu'dan Amerika'nın Pasifik kıyılarına kadar yayılması anlamına geliyor. ABD uçak gemileri hem Doğu Çin Denizi'nde hem de Basra Körfezi'nde saldırılara başlayacak. Hint Okyanusu savaş alanına dönüşecek. Çin ve müttefikleri önce ABD ve İngiltere'nin haberleşme uydularını anti-setallite füzeleriyle hedef alacak ve bütün iletişimi öldürecek. Çin-Rus gizli silahları ABD/İngiliz uydularını kör edecek. Yüzlerce Çin ve Rus hacker'ı ABD iletişim sistemlerini çökertecek. Büyük bir siber savaş yaşanacak. Rus-Çin ortaklığı denizler ve okyanuslarda ABD/İngiliz savaş gemilerine karşı ileri teknoloji füzeler kullanacak. ABD ve İngiltere'nin süpersonic füzelere karşı hiçbir savunma kalkanı olmamasından hareketle Rus, Çin, İran ve Kuzey Kore bu füzeleri devreye sokacak. Bu ülkeler Ortadoğu, Güney ve Doğu Asya ve Orta Asya'da ABD hedeflerine karşı asimetrik savaş başlatacak. Japonya, Güney Kore, Guam, Diego Garcia ve Kırgızistan'daki ABD üsleri füzelerle vurulacak. Aynı anda Ortadoğu'da Çin/Rus desteğindeki İran, kendisine verilen supersonic füzeleri kullanacak, Basra Körfezi'ne bakan dağlardaki tünellerde saklanan füzeleri ateşleyecek. Körfez alev alev yanarken petrol ihracı duracak. Orta Asya'da ise, Şanghay İşbirliği Örgütü desteğindeki Rus ordusu, ABD'nin bölgedeki askeri üslerine saldıracak. "En kötü senaryo" ürkütücü savaş yöntemleri, teknolojik silahların dökümü, taraflar arasındaki güç kıyaslaması ve savaş bölgeleri ile devam ediyor. Bu dehşet tablosunun ortaya çıkmasından birkaç saat sonra dünyanın tek süper gücü, bütün cephelerden saldırıya uğrayacak, yapayalnız kalacak. İmkansız diyorsunuz değil mi? İşte yazar burada tarihten ders almayı öneriyor. Tarihte nice zayıf ordular, gücü sınırsız orduları yok etmiştir. Yazara göre dünya şu an kimsenin düşünmediği yeni bir sürprizle karşı karşıya. Yeni Amerikan Yüzyılı Projesi'nin mimarlarının Çin için böyle senaryolar düşündüğüne şüphe yok. Ama ölçemedikleri, gözlerini kör eden güç sarhoşluğundan göremedikleri bir şey var: Tarih nice imparatorluklar için hazin sonuçlar hazırlamıştır.
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |