T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
Y A Z A R L A R | 28 NİSAN 2006 CUMA | ||
|
Ankara hep siyaset ve diplomasi başkentidir. Bu yüzden de, genellikle sıkıcıdır. Hele son günlerde, 'politik oyunlar'dan sıkı 'rejim' tartışmalarına kadar pek çok konudaki gündeme baktığınızda İstanbul'un lalelerini, Boğaz'ın şarkılarını daha çok özlersiniz. Ancak, Ankara'nın 'sıkıcılığı' biraz da nereden baktığınıza bağlıdır. Ben, Ankara'ya politik sıkıcılığın ötesinde, sanatın coşkulu penceresinden bakmayı tercih edenlerdenim. Bunun için de, mümkün olduğunca nefes almakta güçlük çekilen 'kriz senaryoları'nı, şiirin ve müziğin kollarında dengelemeye çalışıyorum. İşte bu yüzden de, Salı günü politikanın 'ateşli kulisleri'ni politikacılara bırakıp, Hacettepe Senfoni Orkestrası Konseri'nde Mozart ve Baudelaire ile akraba olmayı seçtim. Şef Erol Erdinç yönetimindeki Hacettepe Senfoni Orkestrası, Wolfrang Amadeus Mozart, Henri Duparc ve H. Berlioz'dan parçalar seslendirdi. Şef Erol Erdinç, Türkiye'nin önemli müzik adamlarından birisi. 1983- 2000 yılları arasında İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası'nın Müzik Yönetmeni olarak görev yapan Erdinç, Fransa, Çekoslovakya, Rusya, Portekiz, Brezilya, Arjantin, ABD, Kanada, Belçika Meksika, İtalya, Hollanda, Lüksemburg ve Litvanya gibi çok sayıda ülkede konuk şef olarak konserler verdi. Konserin solisti ise Fransız soprano İsabelle Poulenard'tı. Sanatçının repertuarı, barok operadan, Mozart, Rossini, Weber ve Poulenc gibi bestecilerin eserlerinden yola çıkarak oluşturduğu çağdaş yapımlara dek uzanmaktadır. Soprano İsabelle Poulenard, kadife sesiyle bizi Baudelaire'in, "Önceki yaşam", "Yolculuğa davet" ve H. Cazalis'in "Hüzünlü şarkı" şiirleriyle müthiş bir yolculuğa çıkarıyor. Sanki sihirli bir aydınlığa dökülen kar taneleri gibi akıyor içimize müziğin, şiirin ritimleri... İsabelle Poulenard'ın kadife sesi, hayatımızı safhalara ayırıp, yaşanmış kederli ne varsa onları alıp Baudelaire'in şiiri eşliğinde Nisan'ın zalim aşklarına taşıyor... H.Berlioz'un 'Fantastik Senfonisi'nin sakin derinliğinde, bütün hatıralarınız aniden tutuşuveren meşaleler gibi parlayıp, kalbinizin duvarlarında yankılanıyor. Senfoninin 'hayaller, ihtiraslar' bölümünde, zaman zaman karanlık, vahşi, zaman zaman da parlak bir marşın eşliğinde 'ölümün duası' duyulur... İsabelle Poulenard, Cazalis'in "Hüzünlü şarkısı"na başladığında geçmişle gelecek kavisler çizerek sanki ruhumuzun camlarını titretiyor. Kopuk mısralar, kısa kesik melodiler çoğalıyor Nisan'ın Ankara akşamlarında... İsabelle Poulenard, Baudelaire'nin, "Yolculuğa davet" şiirine başladığında ise, aklımda dizeler tek tek sıraya girmeye başlıyor.
/Yavrum, sevgilim, sen
Galiba, gönlümüzü bir şiirin ya da müziğin ritimlerine dayadığımızda, hasret, unutmak istediklerimizden daha uzun sürüyor. Orkestranın temposu yükseldikçe, bütün gülümsemeler gözyaşları kayboluyor. Baudelaire'le uzun nehirlere binip, 'politik oyunlar'dan, 'küresel yalanlar'dan uzaklara akıyoruz...
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |