T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 14 ŞUBAT 2006 SALI
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Akif EMRE

Yerli oryantalistler ve Kürtler

Irak'ta ortaya çıkan tablo karşısında Türkiye'nin takınacağı tavır aynı zamanda Ortadoğunun geleceğine ilişkin ne türden bir perspektif geliştirebildiğinin de ipuçlarını verir. Daha açık bir ifade ile Türkiye'nin bölgede şekillenen siyasi oluşumu anlamlandırış biçimi doğrudan kendine bakışı ve geleceği ile ilişkilidir. Irak politikasının Türkmen faktörüne indirgenemeyecek kadar farklı unsurların belirleyici olduğu, üstelik bu söylemin bizzat kendi vatandaşları ile arasını açtığını politika yapımcıları fark etmiş olmalı.

Burada daha köklü zihniyet sorununu ele almadan dış politikadaki açmazları çözmek mümkün olmayacak görünüyor. Bu zihniyet sorunu da Türkiye'yi yöneten seçkinlerin Ortadoğu söz konusu olduğunda bir anda takındığı oryantalist bakış açısının yaslandığı psikoloji ile birlikte okunmalıdır. Oryantalizmi psikolojik bir davranış koduna indirgemeden barındırdığı ideolojik muhteva göz önüne alındığında resmi söylemin Ortadoğuya bakışının bir tür oryantalizmin yansıması olduğu anlaşılır. Ortadoğu ülkeleri söz konusu olduğunda kendini Batılı sayan seçkinlerin bölgeye yabancılaşmayı ayrıcalık sayan, mukallit Batılı eda ile İslam dünyasına/kültürüne tepeden bakışları bu ideolojik tutumdan beslenir.

Bu ideolojinin belli psikolojilerden beslenerek yerli oryantalizm şeklinde tezahürü resmi söylemin dışladığı tüm coğrafi, etnik ve kültürel unsurlara şamildir. Aydın ve yönetici seçkinlerin halkı modernleştirme sevdaları uğruna sergiledikleri tutum ve davranışlar, aydınlanmacı, pozitivist retorik terk edilmeden "real politik" karşısında duruş yenileme sahici bir ilişki kurmak anlamına gelmeyecek.

Tüm bunları çağrıştıran, doğrusu, bir gazetecinin kuzey Irak izlenimlerinde öne çıkardığı tema ve kullanılan dil oldu. Kuzey Irak izlenimlerinin başlığı bile oryantalizm kokuyor adeta: Kürdistan'ın Türkü Kürtler (E. Temelkuran,12 Şubat 2006, Milliyet) Türkiye'den gelen Kürtlerin Iraklı Kürtlerle ilişkisini, geri kalmış ülkede Avrupalılara benzetilerek bir bakıma misyonlarını da tayin ediyor: "ilerlemeci kuvvetler." Tümüyle sömürgecilerin bakış açısını yansıtan bu dil aynı zamanda Türkiye'deki seçkinci bakışıla ne kadar uyumlu.

Bu ibretlik haber dizisinde aktarılan ayrıntılar, diyaloglar aslında Ortadoğu söz konusu olduğunda bize yöneltilen Avrupalı bakışın, oryantalist ideolojinin bir uygulaması gibidir. Seçkincilerimizin Avrupa karşısında duydukları eziklik bir bakıma Iraklı Kürtler üzerinden intikamı alınmak ister gibidir. Söz gelimi kullanılan terbiye edici/eğitici uslüp oryantalizmin ideolojik-disipliner çerçevesini de aşan bir tür 'beyaz sömürgeci efendi' ilişkisini çağrıştırır nitelikte. "Çatal bıçakla yemeyi bilmiyorlardı biz buraya ilk geldiğimizde. Ben kendi adıma yemelerine bile müdahale ettim. (...) Adamlar yıllarca dağda yaşamışlar. Görmemişler. Öğrenecekler." Bunlar, bir film sahnesinde gördüklerimizle ya da Batılı bir edebiyat ürününde okuduklarımızla ne kadar benzeşiyor değil mi?

Oryantalizmin söz konusu olduğu yerde kadın sorunun ele alınmaması mümkün mü? Bizatihi oryantalizmin Doğu tasavvurunun, Doğunun feminenleştirilmesi, dişil hale getirilmesiyle şekillendiğini hatırlatmaya gerek yok. Oryantalizmin yerli versiyonu devreye girecek Batılı literatürde aşina olduğumuz kalıplar tekrarlanacak; "başları, belleri sarılı sonsuz esmer adamlar..." "Ortadoğuda insanlar bakmaktan utanmazlar. Öylesine durup, etrafını sarıp, gözlerini dikip izlemekten çekinmezler." Edilgen, durağan Doğu manzarasını resmetmek ne kadar haz verici... Hele şu satırlar yaraya parmak basıyor Kürt de olsa Türk modernleşmesinden nasibini almanın hazzını birlikte tadıyoruz: "Kadın-erkek karışık oturmayı da biz getirdik buraya..."

Konuşturulan Kürtlerin ayrıcalıklılığı Avrupalılarla temastan kaynaklanıyor: "yıllarca Marmaris'te çalışmışım." Turistik kolonyalizmin oryantalizme dönüştüğü kavşak burası.

Batıcı aydınların, oryantalizmden beslenen Ortadoğu'ya bakışını yansıtan ideolojik refleks terk edilmeden kendimizle bile barışmamız mümkün değil.

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi