T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 14 ŞUBAT 2006 SALI
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

İbrahim KARDEŞ

Hürriyet tahriki, tahrik hürriyeti...

12 Şubat 2006 Pazar günü Hürriyet gazetesinin 19. sayfasının üst yarısı "Başı açık diye gazeteciye taş" başlığıyla verilen bir habere ayrılmıştı. Alt yarısındaki reklam fotoğrafının üstünde "Spring Summer '06" yazılıydı. Doğan Haber Ajansı'ndan İsmail Akkaya'nın imzasıyla yayımlanan ve iki alt başlık ve bomba gibi bir patlangaçla donatılmış haberi okurken, Türk basının kirli geçmişini düşünmekten kendimi alamadım.

27 Mayıs 1960'a giden süreçte olsun, öteki darbe ve müdahale süreçlerinde olsun, Ahmet Hakan'ın "merkez basın" adını verdiği Türk basını; haberin, halkın ve gerçeğin sözcüsü değil; birtakım çirkin tezgâhların, kışkırtmaların âleti olmak gibi hiç de onurlu olmayan bir rol oynamıştır. Gazete arşivleri taranırsa, bu yüz kızartıcı geçmişe ilişkin bol miktarda malzeme kolayca bulunabilir.

Konya'daki bir gösteri sırasında Sabah Gazetesi Muhabiri Aliye Çetinkaya'nın omzuna isabet ettiği söylenen "taş" (Sabah'ın haberine göre "ayakkabı") Hürriyet tarafından "Konya'da recm girişimi" bombası hâlinde patlatılıvermiş. Haber metniyle ilgisini kurmakta zorlandığım bu patlangaçtan yayılan pis koku, burnumu sızlattı.

Esasen, haberin tümünü okuyan biri, "Başı açık diye gazeteciye taş" başlığının da "temiz" olmadığını, vasat bir zekâya sahipse, kolayca anlayabilir. Çünkü haberde, adı geçen gazetecinin sadece "başı açık" olduğu için değil, Kur'an-ı Kerim okunurkenki davranışlarından ötürü tepki gördüğü yazılmış. Hürriyet'e göre beş bin, Sabah'a göre üç bin kişilik bir topluluğun arasından Hürriyet'e göre otuz kişilik bir kalabalık, otobüsün üzerinde görevini yapmaya -Hürriyet'e göre 'not almaya', Sabah'a göre 'fotoğraf çekmeye'- çalışan gazeteci Aliye'nin açık başına, -Sabah'a göre 'pantalonlu oluşu'na da- öfkelenmişler; "Kahpe!", "Kâfir!", "İn aşağıya!" gibi hakaretlerle ve taş ve ayakkabı atarak saldırıya geçmişler. Fakat bu tahrike müheyyâ, muharrik ve müteharrik grup, mitingi düzenleyenler ve polisler tarafından engellenmiş, bu arada gazeteci de otobüsün üzerinden indirilip oradan uzaklaştırılmış.

Otuz kişi olduğu söylenen saldırgan grubun üç bin veya beş bin kişiyi tahrik etmemiş, edememiş oluşu, bu gazeteler ve gazeteciler için herhangi bir haber değeri taşımıyor elbette. "Olgun kalabalık, tahrikçilerin tahriklerine kapılmadı!" başlığını atmak, "Recm girişimi boşa çıktı" diye patlangaç patlatmak, kimseyi tahrik etmez ki!

"Görev yapması engellenen, hakaret ve darp" gören Aliye Çetinkaya, saldırganlardan şikâyetçi olmuş, "tören alanından zorla çıkarılmama neden oldular" demiş. Herhalde sinirleri bozulduğu için "miting alanı" yerine "tören alanı" deyivermiştir. Siz de isterseniz "provokasyon alanı" deyin!

Polis, saldırganları yakalamak için harekete geçmiş. Polise ve sonra yargıya başarılar dilerim. Açık baştan ve pantalondan tahrik olmanın veya üç beş bin kişiyi tahrik edememenin; bir de görev yapan gazeteciye hakaret etmenin, taş ve ayakkabı atmanın cezası neyse çeksinler.

Konya Gazeteciler Cemiyeti olayla ilgili kınama yayınlamış. Alkışlanacak bir meslekî dayanışma örneği. Ne güzel!

Hürriyet'in gazetecilik anlayışı ve ahlâkı için uygun sıfatı, bu yazının başında söylememiş miydim?

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi