T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 14 ŞUBAT 2006 SALI
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Kürşat BUMİN

Yoruma muhtaç 'baş sayfalar'

Biliyorsunuz, doğrudan gazeteleri konu edinen yazı yayımlamıyorum artık. Ama bugün koyduğum bu kuralı bozarak uzun bir dönem beni uğraştırmış olan bu "tarz"a bir gün için dönüş yapmak istiyorum.

Türkiye'deki "gazeteler dünyası"nın durumu malûm; öyle günler oluyor ki kimsenin bir diğerine "tencere dibin kara" diyebilmesi imkansız hale geliyor. Dolayısıyla bu "dünya"da kimsenin kimseye "ilk taşı masum olanınız atsın" diyebilmesi pek mümkün değil. Bu "anlamlı giriş"ten sonra gelelim bugünkü "kronik"e:

Radikal gazetesini biliyorsunuz. Bu gazete -her gazete gibi bir takım "kayıtsızlık" ve "tereddütler"i arada bir o da sergilese de- "iyi" gazetelerimizden birisidir. Radikal'in özellikle hak-hukuk ihlalleri (bazen epeyce "seçici" olsa da!) ve Türkiye'nin AB yolculuğuna ilişkin tutarlı yayın politikasını hatırlatmaya gerek var mı? Ancak son dönemde Radikal'e gerçekten bir şeyler oldu. Özellikle de gazetenin "baş sayfası"na. Bu değişim-dönüşümün gazetenin genel yayın yönetmeninin değişim-dönüşümünden kaynaklandığı söylenemez, çünkü onun köşesi büyük ölçüde eskisi gibi devam ediyor. Peki o halde peş peşe önümüze konan o şaşırtıcı "baş sayfalar" neyin-kimin eseridir? İsterseniz, derdimi daha iyi anlatabilmek için bu şaşırtıcı "baş sayfalar"dan birkaç örnekle davam edeyim:

Tarih sırasına göre gidecek olursak bunlardan ilki şöyleydi: "Etkili İslamcı kalem Ali Bulaç: AKP her alanda başarısız / AKP'ye 'içeriden' salvolar". Çok şaşırtıcı değil mi? Ali Bulaç ve Kenan Çamurcu'nun 90'lı yılların "Bilgi ve Hikmet" dergisinin internette yayımlanmaya başlanan yeni şekline yazdıkları iki yazının gazetenin birinci sayfa manşetine oturması sizin açınızdan da şaşırtıcı değil mi? Oysa Bulaç bugüne kadar ne "manşetlik" yazılar yayımlamış ama hiçbirine iltifat edilmemişti. Ayrıca bu manşetle ilgili şu soru da (bence) gayet meşrudur: Diyelim ki Radikal AKP'nin gidişatından hiç memnun değil. Peki ama o zaman aklındaki "B plânı" nedir? CHP'nin hükümet kurması mı? Yoksa DYP, ANAP ya da MHP'nin gürbüzleşip siyasete yön vermesi mi?

Gelelim ikinci baş sayfa manşetine: "AKP, Latife Hanım'ı tekrar çarşafa soktu"(!) Yani: İlköğretim sekizinci sınıf "İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük' kitabının 2005 baskısında Latife Hanım, eskiden olduğu gibi "başı açık" haliyle değil de "başı kapalı" olarak yer alıyormuş. Radikal bu işe o kadar öfkelenmiş ki, söz konusu "ders"in tek başına önemli bir "sorun teşkil etmesini" bile unutmuş. Oysa bakın, aynı günün (11 Şubat) Hürriyet'i bu "manşetlik" haberi nasıl tekzip etmekteydi:

"MEB üst düzey yetkilisi, 'İlköğretim Genel Müdürlüğü'nden ilgili kişi, inceleme sırasında, 'Latife Hanım toplu fotoğrafta kenarda kalıyor ve belli olmuyor' gerekçesiyle, üçlü fotoğrafın kullanılmasını önermiş ve bu öneri de uygun bulunmuş. Fotoğraf o nedenle değiştirilmiş' diye konuştu." Ayrıca bakanlık, geçen yıl (!) ortalığın karışması üzerine yine eski fotoğrafın kullanılmasına karar vermiş. Görüyorsunuz; aklı başında bildiğimiz bir gazete Türkiye'nin tatsız mı tatsız bir "klişe"si üzerine nasıl da atlıyor! Yakıştı mı şimdi?

Ve nihayet gazetenin dünkü (13 Şubat) manşeti: "Erdoğan'ın muasır medeniyet resmidir"(!) Yani: AKP Kahramanmaraş örgütünün yemeğinde kadınlar ve erkekler "tecrit" edilmişken, Başbakan "Türkiye'yi muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkaracağız" diye nutuk atmaktaymış...

Bu manşet de çok şaşırtıcı doğrusu... Şaşırtıcı, çünkü gözümüze sokulan karede sadece ve sadece ayrı bir masada yemeği bekleyen bir grup kadın görüyoruz. Erkekler ise aynı salonda -aralarında kadınlar da olmak üzere- diğer masalara dağılmışlar. (Belki de gazetenin dünyadan haberi yok: Kahramanmaraş'ta ya da benzer bir ilde, yemeğe grup halinde gelen "kadın kolları"nın masalara "bir erkek-bir kadın" düzeninde dağıtılması gibi bir âdet ne yazık ki yok!)

Radikal'in son dönem baş sayfalarına ilişkin bu gözlemlerimi yazdım, çünkü -anlaşılmıştır herhalde- onu ciddiye alıyorum. Ayrıca unutmayın: Kimsenin kimseye "İlk taşı masum olanınız atsın" diyebileceği bir dünyada yaşamadığımızı baştan söylemiştim zaten!

Düzeltme: Dünkü yazıda hakkında konuştuğumuz derneğin adı yazıda geçtiği gibi "Hukukçular Derneği" değil, "Hukukçular Birliği Derneği"dir. Bambaşka bir yapıda olan ilk derneğin başkanı Av. Hüsnü Tuna'nın uyarısı üzerine düzeltiyor, dikkatsizliğimden dolayı özür diliyorum.

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi