T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 14 ŞUBAT 2006 SALI
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Taha KIVANÇ

Daha zor ve daha acımasız

İnternet kullanıcıları bilir, Google dünyanın en demokratik platformudur. Başka pek çok işlevi de var ya, en önemlisi aranan bilgiyi iki tıkla bilgisayar ekranına taşımasıdır. Eskiden günler boyu arayıp erişemediğiniz bilgileri birkaç dakika içinde bulursunuz Google yardımıyla...

Bugün kendisini anmamı istedi Google.

Benim için bir başka işlevi daha var Google'un; taze dünya haberlerine ulaşmamı sağlayan bir hizmet de veriyor. Nasıl yapmışlarsa yapmışlar, insan eli değmeden, günde belki yüzlerce kez değişen bir de gazete çıkartıyorlar; ben de, günde yüz kere olmasa bile, sıkça göz atıyorum...

Dün şu haber yer aldı Google'un gazetesinde: "Google'u tarama için kullanmayın." Bir teknik dergiden aktarılan habere göre, kendi harddiskinizi de tarayacak biçimde bilgisayarınıza yüklediğinizde, Google, sizden derlediği bilgileri şirketin anabelleğine taşıyormuş... Haber, "Amerikan hükümeti Google'ın elindeki verilere dadandı; bilgisayarınızda sakladığınız size özel bilgiler, bu yolla, aleyhinize dâvâ açabilecek resmî makamların eline geçebilir" iddiasında...

"Google hukukî sağlığa zararlıdır" mesajını bizzat Google veriyor... Tıpkı üzerinde "Sigara sağlığınıza zararlıdır" yazan sigara paketleri gibi... Bugünün 'şeffaflık' anlayışı bunu gerektiriyor çünkü...

Dünya için hayli yeni bu gelişmeyi anlayanlarımız var, anlamaya hâlâ direnenlerimiz var... Bugünün teknolojik ortamında insanların devletten saklayabilecekleri hemen hiçbir şey kalmadı. Yakında hepimiz yalnızca devlete karşı değil birbirimize karşı da 'şeffaf' hayatlar yaşayacağız. Kimse kimseden bir şeyleri kolayca saklayamayacak...

Bu durumun farkında olabileceğine pek az ihtimal verebileceğim kıdemli bir politikacı, Hüsamettin Cindoruk, bu konuda beni şaşırttı. "Türkiye'de yeni bir darbe olur mu?" sorusuna verdiği cevap durumun siyasete bakan yüzünü iyi özetliyor: "Darbecilik artık çok zor bir zanaat. Hangi televizyon kanalını kapatacaksınız? Yüzlerce internet siteniz var, hangisine, nasıl el koyacaksınız? Herkesin elinde cep telefonu var, neyi kimden gizleyeceksiniz? Eskiden Etimesgut'a gidip vericilere el koyuyordunuz, iş bitiyordu. Bazı darbeciler anayasa kurumu gibi gördüler darbeleri. 12 Eylül'den sonra, iyice yüz göz olduk darbelerle. Darbeci başı Kenan Evren, Allah uzun ömür versin, 90 yaşında Marmaris'te çıplak kadın resmi yapıyor. O kadar hoşgörülü olduk, paşaya karşı. O gençleri asıp kesen, Türkiye'yi işkence merkezi haline getiren darbenin generalini sevimli hale getirdik. Eğer şimdi darbe yapmak isteyenler varsa, gitsinler Kandil Dağı'nda yapsınlar. Sincan'da bugün tank yürütürseniz, sadece 'Kurtlar Vadisi-Sincan' adlı bir filme konu olabilirsiniz."

Bütün politikacıların, kamu hizmeti görenlerin, ticarî hayatın içinde yer alanların, kabahatların kolayca gizlenemeyeceği bir yöne doğru gidildiğini görerek hal ve gidişlerini bu gerçeğe göre ayarlamalarında, dostlarının da hiçbir şeyin, hiç kimseden kolayca gizlenemeyeceğine dair onlara akıl vermelerinde yarar var. Eskiden olabilenler, bugünün dünyasında olamaz çünkü...

Benim dostlarım bunun fena halde farkındalar...

Geçenlerde bir dostum İstanbul'un manzarası en muhteşem yerlerinden birine inşa ettiği lüks villasına götürdü beni. 'Villa' denilince aklınıza gelen her şey fazlasıyla vardı dostumun mâlikânesinde. İçimde heves kıpırtıları sezmiş olmalı ki, "Aslında etrafta bu hale getirebileceğimiz gecekondu hâlâ var, ama sana tavsiye etmem" deyiverdi o dostum... Küçük sayılabilecek bir meblâğla aldığın gecekonduyu, yasaları bilmezden gelerek genişletip villa haline getirebiliyorsun... Getirebiliyorsun, ama bunu yaparken attığın her adımda, ya cüzdanını ya da hatırını kullanıyorsun...

Bu yolla villa sahibi olup Boğaz manzaralı mâlikânede oturmama gönlü razı gelmeyen bir dostum olduğu için sevindim. "Seni çarmıha gererler" uyarısı da caydırıcıydı.

"Yapan yapmıyor mu? Başkasına uygun bulunan neden bize reva görülmüyor?" Pek çoğumuzun içinden bu tür düşünceler geçmesi insanî bir zaafla ilgili. Her 'zaaf' gibi tehlikeli, her 'insanî' olan gibi de kolayca icraya dönüştürülebilen bir düşünce bu. İsmi duyulmuş, siyaset ve ticaret hayatının içinden kişilere, 'insanî zaaflar' peşinde koşmayı hiç tavsiye etmem...

Bugünün dünyasında yapılanın yana kâr kalması giderek zorlaşıyor çünkü. Google, başkalarına zarar verebilecek zaafını kendisi duyuruyor; duyurmak zorunda olduğu için... Zor ve acımasız bir dünyada yaşıyorduk, 'şeffaflık' dünyamızı daha zor ve daha acımasız bir hale getiriyor...

Benden uyarması: Herkes ayağını denk alsın...

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi