T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 23 TEMMUZ 2006 PAZAR
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Bugünkü Yeni Şafak
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  İnsan Kaynakları
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv
  Favorilere Ekle
  Giriş sayfası yap

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Nazif GÜRDOĞAN

Pazar üretim gücünün görünen yüzüdür

Anadolu'nun büyük ya da küçük her yerleşim biriminin, haftanın belirli gününde, herkese açık bir pazarı vardır. Yerleşim merkezi ve çevresinde üretilen ürün ve hizmetler bu pazar yerinde bölgenin tüketicilerine sunulur. Pazar yerleri, toplumların üretim biçimleriyle birlikte tüketim biçimlerine de tutulan bir aynadır. Pazar yerlerinde alınan ve satılan ürün ve hizmetler, ülkelerin üretim gücünün en önemli göstergeleridir.

Anadolu'da "Bir dükkanla çarşı olmaz" denilir. Bir satıcıyla çarşı olmadığı gibi, bir tüketiciyle şehir ve bir üreticiyle de ekonomi olmaz. Kültürlerin derinliği ve ekonomilerin zenginliğiyle pazarların canlılığı arasında doğru orantılı bir ilişki vardır. Pazarları canlı olan toplumların, kültürleri derin ve ekonomileri de zengin olur. Dünyanın her yerinde pazarlar, ülkelerin üretim güçlerinin görünen yüzlerini yansıtırlar.

Prof. Dr. Richard Florida, Newseek'te "The New Megalopolis" başlıklı yazısında, dünyadaki toplam üretimin, yarısı Amerika'da olan 20 büyük "şehir koridorları" tarafından yapıldığını açıklıyor. Onlar toplam 660 milyon nüfuslarıyla, dünya üretiminin yarısı olan, 20 trilyon dolarlık üretime sahipler. Bu üretim güçleriyle, dünyayı biçimlendiren bilimsel çalışmaların üçte ikisini ve dünyadaki buluşların da dörtte üçünü gerçekleştiriyorlar.

Türkiye'nin üretim merkezlerinin başında da, "İstanbul-İzmit-Adapazarı" şehir koridoru gelir. Hafta içinde eğitim ve yönetimin öncüleri Mehmet Aracı ve Şaban Kızıldağ ile birlikte Adapazarı'nın ortaklık yapmasını bilen, global ekonomideki gelişmeleri yakından izleyen ve dünya pazarlarına açılmayı başaran girişimcileri Halit İnci, Necati Atalay, Metin Kar ve Mustafa Alak'ın üretim tesislerini gezdik ve AB sürecinde işletmeleri bekleyen sorunları tartıştık.

Türkiye'nin üretim gücü arttıkça, Anadolu şehirlerinin pazarlarında alanın ve satılan ürünlerin, tarımdan sanayiye, sanayiden hizmetlere doğru kayması büyük bir hız kazanıyor. İstanbul'dan Adapazarı'na uzanan "koridor" ya da "aks" Türkiye'de yalnızca çalışmak için değil, yaşamak için de önemli çekim merkezlerinden biridir. Bölge koridorun iki yanındaki binlerce işletme yanında, denizi, gölü, dağları ve Anadolu'nun dört bir köşesinden gelmiş insanlarıyla Türk ekonomisinin omurgasını oluşturur.

Dünyanın üretim merkezleri olan şehir koridorlarının canlılığı, farklı kültür, farklı eğitim ve farklı soydan insanları bir araya getiren, iletişim ve etkileşime açık, temel hak ve özgürlüklere saygılı, evrensel hukuk ve ahlak ilkelerine bağlı, yönetim anlayışlarından kaynaklanır.

Anadolu'da farklılık, hiçbir zaman ayrılık kaynağı olarak görülmemiştir. Çünkü farklılığın özendirilmediği toplumlarda, hiçbir alanda yenilik yapılamayacağı gibi, ürün, hizmet ve bilgi üretiminde verimliliği de artırma mümkün değildir.

Farklı eğitim ve kültürden insanların birlikte yaşadığı şehirlerde, kültürel doku gibi, ekonomik yapı da, zengin olur. Çok kültürlülük, Anadolu'da her zaman güç kaynağı olmuştur.

Yaşanılan şehirlerde üretim, çalışılan şehirlerden daha büyük olur.

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi