|

Bir müze kurdum hayatım değişti

Nobel ödüllü yazarımız Orhan Pamuk nihayet Masumiyet Müzesi'ni bugün saat 10.00'da açıyor. Dört yıldır müze için çalışan ve geçtiğimiz günlerde bir de manifesto yayınlayan Pamuk, müzesinin dünyada bir ilk olduğunun altını da önemle çiziyor

Aysel Yaşa
00:00 - 28/04/2012 Cumartesi
Güncelleme: 23:09 - 27/04/2012 Cuma
Yeni Şafak
Bir müze kurdum hayatım değişti
Bir müze kurdum hayatım değişti

Bir roman yazdım hayatım değişti' cümlesini duyunca aklımıza hemen Orhan Pamuk gelir. Yazdığı birçok romanla değişen hayatları, dönüşen dünyayı anlatan Pamuk'un 2008 yılında yayınlanan Masumiyet Müzesi kitabı yine bu türdendi. Birçok insan Füsun ve Kemal'in aşkını severek okudu. Tabii o dönemde bir de müze açılıyor haberi gelince roman daha da ilgi çekti. Pamuk, romanın yayınlandığı günlerde müzeden birkaç parça eşyayı basınla paylaşmıştı ama geri kalan her şey sırdı. Herkes merakla müzenin açılmasını beklerken, sevindirici haber de geldi. Müze bugün sabah 10'da açılıyor. İsteyenler kitaptaki biletleriyle girebilecek müzeye, dileyen masumiyetmuzesi.org'dan bilet satın alabilecek. Müzede sinema biletlerinden kibritlere, tuzluklardan kapı kulplarına, minik biblolardan fotoğraflara uzanan binlerce eşyadan oluşan bir koleksiyonu gezdik.

'GEÇ OLDU BİLİYORUM'

Müzeyi tahmin edilenden daha uzun bir sürede açtığını söyleyen Pamuk şu bilgileri verdi: "Müzenin açılmasının bu kadar uzun sürmesinin nedeni benim eşyaları bulamamam değil. Onların belirli nizam içerisinde vitrinlere yerleştirirken, taşıdığımız endişe işimizi uzattı. Bilirsiniz yazarların en büyük endişesi budur, güzel olsun, bir havası olsun. Sümerbank sergisi gibi masanın üzerine koymayalım bir konsepte oturtalım dedik. Asıl vaktimizi alan da bu oldu. Romanda bu müzenin nasıl yapıldığı kabaca anlatılıyordu. 1998'in sonunda aldım binayı. O zaman elimde ne roman, ne müze fikri vardı. Sonra müzeyle romanı aynı anda düşünmeye başladım. Gelin görün ki roman, müzeden daha hızlı bitti. Ama artık vakti gelmişti, daha fazla bekleyemezdik, bitti yeter! Bıraksalar 20 yıl daha bu müze üzerinde çalışabilirim. İşlerin uzamasından şikayetçi değilim. Çünkü sonunda hikayeye yakışan bir müzeyi açtık. Romanı okuyan okumayan herkesin gezebileceği bir yer oldu."

BURASI KEMAL VE FÜSUN'UN

Geçen yıl müzede çalışırken 20 sene evvelki günlerini hatırladığını belirten Pamuk şöyle devam etti: "Masumiyet Müzesi'nde hepimizin yaşadığı günlük hayat da var, Kemal'le Füsun'un yaşadığı özel hayat da. Burası Orhan Pamuk müzesi değil. Burası gerçekten Kemal ve Füsun'un müzesi. Onların hikayesini anlatan masumiyetin müzesi. Bu müze 1970'ten 2000'e kadar İstanbul'un bir yansıması."

83 BÖLÜME 83 VİTRİN

Romanda 83 bölüm var, müzede de 83 vitrin bulunuyor. Bazı vitrinler hala açılmamış. Onların üzerine kırmızı birer sinema perdesi var. Elmalar, armutlar, tuzluklar, kaşıklar, tokalar var. Müzede eşyalar romandaki bölümlere göre toparlanmış. "Altı ayımı verdim, yoğun çalıştım ve o zaman zarfında romana elimi sürmedim" ifadesini kullanan Pamuk şöyle devam etti: "O altı ay romancılığı unuttum. İşte benim için müzenin maliyeti o zaman dilimi. Hayatımın en mutlu altı ayıydı. Sanatsal işlerle uğraşırken daha mutlu bir insanım. Ama roman yazarken daha sorunlu ve sorumluyum. Resim yapmak mutluluk veriyor, roman yazmak daha zeki hissettiriyor. Ruhumun iki yanı resim ve edebiyat arasında ayrılmış. Bu ikisi müzede birleşti. Müzenin ne kadara mal olduğunu söyleyemem, hesap etmedim, çünkü bunu bilmek istemedim. Maliyeti, Nobel parasından daha yüksekti."

YAŞANAN BİR HAYATI SAKLAMAK İÇİN

Kemal'in hayatının boşa gitmediğini göstermek için bir müze yaptığını vurgulayan Pamuk, "Bense müzenin yaşadığım İstanbul'a dair bir müze olmasını istedim. Ne yazık ki İstanbul'da hala bir İstanbul müzesi yok. 70'lerden günümüze kadar sinema biletleri, sigorta kartları, gazeteler, reklamlar günlük hayatta kullandığımız pek çok belge var. Bu müze bir kültürü yansıtmak için yapıldı" ifadesini kullandı.



12 yıl önce