Hayatta en zor işlerden biridir evladını kaybetmiş anne babayla konuşmak. Onlar hatırladıkça üzülür, siz hatırlattıkça. Fakat ölümü kabullenmiş aileler de yok değil. 2003 yılında Filistinli bir ailenin evinin yıkılmasını önlerken bir İsrail buldozeri tarafından ezilerek öldürülen Rachel Corrie'nin ailesi de işte bu acıyı kabullenmişlerden. Rachel'in günlüklerindne yola çıkarak hazırlanan Benim Adım Rachel Corrrie oyununun galası için İstanbul'a gelen aileyle dava sürecini ve Rachel'le ilişkilerini konuştuk. Üniversite öğrencisiyken Uluslararası Dayanışma Hareketi'ne katılarak barış gönüllüsü olarak Filistin'e giden Rachel 16 Mart'ta öldürüldü. O gün anne Cindy ve baba Craig için bir milat olmuş. "Vicdanı, iyiliği, insanları destek olmayı bu süreçte yeniden öğrendik" diyen Cindy Corrie “Ben evlatlarımın hepsini merhametle büyüttüm. Ama Filistin'de ve dünyada yaşanan diğer adaletsizliklere karşı durmayı ve bu değerleri biz Rachel'dan öğrendik” diyor. 11 Eylül olaylarından sonra duyarlılıkları artan Rachel'ın hayatı boyunca muhalif davrandığını söyleyen anne Corrie “23 yıllık ömründe yazdığı günlüklerine baktığımızda hep insanların yüz çevirdiği kişilerle ilgilendiğini görüyoruz. Daha 12 yaşındayken evsiz insanlar için üzülüp, onlara şiir yazıyordu” şeklinde konuşuyor.
Aile Filistin'e gitmeye karar veren Rachel'a 'Bunu yapmak zorunda değilsin' demiş fakat Rachel onlara “Evet yapmak zorunda değilim. Ama insanlık için bu fırsatı deneyeceğim” demiş. Aile kızlarıyla en son telefonda görüşmüş, annenin hafızasında ise kızına dakikalarca sarıldığı o sahne hiç silinmemiş. Rachel'dan önce o bölgeyi bilmiyorduk ve çok korkuyorduk diyen anne Corrie “Eskiden Ortadoğu'yu bilmiyordum ve kızımla ilgili tedirginliklerim vardı. Ama şimdi her şey değişti. O bölgeyi de yaşananları da artık daha iyi biliyorum.” Kızlarının muhteşem bir hayat yaşadığı ve inandıkları uğruna öldüğü için pişmanlık yaşamadıklarını söyleyen baba Craig Corrie, “Herkes bize 'Neden Rachel'a Filistin'e gitmesi için izin verdiniz' diyor. O bizden izin istemedi ki. İstediği gibi yaşadı ve artık aramızda değil” diye de belirtiyor.
Kızlarının ölümünün ardından olayın peşini bırakmayan Corrie Ailesi sivil mahkemede dava açtılar. İsrail devleti ve Savunma Bakanlığı'nın yargılandığı bu dava şu anda savcıların grevde olması sebebiyle durdu. Fakat aile 'Yasal olarak yaptığımız tek şey bu davayı açmak oldu ve biz vazgeçmeyeceğiz. Karar ne olursa olsun dünya bir kez daha İsrail'in ne olduğunu görecek. Bu da bize yetecek” diyor. İstanbul'a ilk kez gelen aile burada bir hafta kalacak. İsrail'in saldırdığı Mavi Marmara'yı da ziyaret eden aile üzüntülerini bir kez daha belirtti. “Mavi Marmara kutsal ve mukaddestir” diyen Craig Corrie sözlerine şöyle devam ediyor: “Mavi Marmara'ya bindiğimde durdum ve düşündüm. Orada ölenleri ve en önemlisi ailelerini. Çünkü biz onlarla aynı acıyı paylaşıyoruz. Bu yolculuğa katılanlardan ilham alıyorum ve yola başkoyaların sayesinde Filistin'de her şey düzelecek, buna inanıyorum."
Benim Adım Rachel Corrie oyunu Rachel'in günlüklerinden yola çıkılarak yazılmış. Oyunu izleyen Corrie Ailesi “Artık bir kızımız daha var. O da Rachel'ın hayatını sahneleyen Setenay Yener'dir. Bu oyunda Rachel'ın insani tarafı kendi sözleriyle ortaya çıkmış oldu” diyor. Benim Adım Rachel Corrie ünlü İngiliz aktör Alan Rickman ve The Guardian Gazetesi editörü Katharine Viner tarafından derlendi. Setenay Yener'in Türkçe'ye çevirip, oynadığı tek perdelik oyunuTurgay Kantürk yönetiyor. Tek perdelik bu oyunda Rachel'in ortaokul yıllarından başlayarak öldürüldüğü 2003 yılına geçen süreç onun dilinden anlatılıyor. Oyunda kendini 'ilk kadın başkan göçebe şair Rachel Corrie' olarak tanımlayan Rachel toplum fobisi olan bir genç kızken bunu aşma süreci de sahneleniyor. A-Z Kültür Sanat Ajansı tarafından sahnelenen, 'İnsanoğlunun en zor koşullar altında bile nazik, cömert güzel ve güçlü olabileceğini gösterebilen herkesten ilham almalıyız' diyen Rachel Corrie'nin hayatını anlatan oyun İstanbul'dan sonra tüm Türkiye'yi gezecek.
