|

'İstanbul her zaman yaşamın başkenti'

EPOS7 Derneği Başkanı Zafer Kozanoğlu, "Ekonomik olarak baktığımızda birçok bankanın ana merkezi İstanbul'da. Finans Merkezi, Merkez Bankası da İstanbul'a geliyor. İstanbul'un resmi olarak başkent olması uygundur" diyor

Alev Dilsiz
00:00 - 28/04/2012 Cumartesi
Güncelleme: 22:53 - 27/04/2012 Cuma
Yeni Şafak
'İstanbul her zaman yaşamın başkenti'
'İstanbul her zaman yaşamın başkenti'

Kuruculuğunu yedi kadının üslendiği EPOS7 Derneği Başkanı Zafer Kozanoğlu çevresini harekete geçirebilen bir kişi.

Çevrenizi harekete geçirip tanındıkça yardım talepleri arttı mı?

Evet, tanındıkça çeşitli derneklerden yardım istekleri geldi. Buna karşın ben mevki beşinde koşan bir insan değilim. Yaptığım tüm çalışmalar yardım amaçlıdır ve güzel bir proje yapılıyorsa ona destek olurum. Hala da oluyorum.

Tarihimize merakınız ne zaman başladı?

Küçüklüğümden beri tarihimize merakım vardı. Bundan dolayı kültürümüze, tarihimize değer veriyorum. Topkapı Sarayı'nda "Hamam Sergisi" açılacaktı ve sponsor arıyorlardı. Ben de büyük bir cesaretle ben size sponsor bulurum ve yardım da ederim dedim. Ondan sonra tek başıma hiçbir derneğe bağlı olmadan çalışmaya başladım.

Sergiye sponsor arandığını siz mi araştırdınız?

İlber Ortaylı hocamızla sohbet ederken kendiliğinden gelişti. İlber Ortaylı teklifte bulununca kahraman gibi tek başıma ortaya çıktım. Topkapı Sarayı hakkında hiç bilmediğim şeyleri öğrendim, kadınların hamam kültürünü öğrendim. Bu konuyla ilgili güzel bir kitap da basıldı.

KİTAP SES GETİRDİ
İstanbul'daki sergiyi anlatan bu kitabı yurtdışında da değerlendir-diniz mi?

Ben Roma'ya sık giderim. Roma'ya gittiğimde kitabı da yanıma almıştım, kültürümüzü daha iyi tanıtmak amacıyla İtalyan arkadaşlarıma veririm diye. Daha sonra kimse bana 'git' demeden ben Türk konsolosluğuna gidip, kitabı götürdüm. "Çok ses getirir. Hamam Sergisi'ni İtalya da açalım" dedim. Yazışmaya başladım. Ütopik bir durumdu ama yinede konsoloslukla yazışmalarımı sürdürdüm.

İstanbul'da çok sıkı korunan bu tarihi eserleri yurtdışına çıkarmak zor olsa gerek?

Evet, Padişahın bir hamam tasının bile zümrütlerle süslenmiş olduğu bu paha biçilmez eserlerin İstanbul dışına çıkması çok zordu. Ben yılmadan çalıştım ve yurtdışında bu eserlerin sergileneceği sarayı da buldum. İlber Ortaylı hocayla yazıştılar. Bu eserlerin yurtdışına çıkışı için kurumsal kimlik olmadan tek başına devletten izin almak, eserlerin sigortalanma süreci gibi bir çok önlem alınması gerekiyordu ve sonuçta başaramadık.

Çabalarınız boşa gitti diyebilir miyiz?

Bu girişimlerim boşa gitti diyemem çünkü Sakıp Sabancı Müzesi'ndeki "Hat Koleksiyonu"nu da çok istiyorlardı. Orası özel müze olduğu için onu gönderdik. Ben Güler Sabancı Hanım'la konuşup onun desteğiyle sergiyi yurtdışına gönderebildik.

EPOS7'nin kuruluşu nasıl oldu?

İlber Ortaylı benim bu yaptığım girişimlerden dolayı büyük saygı duydu bana. Değişik bir sergi olunca önce bana söylemeye başladı. Sergiler için sponsor buluyordum. Bir gün İlber Ortaylı, Arzu Sabancı da yanımdayken bana "Siz ikiniz güçlerinizi birleştirip neden bir dernek kurmuyorsunuz?" dedi. İkimiz de çok yoğun olduğundan bir dönem nadasa bıraktık. Daha sonra İlber Ortaylı "Ne yaptınız?" diyince ben bu konuya ilgisi olan arkadaşlarımı topladım ve derneğimizi kurduk.

Amacınız ne?

Kendilerini ispat etmiş yedi iş kadını olan arkadaşlarımla kuruduğumuz "Sanata Dair Söylenecek Söz" anlamına gelen derneğimizin amacı etnik ve popüler sanat eserlerinin korunması tarih, sanat, arkeoloji ve kültür bilincinin geliştirilmesi.

İstanbul başta olmak üzere tarihi kültürümüze daha fazla sahip çıkılması konusunda halkımız eğitmeli mi?

Biz bu amaç için yola çıktık. Tabii ki bizden destek istendiğinde bunun için elimizden geleni yapacağız ama henüz bütçe olarak fakiriz. İnsanları, bizim inandırmamız gerekiyor. İstanbul'da birçok üniversitede görev alan tarih, arkeoloji dallarında hocalık yapan veya bu konularda bilimsel kariyeri olan kişilerle bu konferansları düzenleyeceğiz.

HER YER TARİH KOKUYOR
Kültür Başkenti İstanbul'da müzelerde tarihi eserleri en iyi şekilde anlatabiliyor muyuz?

Tabii ki en iyi şekilde anlatmak gerekir ama eleman yokluğu çekiliyor. Okuyan çocuklarımız var ama sonuçta görgüleri bilgileri eksik kalıyor. Bu çocuklarımızın yurtdışındaki müzelerde iki, üç ay staj yapmaları gerekiyor. Bu durumda onların görüş açılarını değiştirecektir. Biz bunu sağlamak istiyoruz. Üniversitelerde sanat tarihi, arkeoloji ve restorasyon bölümünde okuyan çocukları yurtdışında kendileriyle ilgili yerlere staja yollamayı düşünüyoruz. Kuruluştaki amaçlarımızdan biride konferanslar ve çocuklarımıza iyi bir eğitim vermek.

Devletten destek almayı düşünüyor musunuz?

Evet, devletten de destek almayı ortak çalışmayı düşünüyoruz. Çünkü bu eserler sonuçta devletin eserleri, devletten bağımsız olamayız. Ama öncelikle kendimizi ispat edip bu izinleri almaya çalışacağız. Kültür Bakanlığı'yla iletişime de geçeceğiz.

İstanbul'daki müzelerin gelirleri nasıl?

Topkapı Sarayı ve Ayasofya inanılmaz para getiriyor fakat bu para o müzelerde kullanılmıyor. Döner sermaye neticesinde tüm Türkiye'deki müzelere dağıtılıyor.

İstanbul'daki müzelerin gelirinin tüm Türkiye'de ki müzelere aktarılacak kadar çok olmasını neye bağlıyorsunuz?

İstanbul dünyanın en büyük tarihi eserlerine sahip olan şehirlerin bir tanesi. Birçok medeniyete ev sahipliği yapmış. Ama büyük bir kentleşme var, görüyorsunuz metro için kazıyorlar tarihi eser çıkıyor. İstanbul böyle bir şehir. Kartal tarafında bir okul yapılacakken yine bir tarihi esere rastlanıyor. İstanbul'un her yerinden tarih fışkırıyor.

İstanbul'un dağı taşı tarih diyebilir miyiz?

Elbette. Bundan dolayı biz bu derneği önce İstanbul'la sınırlı tuttuk. İstanbul'un her tarafı tarih. Hatta İlber Ortaylı hoca bizim derneğimizin ismine "sur içindeki şehir" anlamına gelen "Sur-u Humayun"u yakıştırmıştı. İlk fikir buydu. Daha sonra arkadaşlar "Daha geniş bakalım" dedi ve derneğimizin ismini değiştirdik.

Tarihi eserlerin hepsi dünyadaki müzelerde sergilenir mi?

Dünyada ki müzelerde, bir ortadaki eserler var. Birde bizim görmediğimiz depodakiler.

İstanbul'daki müzelerde bilmediğimiz böyle eserler var mı?

Topkapı Sarayı'nda bulunan dünyada birinci sırada olan en büyük porselen koleksiyonuna sahibiz. Dünya çapında paha biçilemiyor. Bunlar depoda. En büyük hayalim o porselenlerin resmini çekip bilgisayara koymak. Bütün dünyadaki araştırmacılara açmak.

Bu porselenler Topkapı Sarayı'nın neresinde saklanıyor?

Bu porselenler haremde bulunan Kızlar Koğuşu'nda saklanıyor.

Topkapı Sarayı'nda gösterilmeyen başka eserler var mı?

Bir kısmı gösteriliyor ama büyük bir kısmı gösterilmiyor. Her tarafı dua işlemeli gömlekler ve buna benzer birçok eser depolarda korunuyor.

İstanbul halkı bu eserler hakkında bilgi sahibi olamayacak mı?

Ben bu konuda tek başıma bir şey yapamam ama dernek olarak uzman kişilerin konferans vermesine önayak olabiliriz. Bu eserlerin tanıtılmasına fırsat vermek istiyoruz. Projelerimizin arasında bunlarda var.

Tarihte bu değerli eşyaların kullanımı nasıl olmuş?

Bizler işlevsel olarak kullanırken, Avrupa'da süs eşyası olarak kullanılmış. Örneğin; İpekyoluyla Japonya'dan Hollanda'ya götürülen porselenler Osmanlı Sarayı'nda kullanıma açılırken Avrupa'da süs eşyası olarak kalmış.

İstanbul başkent olmalı mı?

Ben Ankaralıyım ve Ankara'yı da çok severim fakat zaten İstanbul başkent gibi. Birçok alanda Türkiye'nin kalbi. Ekonomi olarak baktığımızda da birçok bankanın ana merkezi İstanbul'da. Finans merkezi, Merkez Bankası da İstanbul'la geliyor. Resmi olarak da başkent olması uygun.


Kültürel miras gelecek kuşaklara aktarılmalı

İstanbul'un kültür, ekonomi, tarih ve çağdaşlık boyutunda Türkiye'nin başkenti olduğunun altını çizen EPOS7'nin Başkanı Zafer Kozanoğlu, tüm çalışmalarının İstanbul ve kültürel mirasının gelecek kuşaklara aktarılması yönünde ilerleyeceğini belirtiyor.



12 yıl önce