|

27 Mayıs getirdi 28 Şubat kayırdı

27 Mayıs 1960'taki ilk askeri darbenin kurduğu OYAK, 28 Şubat sürecinde özel destek gördü. Siyasi gücün yanısıra vergi muafiyeti tanınan OYAK, pazarın hakimi haline geldi.

Cem Küçük
00:00 - 14/03/2013 Perşembe
Güncelleme: 23:25 - 13/03/2013 Çarşamba
Yeni Şafak
27 Mayıs getirdi 28 Şubat kayırdı
27 Mayıs getirdi 28 Şubat kayırdı

27 Mayıs 1960 darbesinden sonra günün askeri-sivil hükümetince önerilen sui generis bir yasa maddesi Kurucu Meclis tarafından çıkarılan bir 'özel kanun' ile OYAK adı altında bir oluşum meydana getirerek, hızla onandı. OYAK Bank 1961'den 1970 kadar geçen sürede değerini yüzde 2.400 oranında artırdı. Kurumun net varlığı yaşanan bütün ekonomik krizlere rağmen 1960-1980 arası dönemde sürekli bir artış trendinde seyretti ve el attığı bütün girişimlerde başarılı oldu.

PAZARIN HAKİMİ OLDU

1971 ve 1980 askeri darbelerinin hemen ardından kurumun gelirleri ilk olarak 1973 ve 1974'de daha sonra 1981 ve 1982'de olmak üzere ikişer kat artması ise kurumun gelişimi açısından hayli dikkat çekicidir. 1990'a gelindiğinde Türkiye'nin en büyük holdingi olan kurum, 1996'da dördüncü, 2000'de üçüncü sırada yer almıştır. Bu hızlı gelişim sayesinde kurum kısa sürede Türkiye'nin pazar ekonomisini yönlendirebilecek kadar güçlü bir kuruluş halini aldı.

VERGİDE AYRICALIKLI

OYAK'ın böylesine güçlü bir şekilde piyasaya dâhil olması kaçınılmaz bir şekilde 'sermayecilerin militaristleşmesi' sürecine de katkıda bulundu. OYAK çeşitli yasal ayrıcalıklara sahip. Bunlar arasında en önemlisi vergi muafiyetleri. OYAK'a bağlı iştirakler normal şekilde vergi ödemesine rağmen, OYAK'ın kendisi vergi muafiyetleriyle diğer holdinglere göre bir ayrıcalık taşıyor. Muafiyetler şöyle: Kurumlar vergisi, her türlü gelir vergisi, katılım ücreti ve düzenli aidat alan tüm kuruluşların ödediği özel gelir vergisi, bütün satış ve tüketim vergileri, tüm yasal işlemlerden alınan damga vergisi.

Hortumlayanlar hesap vermedi

Görünürde Türkiye'nin laiklikten kaymaması için yapıldı gibi görünen 28 Şubat aslında bir ekonomi operasyonuydu. Bankaların içi boşaltmış, ekonomide adeta para transferi yaşanmıştı. Anadolu sermayesinin ciddi bir şekilde önü kesilmiş, belirli grupların önü açılmıştı. Sıfır sermayeyle bankalar kurulmuş, daha sonra içleri boşaltılmıştı. Devlet adeta soyuldu. Ve bu soygunları gerçekleştirenler ellerini kollarını sallayarak geziyorlar.

Kamusal eşitsizlik

OYAK, kamu çalışanları arasında eşitsizlik yaratan bir kurumdur. TBMM Dilekçe Komisyonu'na Şubat 2012'de bilgi veren Ordu Yardımlaşma Kurumu (OYAK) Genel Müdürü Coşkun Ulusoy; 2010 yılı itibariyle OYAK'a 30 yıl aidat ödeyen bir subaya 260 bin lira, 30 yıl aidat ödeyen astsubaya 205 bin lira, 45 yıl aidat ödeyen bir orgenerale emekli olurken 600 bin lira emekli ikramiyesi ödendiğini ifade etmiştir. Sivil bürokraside durum farklıdır ve hemen hemen aynı hizmet süresiyle emekli olan bir büyükelçinin emekli ikramiyesi ise yalnızca 75 bin liradır.

Kelepir fiyata 6 banka

28 Şubat döneminde TMSF'ye devrolan 6 banka Sümerbank bünyesinde birleştirilmiş, bu banka Fon tarafından hisse devir sözleşmesi ile OYAK Bank'a satılmıştı. Finans sektöründe, özellikle bankacılık alanındaki gelişimine bakıldığında da OYAK'ın siyasal gücünün kendisine avantajlar sağladığına dair önemli göstergeler söz konusudur.

KEYFİ KRİTERLE ÇİZGİ ÜSTÜNDE

Esasında kurtarma limiti yüzde 1 değil de 1,5 olarak saptansaydı biri Türkiye'nin en büyük medya kuruluşunun, öbürü en büyük sınaî askerî grubunun olan iki banka dışarıda kalacaktır. Bunun yanında tasarıda kriter olarak yalnızca piyasa payının bulunmasının yetersiz kaldığı çeşitli kesimlerce de ifade edilmiştir. Özel sermayeli ticari bankalar grubunda batık kredi oranı Mart 2001 de yüzde 3,9 iken OYAK Bank'ta 12,7 olması, ortalama aktif kârlılığında da OYAK Bank'ın yüzde -5,3 ile 1,2 olan ortalamanın altında kalması, diğer kriterler açısından kötü durumda olan OYAK Bank'ın keyfî bir kriter belirlemesi sonrasında kurtarma çizgisinin üzerinde kaldığını göstermektedir. Bu sıkıntının atlatılmasından sonra OYAK Bank TMSF'den Sümerbank'ı alarak sektörde en büyükler arasına girmiştir.

OYAK Bank'a TMSF kıyağı

2012 yılında Ankara Başsavcılığı batık bankalardaki 46 milyar Dolar'lık vurgunu TMSF'ye sordu. Ve TMSF o dönemi tekrar incelediğinde OYAK'a yapılan kıyağı buldu. Savcılığın incelediği en önemli belgelerden birisinin ise dönemin TMSF Başkanı Engin Akçakoca ile OYAK Bank arasında imzalanan ve Sümer Bank, Ege Bank, Yurt Bank, Yaşar Bank, Bank Kapital ve Ulusal Bank'ın mal varlığı ile beraber OYAK Bank'a devredilmesi, borçlarının ise TMSF'ye ödettirilmesini öngören belge olduğu öğrenildi.

OFF-SHORE ZARARLISI

Fon'a devredilen bankalarda off-shore hesabı bulunan birçok üst düzey askerin bu yolla off-shore hesaplarını mevduata çevirterek tahsil ettiği ve devletin milyarlarca dolar zarara uğratıldığı belirtildi. Hisse devir sözleşmesiyle off-shore sahibi paşaların paralarını kurtarma operasyonu yapıldı. TMSF, OYAK Bank'ın yeni sahibi ING Bank'la karşı karşıya geldi. ING Bank, off-shore davaları sonucunda ödemek zorunda kaldığı paraları, TMSF ile yapılan hisse devir sözleşmesine atıfta bulunarak bu kurumdan tahsil ediyordu. Buna itiraz eden TMSF, hisse devir sözleşmesiyle ilgili hukuki sürecini başlattı. Böylece 11 şubeli bir banka olan Oyak Bank -şimdiki ING Bank-146 şubeli bir banka oldu.

Sümerbank'ın bedeli sembolik

OYAK Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Saka, Sümerbank için 'Satın alma bedeli olarak bütün tahminlerin aksine 50 milyar TL gibi sembolik bir para ödemiş olduğumuzu bildirmek isterim' demiştir. Oyak'ın 2000 zararı 8,6 trilyon TL olmuş ve Sümerbank'a 27 trilyon sermaye koyacağını açıklamış, Sümerbank-OYAK Bank birleşmesinden sonra bankanın 2001 kârı 167 trilyon olarak açıklanmıştır. Yani masraflarının üzerinde kâr elde edilecek Sümerbank kelepir fiyata OYAK'a devredilmiştir.

- SON -
11 yıl önce