|

Akciğerim senden özür diliyorum

Evinizdeki ve iş yerinizdeki sigaraları, küllük, çakmak ve kibritlerinizi yok edin. Sigara içmek yerine beğendiğiniz bir yemeği yiyin; bir film seyredin. Arkadaşlarınıza, ailenize ve iş arkadaşlarınıza sigarayı bıraktığınızı söyleyin. Ancak, en önemlisi kendinize verdiğiniz sözdür

Mezin Tanrıseven
00:00 - 11/06/2008 Çarşamba
Güncelleme: 23:00 - 10/06/2008 Salı
Yeni Şafak
Akciğerim senden özür diliyorum
Akciğerim senden özür diliyorum
19 Mayıs, yeni dönüm noktası


En sevdiğiniz koltuğunuza kurulun ve bir sigara yakın. Ha, yanında bir de kahve olsun. Daha iyi gider... Şimdi sigaranızdan derin bir nefes çekin. Oh ne güzel değil mi?... Nasıl olsa bugün, yarın ya da bir hafta sonra sigarayı bırakacaksınız... Siz öyle sanın! Her gün erteleye erteleye aradan kaç yıl geçti, hiç hesap ettiniz mi?... Siz kendiniz değil ama Sağlık Bakanlığı, sizi, sizden çok düşündü. 19 Mayıs'ta kabul edilen kanunla artık pasif içiciler zehirlenmekten kurtuldu. Peki siz yıllardır kafanızda olan, bu melodi bırakma planını neden uygulamıyorsunuz. İşte size fırsat. Bu yazı dizimizde, sigarayı nasıl iradenizle bırakabileceğinizi ortaya koymaya çalışacağız. Sigarayı bırakmanın mutlaka başka yolları da var (nikotin sakızı, merkezlerde uygulanan metotlar vb.) Ancak bizim üzerinde duracağımız konu irade olacak. Eğer bırakmanız konusunda başarılı olursak, bizlere ne mutlu... Hoş geldin dumansız yeni hayat!...

Bağımlılığın beynimizde oluşan alışkanlık yönü vardır. Sigara içmeyi istemediğimiz halde beynimizdeki "çın"lamalara otomatik tepki veririz. Fakat bu 'çın'lamaları kökten bitirmenin zamanı gelmedi mi?.. Sigaranın, Avrupalı kâşiflerin Kuzey Amerika'ya gidip, oranın yerli halkıyla barış çubuğu tüttürmesine kadar uzanan çok eski bir tarihçesi vardır. Avrupa'ya tütünü getiren Cristof Kolomb'dur (1592). Fakat 1561 yılı dünyaya yayılması açısından bir dönüm noktasıdır. Çünkü bu tarihte Fransa ilk defa tütünle tanışır. Fransızların Portekiz'deki büyükelçisi Jean Nicot tarafından Paris'e taşınarak kraliçeye takdim edilir. (Tütünün içindeki en önemli zehirli madde olan nikotin, elçinin isminden gelmektedir.) Tütün içmek bu tarihten sonra popüler olur. Ve ne yapılır biliyor musunuz, tütün tohumları saray bahçesine dikilir. 1565 yılına gelindiğinde, bütün Avrupa'ya yayılan tütün alışkanlığı, ünlü İngiliz aristokratı ve şairi Sir Walter Raleigh'nin tütün içmeye başlamasıyla, İngiltere'ye de girer.


17. yüzyılda Osmanlı'da

Tütün ilk defa Osmanlı'ya 17. yüzyılda Venedikli ve Cenovalı denizciler tarafından İstanbul limanına getirilir ve Osmanlı da tütünü kullanmaya başlar. Daha sonra yayılır ha yayılır. Ancak bu haddeye gelene kadar çok şey çekilir... Mesela Kolomb'un mürettebatından Rodrigo Jerez bir gün tütün içerken görülür ve şeytan tarafından ele geçirildiği iddia edilerek hapis cezasına çarptırılır. 1612'de ABD Virginia'da ilk ticari tütün ekimi başlar. Bu tarihten sonra ucuz işçi bulmak için Afrika'ya seferler düzenlenir ve kölelik başlar. Toplam 395 bin köle dünyaya tütün yetiştirmek için çalıştırılır. Gel zaman git zaman dev şirketler oluşur ancak tütünün zararları yavaş yavaş ortaya çıkar. 1944 yılı yeni bir dönüm noktası oluşturur. Bu tarihte Amerikan Kanser Derneği, sigaranın sağlığa zararlı olabileceğini belirtir.


Fare zehri içiyoruz

1947'de ise Kanadalı doktor Norman Delarue akciğer kanseri hastalarının % 90'ının sigara tiryakisi olduğunu gösteren bir araştırma yayınlar. Evet sigaranın tarihsel gelişimi böyle... Peki bu tüttürdüğümüz sigaranın içinde neler var? Birçok kişi der ki, "4 bin çeşit zararlı madde var". Evet doğru, fakat bunu somutlaştırmaya ne dersiniz. İşte size birkaç örnek: Polonyum - 210 (kanserojen), Radon (radyasyon), Metanol (füze yakıtı), Toluen (tiner), Kadmiyum (akü metali), Bütan (tüp gaz), DDT (böcek öldürücü), Hidrojen Siyanür (gaz odaları zehiri), Aseton (oje sökücü), Naftalin (güve kovucu), Hidrojen Siyanür (gaz odaları zehiri), Arsenik (fare zehiri), Amonyak (tuvalet temizleyicisi), Karbon (Egzoz Monoksit gazı), Nikotin ve 3.885 toksik madde. Sonuç olarak ciğerlerimizde oluşan Katran (Asfalt).


Niçin başlıyoruz


Sigara bağımlılığının çok az fiziksel yönünün yanı sıra, asıl beynimizde oluşan alışkanlık yönü vardır. Sık sık tekrar edilen her eylem zamanla, beynimizde alışkanlık yapar. Genelde alışkanlıklar hayatımızı sürdürmemiz için çok önemlidir. Yürümek, okumak, yazmak, yüzmek, araba kullanmak; tekrar yapa yapa kazandığımız faydalı alışkanlıklardır. Bir de sigara gibi kötü alışkanlıklar vardır ki; bunlar da tekrar edilerek alışkanlık kazanılır.


İHTİYACIMIZ YOK

Bu alışkanlığımızı körükleyen şeyler beynimizdeki "çın"lamalardır. Asla unutmayın; "siz sigara içmek istemiyorsunuz"... Seçiminiz budur. Fakat uzun yıllar sürdürdüğünüz sigara içme alışkanlığınız, bulunduğunuz çevre ile bağlantılar yapmış durumda. Bazı eşyalar (çakmak, küllük, çay, kahve gibi) ya da durumlar (yemek sonrası, televizyon seyrederken, arkadaş sohbetleri, araba kullanırken vs.) size çağrı yapacaktır. Sigarayı bıraktıktan sonra bu "çın"lamalar olacaktır. Canınız asla sigara içmeyi istemediği halde bu "çın"lamalar neticesinde, sizde daha önceki alışkanlığınıza dönük, otomatik tepki verme hali oluşmaktadır. Bu "çın"lamaları tanımlayıp, sigara içmeme yönündeki kararlılığınızı devam ettirin. Herhangi bir şekilde vücudunuzun tütüne / nikotine ve sigaranın içerdiği diğer zehirlere ihtiyacı yok. Çınlamaların zamanla çok azaldığını seyrekleştiğini göreceksiniz.


Bırakmak neden zor?

Sigara iki tip bağımlılık yapar. Fiziksel ve psikolojik bağımlılık. Fiziksel bağımlılığın sebebi 'nikotin'dir. Sigara, içildikten sonra mutluluk veren duygular uyandırdığından hemen hemen bütün sigara içenler git gide içtikleri miktarı artırma eğilimindedir. Sigarayı bırakmaya çalıştığınızda vücudunuz hem fiziksel olarak nikotinin eksikliğine reaksiyon gösterir hem de bir yandan psikolojik olarak alışkanlıklardan kurtulmakla yüz yüze kalırsınız. İkisini birden göğüslemek oldukça zor bir iştir. Bu yüzden nikotin eksikliği sebebiyle bu semptomlar görülebilir.


YARIN:
İLK 72 SAATİN ÖNEMİ
16 yıl önce