|

Artık karalar bağlamayın

İç savaşlar, krom madenlerindeki felaketler ve gurbette yaşanan kazalar, ardında birçok yetim ve dul kadın bırakmış Arnavutluk'ta. Eşini kaybettiği için belki de bir ömür boyu siyah giyinen anneler, çocuklarıyla birlikte hayata tutunmaya çalışıyor. İşte tam da bu noktada Türkiye'den uzanan yardım eli, yaralı aileler için umut ışığı oluyor

Elvide Demirkol
00:00 - 27/08/2010 Cuma
Güncelleme: 00:38 - 27/08/2010 Cuma
Yeni Şafak
Artık karalar bağlamayın
Artık karalar bağlamayın

Arnavutluk gezimizin belki de en anlamlı buluşması için başkent Tiran'-daki Milli Müze'nin yolunu tutuyoruz. Bizi burada yetim çocuklar ve onların cefakâr anneleri bekliyor. Yol boyu gördüğümüz siyah kıyafetli kadınlara ilk başta bir anlam veremiyoruz. Ancak sebebini sorduğumuzda, matem kıyafeti olarak bilinen siyah elbiselerin dul kadınların hayatlarını nasıl da sarıp sarmaladığını öğreniyoruz.

BAZEN BİR ÖMÜR BOYU

Arnavutluk'ta eşlerini kaybeden kadınlar siyah kıyafetlere bürünüyor. Belki yıllarca, belki bir daha evlenene kadar, belki de ömür boyu. Kocasını kaybeden kadının siyah giymemesini de yadırgıyorlar, bu kıyafeti çıkardığında içindeki acıyı da unutacaklarmış gibi! Müzenin konferans salonunda aileleri heyecanlı bir bekleyiş içinde buluyoruz. Eşlerini kaybeden siyah kıyafetli kadınlar salonu gölgelendiriyor. Annelerinin yanlarına sokulan çocukların gözündeki pırıltı ise hemen içinizi ısıtıyor. Yanlarına yaklaşınca, kucaklamayı sanki uzun süredir beklemişler gibi sıkıca sarıyorlar sizi, gülümsüyorlar.

BAYRAMLIK HEYECANI

İsimler okunuyor, anneler ve çocuklar sırayla kürsüye çağrılıyor. İHH'nın organizasyonu ve desteklerinin yanı sıra, partner kuruluşu ALSAR'ın hazırladığı yardım kolileri ailelere bir bir dağıtılıyor. Ramazan ayı ve bayram için hediyeler var paketlerde. Çocuklar için bayramlıklar, hediyelik eşyalar, oyuncaklar, şekerler, çikolatalar var. İstanbul'daki İHH yetim destekleme birimlerinde kadınların el emeği ile bir araya getirilen ürünler, minik ellere teslim ediliyor. Aileler için de gıda yardımları. Bir de çekler veriliyor annelere her ay düzenli olarak.

TÜRKİYE'DEN DÜNYAYA

Türkiye'de mutfak masrafları ve lüks harcamalardan kısılan birkaç lira, adeta mayalanıyor, birikiyor ve dünyanın dört bir yanında hüzünlü yetimler ve aileleri için tebessüme dönüşüyor. Tiran'da da buna yakından tanık oluyoruz. Arnavutluk'taki yardım dağıtımında bir kadının hikayesi hepimizin içini burkuyor. O, bir zamanlar yetimlere yardım etmiş olan Ayda hanım. Eşi ölünce 3 çocuğuyla birlikte ortada kalmış. Ne acıdır ki şimdi onun da adı yetim yardımları alan anneler arasında. Ancak yaşadığı tüm sıkıntılara rağmen dimdik durarak çocuklarına sahip çıkmasını bilmiş, bir zaman “veren el” iken, şimdi çocukları için “alan el” olmuş. Eminin durumu düzelince yine yardım etmek için elini cebine atacaklardan biri olacak Ayda hanım.


Umut için gurbete yolculuk

Komünist sistemin çökmesini takiben 1 Temmuz 1990'da Arnavutluk'taki büyükelçiliklerin yeniden açılması, ülkeden kaçmak isteyenler için çıkış kapısı olmuş. Fakir halk, şuanda maddi yoksunluk nedeniyle tarla işleyecek makineleri bile alamaz durumda. İşsizlik oranı görünürde düşük. Çünkü komünist sistemin çökmesiyle birlikte yurt dışına umuda yolculuklar başlamış. Nereye mi? Yunanistan'a, İtalya'ya, Almanya'ya… Yunanistan demişken bir noktaya değinmekte fayda var. İşsizlik nedeniyle Arnavutluk'u terk edip kendisine sığınanlara Yunanistan bir şart koşmuş: Adınızı gayrimüslim isimleriyle değiştireceksiniz! Arnavutluk'ta, özellikle de yaz sezonunda bu ülkelerden memleketine dönen, yabancı plakalı arabaları her yerde görüyorsunuz. Öte yandan Avrupa Birliği'ne girmek için kapıları zorlayan Arnavutluk'ta, ülke bayrağının yanı sıra en çok göreceğiz bayraklardan biri AB bayrağı oluyor. Yılsonu itibarıyla AB ülkelerine vizenin kalkması bekliyorlar. Üyeliğe giriş için Arnavutlara göre öngörülen tarih ise 2013.


Eşleri Yunanistan'dan bir daha dönmedi

Yetim annelerinden biri de Lumturie Kurti. Kurti, 3 yıl önce dul kalmış. İki çocuk annesi Kurti'nin eşi, çalışmak için gittiği Yunanistan'da başına gelen bir kazada hayatını kaybetmiş. 30 yaşındaki anne, yardımlarla geçiniyormuş yalnızca. Ramazan'ı oruçlu geçiriyor, İslam'ı anlatan kitapları okumayı seviyor. Lumturie Ramaj (40) isimli bir başka kadın da adaşıyla aynı kaderi paylaşıyor. Ramaj'ın eşi de işçi olarak gittiği Yunanistan'dan bir daha dönememiş, 8 yıl önce tüp gaz patlamasında hayatını kaybetmiş. Üç çocuk annesi Ramaj, Makedonya'ya yakın bir yerden yardım almak için Tiran'a kadar gelmiş.

Çocukları Türkçe öğreniyor, Türkiye'ye gelmeyi istiyor. Bu iki kadınla aynı acıyı yaşayan birçok Arnavut kadın olduğunu öğreniyoruz. Onlar da Yunanistan gurbetine kurban vermişler eşlerini. Kaçak gittikleri bu ülkede zor çalışma şartlarına dayanamamışlar.


BU ACI BiZE ÇOK TANIDIK

Tiran'dan 2.5 saat süren bir yolculuğun ardından Bulqize şehrine gidiyoruz Ramazan yardımlarını dağıtmak için. Toroslar'ı akıllara getiren yüksek dağ aralarındaki düzlükler üzerine kurulmuş bir şehir Bulqize. Krom zengini şehirde, halkın büyük çocuğu yoksullukla mücadele ediyor. Krom madeni, erkekler için ekmek kapısı olmuş, bazıları ise komünizmin yıkılmasından sonra birçoğunun yaptığı gibi çalışmak için gurbet yollarına düşmüş. Ancak kalanların yüzü de pek gülmemiş. Türkiye'nin kömür madenlerinde yüzleştiği “kara felaket” onları krom madeninde yakalamış. Geçen yıldan bu yana Bulqize'de 12 kişinin krom madenindeki kazalarda öldüğünü öğreniyoruz. Buradaki kazalarda ölen birçok erkek, ardında dul kadın ve çocuklar bırakmış. İşte onlar için, yoksul halka yardım dağıtımı için Bulqize'de bulunuyoruz. İHH'nın yardım paketleri belediyeye ait bir binanın bahçesinde sırayla dağıtılıyor.


Yol kenarlarındaki çiçekler ne için?

Arnavutluk gezimizde dikkatimizi en çok çeken noktalardan biri, yol kenarlarına bırakılmış çiçekler oluyor. 1990'lar sonrası evlatlarını bir kazada ya da iç savaşta kaybeden ailelerin, olayın yaşandığı yere çiçek bıraktığını, hatta minyatür mermer anıtlar yaptırdığını öğreniyoruz. İç savaşın tarafları ise, komünistlerin torunları ile demokratların çocukları.


7 göbekten akraba ile evlilik yasak

Arnavutlar 7 göbekten akraba ile kesinlikle evlenmiyor. Evlilik öncesi adaylar belli olduğu zaman bir şecere araştırması yapılıyor. 6. göbekten bile akrabalık olsa o evliliğe izin verilmiyor. Kan davası ise Arnavutluk'un başını ağrıtan sorunlardan biri olarak göze çarpıyor. Bir yakınını kaybeden kişi, karşı tarafa elçiyle haber gönderiyor ve evlerinden çıkmamaları konusunda uyarıyor. Elçi, en yaşlı ya da sözü en çok geçenlerden seçiliyor. Ya “olayı kapatalım” diyorlar ya da öldürmeyi tercih ediyorlar.


Taksiler sarı Mercedes

Zengin-fakir arasındaki en belirgin ayrımlardan biri trafikte seyreden araçlardan anlaşılıyor. Özellikle gurbette çalışan ve yazın ülkesine dönen Arnavut işçi kesiminin altında Mercedes, Audi, BMV marka arabalar oluyor. Bir Mercedes'in neredeyse 5000 euro'ya mal olduğu dikkate alınırsa, özellikle başkent Tiran'daki çok sayıda sarı Mercedes taksilerin kaynağını anlamak hiç de zor olmuyor. Arnavutluk'ta yaşayan vatandaşlar ise toplu taşıma araçlarını tercih ediyor. Ayakta giden yolcular İstanbul trafiğini akıllara getiriyor.


Türk yatırımları yükseliyor

1990'larda komünizm sonrası serbestilik artınca özellikle Suudi Arabistan, Kuveyt, Katar gibi Arap ülkeleri yatırım için kolları sıvamış. Ülkenin yeniden imarında Türk işadamları da önemli atılımlar gerçekleştiriyor. Altyapı güçlendiriliyor, yollar yapılıyor, fabrikalar kuruluyor. Diğer taraftan Türk askerleri Arnavut ordusuna 1997'den bu yana eğitim veriyor.


YARIN
* AKÇAHİSAR'DAN BERAT'A TARİH YOLCULUĞU

* MUSSOLİNİ'NİN YAPTIRDIĞI CAMİDE TERAVİH NAMAZI

* KOMŞU MAKEDONYA'YA GÜNÜBİRLİK BAKIŞ







14 yıl önce