|

Her insan iklimin bir aynası

Bangkok meleklerin şehri demek. Sokaklarındaki yağ ve baharat kokusuyla, kenarına kurulduğu nehriyle, sokak başında bulunan tapınakları ve Muson yağmurlarıyla ünlü bu kentte sıcak iklimin insanları nasıl şekillendirdiğine şahit oluyorsunuz. Hayat parmak arası terlik, bir tişört ve poşete doldurulmuş yemeklerle devam ederken herkes çok mutlu ve güler yüzlü

Aysel Yaşa
00:00 - 5/12/2010 Pazar
Güncelleme: 00:23 - 5/12/2010 Pazar
Yeni Şafak
Her insan iklimin bir aynası
Her insan iklimin bir aynası
BAŞLARKEN….

Kimse Yok Mu Derneği'nin yoksul ailelere yapacağı kurban eti yardımını takip etmek üzere bir hafta süren bir yolculuğa çıktık. İlk durak Güneydoğu Asya'da bulunan ve 65 milyonun üzerinde nüfusu bulunan, Tayland'ın başkenti, 15 milyon nüfusa sahip Bangkok şehri. Daha sonra rotamızı Filipinler ve en son da Singapur'a çevireceğiz. Müslümanların azınlıkta olduğu, yüzde doksanını Budistlerin oluşturduğu bu coğrafyada tanıklık ettiklerimiz bizleri olduğu kadar, sizleri de şaşırtacak.



Bangkok Asya uçuşlarının merkezi sayılıyor. Bu yüzden Pasifik'te herhangi bir ülkeye gidecek olan her yolcunun yolu buradan geçiyor. Çift katlı yolları, mükemmel bir şekilde dizayn edilmiş havaalanı ile ilk başta size farklı bir dünya sunacağını söyleyen Bangkok, şehir merkezine gelince güzel bir oyun oynuyor. Havaalanından çıkar çıkmaz burnunuza gelen rahatsız edici kokular, durma noktasına gelmiş trafik kötü bir şakanın tam ortasına yerleştiriyor sizi. Daha yolun başı diyoruz ve Bangkok'ta gezinmeye başlıyoruz. Rehberimiz Thai Turkish Business Association'ın genel sekreteri Nevzat Kantar. Nevzat Bey iki yıldır bölgede görev yapıyor.

EVLERDE MUTFAK DA YOK YEMEK DE

Tayland özgürlükler ülkesi olarak biliniyor.Tai kelime anlamı olarak özgürlük demek. Bangkok'u nasıl hayal edersiniz bilmem ama benim için çok şaşırtıcıydı. Sokaklar olabildiğine kalabalık, binalar eski, trafik çıldırtıcı derecede yoğun. Hele bir de üzerinize Muson yağmurları da yağarsa şehri boğan nemli hava sizi de sıkmaya başlayacaktır. Bangkok merkezde birçok otel bulunuyor. Turist sayısında geçtiğimiz yıllara göre azalma yaşansa da bu esrarengiz şehri keşfetmeye gelenlerin sayısı hiç de az değil. Yüzde doksanı Budist, yüzde sekizi de Müslüman olan ülkede geri kalanlar ise farklı dinlere inanıyor. Asgari ücretin 150 dolar olduğu Tayland'da orta sınıf yok. Zengin çok zengin, fakirse çok fakir. İhracatta ileride olan ülkenin para birimi baht. Tayland'ın yönetim biçimi meşruti monarşi, yönetim şekli ise krallık. Şu anda 9. Rama tahtta. 83 yaşında olan Rama, 63 yıldır krallık yapıyor ve tahttan inmek gibi bir düşüncesi yok. 60 yaşında hiç evlenmeyen kızı ve oğlu babasının krallığı kendilerine devretmesini dört gözle bekliyor. Yönetime istediği dönemde müdahale eden kralın emriyle zamanında darbe de yapılmış. Tüm bunlara rağmen halk kralını çok seviyor. Yollara onun adı verilmiş. Krala sadakatini göstermek isteyenler Rama'nın fotoğraflarını boynunda taşıyor. İklimin insanı şekillendirdiği bu şehirde, herkes sıcağın rehavetine kapılmış, sakin, rahat ve gevşek insanlar. Senenin altı ayını yağışlı geçiren Bangkok gök gürültüleriyle de meşhur bir şehir. Yağmur yağsın yağmasın her daim sıcaklığın sizi bunalttığı şehirde klimalar herkesin büyük yardımcısı. Ona para mı dayanır demeyin! Zaten çok fazla kullanılmadığı ve kota aşılmadığı sürece devlet vatandaşından elektrik parası almıyor. Bir parmak arası terlik, bir tişört, pantolon ve bir de plastik poşette ananas suyu… İşte Bangkok insanının hayatı bu sıraladıklarımdan oluşuyor. Bangkokluların temel cümlesi “Hayat günlüktür. Yaşar ve bitirirsin”. Hayatı ciddiye almayan, günübirlik yaşayan halk Thai dizilerini izleyerek günü akşam ediyor. Sokakta yemek yemenin evde yemek pişirmekten daha ucuz olduğu kentte evler de bu anlayışa göre dizayn edilmiş. Evlerin genelinde mutfak bulunmuyor. Tek odalı bu evlerde yataklar ve tek tek askılara asılmış kıyafetlerden başkaca bir şey yok. Taylandlılar evlerini sadece yatmak için kullanıyor.


WAT ARUN'DAN BANGKOK'A BAKMAK

Bangkok, Chao Phraya Nehri'nin kenarına kurulmuş bir şehir olduğundan ticaret de nehir kenarından akıp gidiyor. Tüm şehri gezmek istediğinizde nehirde bulunan bir tekneye atlıyorsunuz ve Yatan Buda, su kenarına kurulan derme çatma evler, su tapınaklarını rahatça izleyebiliyorsunuz. Yaklaşık bir saat süren bu nehir gezintisinde uğrayacağınız bir iki durakta kobra gösterilerini izleyebilir, Bangkok'un en eski tapınaklarından biri sayılan Wat Arun'a tırmanarak Bangkok'u tepeden izleyebilirsiniz. Tapınak, 1810'lu yıllarda dönemin kralı tarafından yaptırılmış. Bir ana kule ile çevresinde bulunan 4 kuleden oluşan tapınağın en yüksek kulesi 86 metre yüksekliğinde. Baş döndüren bu tapınağa çıkmak da inmek de oldukça zor. Burada Budist rahiplerle sohbet edip, tapınak hakkında bilgi alabileceğiniz gibi bahçesinde soluklanıp, buzlu ham Hindistan cevizi suyunu içebilirsiniz. Tapınaktan sonra devam eden gezide sallarıyla hediyelik eşya satan kadınlara sıkça rastlanıyor. Bu kadınların hepsi nehrin üzerine kurulan evlerde yaşıyor ve çocuklarına bakabilmek için gelen turistlere hediyeler satıyorlar. Bu arada babalar ne yapıyor derseniz, buna net bir cevabımızı yok. Çünkü Tayland anaerkil bir yapıya sahip. Bizde ne kadar babanın akrabaları ön plandaysa, orada da annenin tarafı tutuluyor. Evi anne yönetiyor, tüm emirler kadından alınıyor. Bu şehirde çoğu üçüncü dünya ülkelerinde olduğu gibi sokakta satış yapanların çoğunu kadınlar oluşturuyor.

EKMEK YOKSA PİRİNÇ YİYİN

Bangkok'a gidenlere orayı sorduğunuzda size ilk olarak biz Türkleri mahveden o baharat ve yağ kokusundan bahsedeceklerdir. Bangkok'u kötü bir kokuya boğan bu yemekler herkes tarafından sevilerek tüketiliyor. Yoğun sarımsak, baharat ve palm yağının kullanıldığı yemekler alışık olmayanların midelerini rahatsız edebiliyor. Yemeklerinden bahsetmişken pirinci atlamak olmaz. Diğer Uzakdoğu ülkelerinde olduğu gibi Tayland'da da pirinç vazgeçilmez. Burada pirinç buharda haşlanarak yağsız ve tuzsuz olarak servis ediliyor. Güne sabah saat beşte, pirinç yiyerek başlayan Tailer, geceye noktayı da yine pirinçle koyuyor. Ekmeğin hiç tüketilmediği ülkede, tropikal meyveler de oldukça fazla. Sokaklarda satılan meyvelerden bir poşete kokteyl yaptırabiliyorsunuz. Bangkok'ta gün erken başlıyor dedik. Sabah beşte dolaşmak için sokağa çıktığınızda yanlarında güveçleri ve yalın ayaklarıyla yemek toplayan rahiplere denk gelebilirsiniz. Tüm yemekleri tatlıyı da tuzluyu da aynı kapta toplayan rahiplerin yaş aralığı oldukça değişken.


BANGKOK'UN ELMASLARI

Tayland'da toplamda üç tane Türk okulu bulunuyor. Devlet destekli özel okulların çok fazla olduğu ülkede aileler de paralı eğitimi tercih ediyor. Bangkok'taki okulun ismi ise Elmas Türk Koleji. Anaokulu, ilköğretim ve lisenin bulunduğu okulda toplamda 472 öğrenci var. Kapanmak üzere olan 36 yıllık bir okulu devralan Türk öğretmenlerin kurduğu Elmas Türk Koleji, kaliteli eğitimiyle dikkat çekiyor. Yüzde seksen Budist, yüzde yirmi de Müslüman öğrenciye sahip kolejlerin genelinde 50 Türk, 50 Tai öğretmen bulunuyor.


Mezarlar cami avlusunda

Tayland'ın arka sokaklarında sıkça rastlayacağınız bir diğer mekân ise krematoryumlar. Budizm'e göre ölen kişiler ateşte yakılıyor ve külleri bir kavanozda saklanıyor. Bu yüzden Bangkok'ta mezarlığa rastlamak pek mümkün değil. Tayland'da sadece Müslümanlar için irili ufaklı mezarlıklar bulunuyor. Onlar da genelde camilerin bahçelerine yapılıyor. Taylan'a özgü çiçeklerle bezenen mezarlıklar elbette talebi karşılamıyor. Müslümanların çözümü ise ölen kişileri birbirleri üzerine gömmek.


Budistlere de kurban eti

Kimse Yok Mu bu yıl da Bangkok'taki Müslümanları unutmadı. Dernek kurban dağıtımının bir bölümünü tek tek evlere giderek gerçekleştirirken, bir bölümünü de Bagkok'ta bulunan Elmas Türk Koleji'nde dağıttı. Evlerine kadar gelen Müslümanlara minnetlerini sunan Müslüman Tailer “Kilometrelerce uzaktan uzattığınız yardım elini hiç unutmayacağız” diyorlar. Kimse Yok Mu gönüllüsü Ferhan Merter, “Müslümanların yaşadığı güney bölgesindeki insanlara bu yıl da kurban eti ulaştırdık. Ama asla yardıma ihtiyaç insanları birbirinden ayırmadık, Müslümanların yanı sıra Budistlere de et verdik” şeklinde konuşuyor.


TRAFiĞE ÇÖZÜM TUKTUKLAR

Arka sokaklarında büyük bir sefaletin yaşandığı Bangkok'ta trafik için bir çözüm bulunamıyor. 40 bin taksinin bulunduğu şehirde, camsız otobüsler ve tuktuklar dikkat çekici. Pakistan'daki rikşaların bir üst modeli olan tuktuklar, trafiğe takılmadan seyahat edilebileceğiniz, doğal klimalı araçlar. Bütün bu trafik karmaşasına rağmen şehirde korna sesi duymak mümkün değil. Çünkü Tayland'da korna çalmak küfretmekle eşdeğer. Trafik akmadığında şoförler 'Öndeki duruyorsa bir bildiği vardır' diyor ve sakince beklemeye devam ediyor. Trafikte bir korna sesi duyarsanız o şoför ya Hintli ya da Türk'tür. Türk demişken bölgedeki Türklerin yaptıkları işlerden de bahsetmek gerekiyor. Şehirde yaşayan Türkler taş ve gümüşçülükle uğraşıyor. Bangkok'ta Silom Road'da kurulan Night Market (Gece Pazarı) birbirinden renkli hediyeleri bulabileceğiniz bir mekân. Burada alışveriş de pazarlık da çok kolay. Çünkü satıcıların söylediği rakamların yarısına bile indiğinizde sizinle anlaşma yoluna gidiyorlar. 800 bahtlık kimonoyu 300 bahta aldığımızı da söylersek alışveriş ve pazarlığın ne kadar kolay olduğunu anlatabiliriz.


YARIN: YEDİ BİN GÜZEL ADA: FİLİPİNLER

13 yıl önce