|

Kanaatle idamına

Ethem Köylü, 'devleti silah zoruyla yıkıp yerine şeriat getirmeye çalışma' suçlamasıyla hapse götürüleli tam 18 yıl oldu. Kardeşi Hülya Alkan'a göre, Köylü'ye ceza veren hakim, 'ortada hiçbir delil olmamasına rağmen kanaaten idam cezasına' hükmetti. Aileye ise 'Tek suçunuz Müslüman olmak' denildi

Aysel Yaşa
00:00 - 27/02/2013 Çarşamba
Güncelleme: 00:34 - 27/02/2013 Çarşamba
Yeni Şafak
Kanaatle idamına
Kanaatle idamına

1995 yılında Anayasa'nın 146/1 maddesi gereğince 'laiklikle yönetilen devleti silah zoruyla bozup yerine şeriat devleti getirme' iddiasıyla suçlanan ve cezaevine konulan Ethem Köylü, on sekiz yıldır hapiste. 25 yaşında Gebze'de gözaltına alınarak, 28 Şubat'ın hemen akabinde cezası kesinleşen ve hapse giren Köylü, şu an 43 yaşında ve Kandıra F Tipi Cezaevi'nde kalıyor. Çocukluk arkadaşı İsmail Uysal'la birlikte gözaltına alınan Köylü'nün kardeşi Hülya Alkan ağabeyinin davasının takipçisi olmaya devam ediyor. Alkan, 'Ağabeyim gibiler, o dönemde failleri bulunamayan dosyalara fail olarak münasip görüldüler. İşkenceciler her kapattıkları dosya için prim alıyorlardı. O dönem işkenceyle boş kağıda imza attırılıp üzerleri dolduruldu' diyor. Köylü, hapse girdikten sonra babasının felç geçirdiğini söyleyen kız kardeş o günleri şöyle anlatıyor:

'Ağabeyimin dosyası sonuçlandığında gördük ki, ona isnat edilen suçların hiçbirinin delili yoktu. Zaten mahkeme başkanı da daha sonra 'Hiçbir delil olmamasına rağmen kanaaten idam cezası verildi' şeklinde açıklama yaptı. Verilen ceza müebbet hapse çevrildi. Cezaevi süreci hem içerideki hem de dışarıdaki insanlar için çok zor bir süreçti. Aile olarak çok yıprandık. Babam, ağabeyim cezaevine girince felç oldu, on bir yıl önce de vefat etti. Oğlunu göremeden, ona hasret bir şekilde öldü.'

AİLELER DE MAHKUM EDİLDİ

Ethem Köylü'nün 75 yaşındaki annesi oğlunun suçsuzluğuna inanıyor. Her zaman oğlunun arkasında olduğunu ifade ediyor. Köylü'nün kardeşi Hülya Alkan, 'Annem her hafta pazar günleri çocuk gibi telefon başında bekliyor. 'Benim oğlum Allah rızası için orada' diyor. Dile kolay, 18 yıl... Bir çocuk doğuyor ve yetişkin bir insan oluyor. Annem hâlâ umutla bekliyor. Hâlâ 'Yavrum çıkacak' deyip, ona çeyiz hazırlıyor, torun hayalleri kuruyor' diye konuştu. 28 Şubat'ın sadece cezaevlerindeki insanları sindirmediğini, ailelere de aynı eziyeti yaşattığını kaydeden Alkan, şunları söylüyor:

'Ailelere de aynı şekilde cezalar uygulandı. Ben o sene 14 yaşındaydım. Küçük bir mahallede oturuyorduk. Evimize en az on tane polis arabası geldi. Komşularımız 'Masumsanız, bu kadar polis neden evinize geldi?' dediler. Evladınızı alıp suçlu yerine koyuyorlar, sizi de toplumdan soyutluyorlar. Fiziki işkencenin acısı geçiyor ama bu türlüsünün acısı dinmek bilmiyor.'

Adalet bir kadın ismiymiş

Ethem Köylü'nün on sekiz yıldır bir kez bile aksatmadan görüşüne giden annesi Rahime Köylü, yargılama sürecinde adaletin işlemediğini kaydetti. 'Oğluma 'Neden imam hatipte okudun' diye sordular. O, ilkokula giderken gerçekleşen suçları onun üzerine yıkmaya çalıştılar. Kız kardeşi ve nişanlısıyla tehdit edildi. Biz devleti böyle bilmiyorduk' diyen acılı anne, oğlunun suçunun 'İslamcı olmak' olduğunu ise, evi arayan polislerden öğrendiğini belirtti. Rahime Köylü, şunları söyledi: 'Ben hep oğlumun arkasında oldum, çünkü o suçsuz. Dava sürecinde dönemin Adalet Bakanı Şevket Kazan'a itiraz için günlerce bakanlık önünde bekledim. Açlık grevi yaptım fakat çabalarım boşa gitti. Adalet bir kadın ismiymiş de bizim haberimiz yokmuş. Eskiden içine kapanık bir kadındım, konuşmayı bilmezdim ama bu zalim hâkimler bana bunu öğrettiler. Artık hakkımı her yerde rahatça savunabiliyorum. Bana 'siz köktendincisiniz' diyen hâkime verdiğim cevapla onu susturdum. Hiç kimse benim Müslüman olmamla uğraşamaz.'

Hapiste resim de yasak kitap da!

28 Şubat mağduru Ethem Köyü'nün kız kardeşi Hülya Alkan, post-modern darbe dönemi yargısının birçok kişiyi haksız yere cezaevine koyduğunu anlattı. 'İnsanlar bu meselede sadece siyasi tarafa bakıyorlar. Fakat devlet kendi halkına zulmetmiştir ve zulmetmeye devam ediyor. Bugün cezaevinde olanlar yüzde yüz bir haksızlığın içerisindeler. 18 yıldır yapılan hukuksuzlukların ortadan kaldırılmasını bekliyoruz. Bugüne kadar kimseden yardım istenilmedi, istenilmez de. Biz aileler olarak böyle bir şey istesek buna da karşı çıkarlar. Asıl çileyi şu anda onlar çekiyorlar. Ama yine de yalvarmıyoruz' diyen Alkan, ağabeyi Ethem Köylü'nün cezaevinde resim malzemeleri ve kitaplarının bile toplatıldığını belirtti. Odası basılarak fırça ve boyaları elinden alınan Köylü'nün son olarak kitapları 'bandrolsüz' olduğu iddiasıyla elinden alınmış. Alkan, bu durumu 'zindan içinde zindan' olarak tanımlıyor. Alkan ayrıca 'Adalet deyip, adaletin kılıcıyla boynumuzu kestiler' diye de ekliyor.

28 Şubat'ı hâlâ yaşıyoruz

28 Şubat'ın mağdur ettiği diğer bir kişi ise Cemil Şahin... 27 yaşında başörtüsüne destek eylemlerine katılan Şahin, örgüte yardım ve yataklık etmek suçundan yargılandı ve 1999 yılında kardeşi Yılmaz Şahin ile birlikte cezaevine girdi. Ticaretle uğraşan ve derneklerde üyeliği bile olmayan Cemil Şahin'in, 'örgüte yardım'dan tutuklanmasına rağmen 'örgüt üyeliği'nden ceza aldığını belirten kardeşi Yılmaz Şahin, 'Bir örgütten bahsediliyor ama ortada örgüt yok. Sadece birkaç eyleme katılmış. Bu da örgüte yardım olarak yargılanmasına sebep oldu' diyor.

Ağabeyiyle birlikte 4 sene hapis yatan ve 2004'te tahliye olan Yılmaz Şahin, 'Ben de suçsuzdum, ağabeyim de. Ama ben 4 yılda çıktım o hâlâ cezaevinde' dedi. 28 Şubat'ın aktörlerinden hesap sorulduğu bu dönemde sürecin mağdurları olarak bu işin peşini bırakmayacaklarını belirten Şahin, '28 Şubat mağdurları hâlâ darbe yiyorlar. 28 Şubat'ı hâlâ yaşıyoruz' diye konuştu.

AİHM'e gideceğiz

Terör örgütü üyesi olmak suçundan ceza alan kardeşlerden Yılmaz Şahin, 4 sene sonunda tahliye edildi. Ağabeyi de ondan 1,5 sene sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı ancak dava 2010'da sonuçlandı ve 27 yıl 6 ay hapis cezası aldı. Cemil Şahin hakkında Noel Baba Operasyonu'nda memura mukavemet ettiği gerekçesiyle açılan dava ise Şahin cezaevindeyken sonuçlandı. Burada verilen cezası 27 yıl 6 aya eklenmedi fakat şartlı salıverme hakkı elinden alındı. 2034'e kadar cezaevinde kalacak Cemil Şahin'in şartlı salıverme hakkını geri almak için kardeşi ve avukatı Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru yaptılar. Şahin, 'Buradan da sonuç alamazsak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuracağız' diye konuştu.

Ziyaret dönüşü hapse

Cemil ve Yılmaz Şahin kardeşlerin diğer 28 Şubat mağdurlarından farklı olan bir yanı var. Onlar evlerine polis baskını yapılmamış, evlerinden alınmamış olmaları yönüyle diğer mağdurlardan ayrılıyor. Kendileri gibi farklı sebeplerle cezaevine giren arkadaşlarını ziyaret eden iki kardeş, geri dönüş yolunda gözaltına alındı. 'Cezaevi ziyaretinden dönerken yolda araba durdurularak gözaltına alındık. Biz gözaltına alındıktan sonra anne ve babamın yaşadığı evimizi aramışlar' diyen Yılmaz Şahin, diğer mağdurların yaşadığı kitaplara el konma ve delil gösterme uygulamasını yaşamadıklarını, ancak bir gözaltı sırasında ağır işkencelere maruz kaldıklarını söylüyor. 'Noel Baba' baskınında da ağabeyiyle birlikte Metris Cezaevi'nde bulunan Şahin, ağabeyinin birçok ölü ve yaralının bulunduğu bu operasyondan da 'görev başındaki memura mukavemet' suçuyla ceza aldığını belirtiyor.


11 yıl önce