|

Kardeş kavgasının baş aktorleri

Kırgızistan'da iki kardeş milleti birbirine düşüren çatışmaların arkasında Oş Belediye Başkanı ve Garnizon Komutanı'nın olduğu iddiası ülkede yaygın görüşe. En az 2000 insanın öldüğü layları başlatan nedenlerin başında ise, hukuk tanımaz güçlerin provokasyonları geliyor

Asil Şengün
00:00 - 23/06/2010 Çarşamba
Güncelleme: 01:00 - 23/06/2010 Çarşamba
Yeni Şafak
Kardeş kavgasının baş aktorleri
Kardeş kavgasının baş aktorleri

Dini, mezhebi bir olan iki kardeş Türk halkı arasında Oş'ta patlak veren çatışmalarda saldırgan Kırgızların elebaşlarından ikisi yakalandı. Bu şahıslar verdikleri ifadelerde, olayların asıl başını çeken kişilerin, Oş Belediye Başkanı Melis Mırzahmetov ve Oş Bölgesi Askeri Garnizon Komutanı olduğunu söyledi. Garnizon Komutanı, Sovyetler döneminde Afganistan savaşına katılmış bir isim. Bu nedenle de savaş konusunda oldukça tecrübeliydi.

BAŞKAN KİMSEYİ DİNLEMEDİ

7 Nisan'da Kırgızistan'da görünüşte bir halk ihtilali oldu. Sonra geçici başbakan Roza Otunbayeva Oş'a geldi ve Oş'a yeni bir vali atadı. Bu işi yaparken eski lider Kurmanbek Bakiyev döneminde atanmış olan belediye başkanını pek yanına yaklaştırmadı. Aradan bir hafta geçmedi, belediye başkanının talimatıyla Otunbayeva'nın atadığı Oş valisi görevden alınıp yerine eski vali getirildi. Bu gelişmelere Bişkek'te bulunan yeni yönetim bir şey yapamadı. Böylece Mırzahmetov, yeni yönetime "Burada benim dediğim olur" mesajını verdi.

Mırzahmetov, diğer taraftan Bakiyev, "kendi memleketim" diye düşündüğü Güney Kırgızistan'daki Oş'a gelip taraftarlarına hitap etmek istediğinde Bakiyev'e ağzını bile açtırmamıştı. Peki son olaylarda belediye başkanı tek mi? Hayır. Kendisine destek veren 3 şahıs daha var:

DESTEK VEREN 3 KİŞİ

Almambek (Borı v Zakone): Bakiyev döneminde Kırgızistan'da kanunsuz işleri yönettiği iddia edilen isim. Altınbek (Batken Devlet Demir İşletmesinin Müdürü - milletvekili): Bu kişiden izinsiz hiç kimse Kırgızistan dışına metal ürünü ihraç edemez. Ömürbek (Cezaevindeki mahkumların lideri): Cezaevi mafyasının başı olarak gösteriliyor. Suçluları içerde de dışarıda de sevk ve idare eden yegane kişi olduğu iddia ediliyor.


Çatışmalar kuzeye sıçrayabilir!

Kırgızistan'daki çatışmalarda öldürülen Özbeklerin sayısının binlerce olduğu ortadaydı. 19 Haziran'da Oş'u ziyaret eden geçici hükümetin başbakanı Otunbayeva, ölenlerin sayısının 2 bin civarında olduğunu söyleyerek az da olsa yaşanan gerçekleri ifade etmeye başladı. Ülkenin güneyindeki Oş ve Celalabad'da yanan ateş, yakında kuzeye de sıçrayacak gibi görünüyor. Oş'taki olayları başlatanlar Kırgızistan'da barış içinde yaşayan insanların arasına fitne soktuğu gibi, istikrarsızlık meydana getirip 7 Nisan'daki ihtilalle başa gelen yönetimi ülkenin birliğini sağlayamamakla suçlayacaklar, 25 Haziran'da yapılacak referandumu engellemeye çalışacak ve bu halde muhtemelen başa Oş'u kana bulayanlar geçecek.


İşte olayların perde arkası

11 Haziran Cuma günü Kırgızistan'ın Oş şehrinde başlayıp 2 gün sonra Celalabad şehrine yayılan Kırgız-Özbek çatışmasında en az 2000 Özbek'in öldüğü biliniyor. Peki bu kaosun temelindeki asıl sebepler neler olabilir? 1- Mikro milliyetçilik fikrinin Sovyetler döneminde de desteklenip her ferdin bilincine kazınması, her Türk boyunun diğerlerinden farklı olan ve öne çıkan farklı kabiliyetlerinin, çeşitli vesilelerle birbirlerine karşı bir zıtlaşma unsuru olarak kullanılması. 2- Sovyetler döneminde Türk cumhuriyetlerinin sınırları çizilirken Özbeklere ait yerlerin Kırgızlara, Kazaklara ait yerlerin Özbeklere veya Kırgızlara verilmesi. 3- Sovyetler sonrası bu coğrafya üzerinde emelleri olan gelişmiş ülkelerin hızlı bir şekilde misyonerlik faaliyetlerine başlaması. 4- İslamiyet'in Kırgızlar arasında yeteri kadar doğru şekilde algılanamamış olması.


İki halkı nasıl kışkırttılar?

Kırgızistan'da bağımsızlığın ilan edilmesinden sonra ticarete yönelen Özbekler zenginleşti. Okuyan Kırgızlar ise devlet dairesinde görev aldı, okumayanlar çobancılığa devam etti. Ülkede iş bulamayan on binlerce Kırgız; Rusya'ya, Kazakistan'a, G. Kore'ye çalışmaya gitti. Kırgızistan'ın başına gelen idarecilerin sadece kendilerini düşünmeleri, rüşvetin her geçen gün artması, ülkede yaşam şartlarını gittikçe zorlaştırdı. Özellikle kırsal bölgelerden gelen Kırgızların, şehirde yaşayan Özbeklerin düzenini bozma cesaretini kazandığını anlayan bazı hukuk tanımaz güçler, bu fırsattan yararlandı. Kırgızlar arasında, "Özbekler, Oş'ta, Kırgız ülkesinde Kırgızlardan zengin yaşıyor. Kırgızlar ise Özbeklerin elinde köle gibi çalışıyor" propagandası yapıldı. Bu propaganda son kavganın pimini çekti. Ve provokasyonların sonucu nefter dalgasını tetikleyen olaylar için 11 Haziran'da düğmeye basıldı.


Soydaşlarımız yardım elinin uzatılmasını bekliyor

Kongre için Kazakistan'dan 3 gün süren bir yolculuk neticesinde 9 Haziran günü

Oş'a ulaşmıştım. Daha sonra Nookat'ın Kökjar Köyü'nde yaşayan 'sürgün Karadenizliler'i görmek için gazeteci Seyfullah Türksoy ile birlikte bu köye gittik. 7 Nisan'da iktidarın değiştiği Gül Devrimi'nden sonra kendilerine ciddi bir baskının olduğunu ifade ediyorlardı. Bütün herkesin yüzünde tedirginlik vardı.

'ÖZBEKLERE BENZEYEN TEHLİKEDE'

Oş bölgesinde sadece Özbekler yaşamıyor. Özbeklerle beraber Stalin döneminde sürgüne maruz kalmış olan Ahıska Türkleri ve aynı sürgünü yaşamış, aslen Trabzonlu, Rizeli soydaşlarımız bulunuyor. Bu insanlara, 24 Mart 2005'teki ihtilalden sonra Kırgızlar tarafından tehdit mektupları gelmeye başlamış. Onlarla her konuştuğumuzda kendilerine yapılan tehditleri dile getiriyorlar, pasaportlarında milliyetleri Türk oldukları için Kırgız makamlarının kendilerini dikkate almadıklarını söyleyip can güvenliklerinin olmadığını, bu konuda Türkiye'nin kendilerine yardım elini uzatmasını ifade ediyorlardı. Ancak son olaylardan sonra Oş'taki vaziyetin tehlike boyutları da gittikçe büyüdü. Çatışmalar sırasında 2 Türkiyeli arkadaş Özbeklere benzerliği nedeniyle saldırgan Kırgızların dikkatini çekmiş, kim olduklarını ispat edinceye kadar ölümle burun buruna gelmişler.





14 yıl önce