Fenerbahçe, Beşiktaş ve Galatasaray başta olmak üzere birçok spor kulübüne gönül vermiş çok sayıda taraftar, Gezi Parkı olayları sırasında meydanlara inerek şiddet eylemlerine bulaştı. Son yıllarda sportif konulardan çok politik mesajlarıyla gündeme gelmeye başlayan taraftar grupları, hükümete karşı girişilecek çeşitli eylemler için bazı odakların kullanabileceği en önemli figür haline geldi. Spor kulübü taraftarlığının 'politik holiganlığa' dönüşme ihtimali, 2013-2014 sezonu öncesi tüm gözleri tribünlere çevirdi.
Taraftar gruplarının siyasallaşmasının önüne geçmek için bir dizi önlem almaya hazırlanan Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) tarafından hazırlanan raporlar, şiddete bulaşan taraftarların eğitim düzeyine ilişkin çarpıcı sonuçlar ortaya koyuyor. Buna göre, geçtiğimiz sezon çeşitli spor müsabakalarında haklarında işlem yapılan bin kadar holiganın 620'si ilk ve ortaokul düzeyinde eğitime sahip. Bu da şiddete meyyal taraftarın yüzde 62'sinin 'düşük eğitimli' olduğunu gösteriyor. Bunun yanında sözkonusu holiganların yüzde 35'i ise '4 büyükler' olarak nitelendirilen FB-GS-BJK ve TS taraftarı. Tribünlerde şiddet olayına bulaşmış kişilerin yaklaşık yüzde 75'i ise bir kulübün taraftar derneğine üye. Bu istatistik, bir dönem kulüplerin bedava bilet ve mali yardım gibi desteklerle büyüttüğü taraftar derneklerinin artık kendi başlarına hareket etme kabiliyeti kazandığını gösteriyor. Emniyet'e bağlı Spor Güvenliği Şubesi raporlarına göre tribün şiddetine neden olan ırkçılık ve politikleşme son 5 yılda büyük artış gösterdi. Metropol kentlerdeki müsabakalarda Gezi eylemlerine destek mesajlarıyla hükümet karşıtı sloganlar atılırken, Anadolu kulüpleri taraftarları ise sloganlarında 'PKK' ve 'Ermeni' temasını işliyor.
Holiganizmin ata yurdu olarak bilinen İngiltere'de 'Futbol Polisliği' eğitimi alan güvenlik güçleri, yakında tüm illerde faaliyete geçecek 'Spor Güvenliği Şubeleri' ile tribün terörünü önlemeyi hedefliyor. Bu yıl 7 kentte faaliyete başlayacak olan bu şubeler, tribünle ilgili her türlü şiddet olayını gözlem altında tutacak. Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) ile EGM arasında imzalanan anlaşmalarla birlikte holiganlar da artık daha sıkı takip altında olacak.
UltrAslan lideri Veysel Giley, statlarda şiddet olaylarının önüne geçmek uygulamaya konulacak e-Bilet projesini eleştirdi. Giley, üzerinde kimlik bilgileriyle fotoğraf olacağı için başka birinin kullanamayacağı e-Bilet'in taraftarları futboldan uzaklaştıracağını savundu. 'Taraftarsız bir futbol istiyorlarsa söylesinler' diyen Giley, 'Bir kartım var ama maça gitmek istemiyorum. Oğluma veremeyecek miyim o kartı? Ayrıca insanlarda fişlenme duygusu uyanıyor. İlla ki önlem alacaklarsa stat girişlerindeki aramaları daha ciddi yapsınlar' diye konuştu.
Emniyet ile Türkiye Futbol Federasyonu arasında tribün terörünü önlemeye yönelik işbirliği çalışmaları sürerken, bir önlemler dizisi de İçişleri Bakanlığı'ndan geldi. Sporda şiddetin önlenmesi için çeşitli tedbirlerin yer aldığı genelgede müsabaka öncesi, esnası ve sonrasında başta tribünler olmak üzere spor alanı dışında veya yakın çevresinde ideolojik ve siyasi propaganda amaçlı kanunsuz eylemlere yönelik gerekli tedbirlerin alınması, bu tür eylemlere tevessül edenler hakkında gerekli yasal işlemlerin derhal yapılması istendi. Genelgeyle, spor kulüplerinin 2014 yılına kadar elektronik bilet ve kamera sistemi uygulamasına geçilmesi de hükme bağlandı. Bunu uygulamayan kulüplere her müsabaka için ceza verilecek.
Spor hukukçusu Prof. Dr. Erkan Küçükgüngör, 6222 sayılı Sporda Şiddet Kanunu'nun alanında dünyanın en iyi kanunlarından biri olduğunu ifade etti. 'Kanun tribün şiddetine 3 unsurda yaptırım getirdi. Elektronik bilet, statlarda kamera ve spor savcılıkları. Bu kanun yapılırken İngiliz modeli esas alındı. Holiganlığın yoğun bir şekilde görüldüğü İngiltere'nin model alındığı kanun 2 ayaktan oluşuyor. Birinci ayağı şike ve teşvik primi, ikincisi ise tribün şiddeti ile ilgili' diyen Küçükgüngör, holiganizm için öngörülen cezaların yeterince ağır olduğunu, kanun aktif bir şekilde uygulandığı takdirde tribünde bunun olumlu sonuçlarının görüleceğini kaydetti. Tribünlerde şiddet olaylarının meydana gelmesinde taraftar gruplarının etkisi olduğunu ifade eden Küçükgüngör, 'Bunun psikolojik ve sosyolojik bir çok tarafı var. Sadece taraftar gruplarının şiddette rol aldığını söylemek doğru olmaz ama kitle psikolojisi bağlamında düşünürsek o kadar insanı yönlendiren bir odak olarak grupların etkisi büyük' diye konuştu.
Tribünlerin siyaset sahasına indiği ve renk ayrımının ortadan kalkarak birarada hareket edildiği Gezi Parkı olaylarına grup olarak katılmayan ve kitlesel olarak katılmayacaklarını açıklayan Galatasaray'ın tek taraftar grubu ultrAslan'ın lideri Veysel Giley, tribünleri siyasetten uzak tutmaya gayret ettiklerini söyledi. Kendi kontrolünde olan kale arkasındaki Pegasus Tribünü'nün hiçbir şekilde siyasi bir eylem ve protesto olmayacağını belirten Giley, 'Bizim için siyaset evden çıkarken bırakılır. Tek bir değer vardır, o da Galatasaray'dır. Siyasi düşüncelerimle hareket etseydim Galatasaray adına Anadolu'yu dolaşırken bir yere gider bir yere gitmezdim. Ama Güneydoğu ve Doğu Anadolu'dan yeni döndük. Akdeniz'deydik, gelecek günlerde Karadeniz'e gideceğiz. Bu yolculuklarımızda hiç siyaset konuşulmadı, konuşulmayacak da' dedi.
Gezi olayları sırasında meydanlara inen birçok taraftar grubunun aksine politikleşmemeyi tercih eden ultrAslan grubunun lideri Giley, tribünlerdeki siyasallaşmanın şiddeti doğuran nedenlerden biri olduğunu belirtti. 'İnsani bir durum olmadıkça kimse ultrAslan'dan siyasi yandaşlık beklemesin' diyen Giley, taraftarı şiddete yönlendiren unsurun başında yöneticilerin geldiğini iddia etti. Şiddeti önlemek için önerilerde de bulunan Giley, öncelikli olarak tahrik edici açıklamalar yapan yönetici ve başkanlara yaptırım uygulanması gerektiğini ifade ederek, 'E-Biletten daha faydalı olacaktır' dedi. Başkanların medyatik olmak için sık sık basına açıklamalarda bulunmasını eleştiren Giley, 'Manchester United'ın başkanını kimse bilmez ama bizimkiler başbakan gibi sürekli televizyondalar' ifadesini kullandı.
Veysel Giley, kendi kontrolünde olan ultrAslan grubunu siyasi olayları tribünlere taşımak konusunda uyarırken tüm Galatasaraylılar adına aynı şeyi söyleyemiyor. Banvit'e karşı oynanan olaylı basketbol maçında dahi 15 bin kişilik grubunu siyasi protestolarda bulunmaması yönünde uyardığını ve bu olayların yaşanmadığını ifade eden Giley, Türk Telekom Arena'nın açılışında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın ıslıklanması olaylarına ise 'Bizim işimiz değil' sözleriyle yanıt verdi. Giley 'Benim sorumlu olduğum kale arkası tribününde bu tür olaylar yaşanmadı ve yaşanmayacak. Ancak diğer tribünlerde tanımadığımız, milyarlarca liraya bilet alıp gelmiş insanlar var. Onlara kefil olmam ama benim grubum hiçbir zaman bu tür eylem ve protestolar yapmayacak. Islıklama işi de ultrAslan'ın işi değildir' şeklinde konuştu.
