|

Uzatılan eli sıkmalıyız

Güneydoğu, barış süreci kapsamında Başbakan Erdoğan'ın ziyaretine kilitlenmiş durumda. İş adamından kanaat önderine bölgede herkes 'Büyük fırsat bu kez akim kalmasın' mesajı veriyorŞeyh Muiniddin Aydın, 'Hataları unutalım. Halkımız devletin uzattığı eli itmemeli' derken, Nakşibendî şeyhi Selahaddin Seydaoğulları da 'Barış istemeyen, Allah katında mesûldür' uyarısı yapıyor

Cihat Arpacık
00:00 - 8/03/2013 Cuma
Güncelleme: 22:39 - 7/03/2013 Perşembe
Yeni Şafak
Uzatılan eli sıkmalıyız
Uzatılan eli sıkmalıyız

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 10 yıl önce milletvekili seçildiği il olan Siirt'e bugün gerçekleştireceği ziyaret, bölgeyi hareketlendirdi. Erdoğan'ın hem yıldönümü hem de terör sorununun çözümü adına yürütülen süreç vesilesiyle bölgeye gelecek olması, iş adamından kanaat önderine her kesimde büyük sevinçle karşılandı. Siirt'te iki gün boyunca sivil toplum kuruluşları, iş adamları ve kanaat önderleriyle biraraya gelecek olan Erdoğan, barış sürecinde gelinen noktayı vatandaşlara doğrudan aktaracak.

Başbakan Erdoğan'ın, eşi Emine Erdoğan'la birlikte Siirt'e yapacağı 'barış turu'nu değerlendiren kanaat önderleri, bu ziyaretin çözüm sürecine katkı sağlayacağını dile getirdi. Yıllar yılı terörle devlet arasına sıkışıp kalmış ve yeşeren yeni umutlarla birlikte artık konuşma kararı vermiş medrese hocalarından Şeyh Muiniddin Aydın, kanın durması için öncelikli şartın iki taraf arasındaki düşmanlığın ortadan kaldırılması olduğunu belirtiyor. Bunun Allah'ın emri olduğunu söyleyen Aydın, Kur'an-ı Kerim'deki Enfal Suresi'nden bir de örnek veriyor: 'O halde siz gerçek müminler iseniz Allah'dan korkun, aranızı düzeltin, Allah ve Rasûlüne itaat edin.'

İKİ TARAF DA İNANMALI

Yalnız Siirt'teki Tillo ilçesinin değil, emek verdiği barış girişimleriyle de bütün ülkece saygı duyulan bir isim olan Muiniddin Aydın, düşmanlığın olduğu yerde huzurun olamayacağını vurguluyor. Birlikte yaşamak mecburiyetindeki insanoğlunun her konuda birbirine muhtaç olduğunu kaydeden Aydın, 'Toplumun huzur ve saadeti için, istikrarlı ve güvenilir bir şekilde yaşamaları için mutlaka barışa ihtiyaçları vardır. Barışın olmadığı yerde yaşamın tadı kalmaz; toplum refah ve huzura kavuşamaz' diyor. 'Barış yapılacaksa her iki tarafın inanarak ve isteyerek yapmaları gerekir' ifadelerini kullanan Aydın, şahsi önerilerini ise şöyle sıralıyor:

GÖRÜŞMELER GİZLİ KALMALI

'Barış yapılacaksa, önceki hataların tamamen unutulması lazım. Her iki tarafın da fedakârlıkta bulunması gerekiyor. Tek taraflı fedakârlık barışı getirmeyebilir. Taraflardan biri mağdur ve haksızlığa uğramış iken karşı tarafın yapmış olduğu haksızlığın daha büyüğünü yapıyorsa geçmişte yapılan mağduriyetler barışta gözönünde bulundurulamaz. Barış girişimlerini yapacak kişiler hakkaniyetle, tarafsız bir şekilde ve sağlam temellere dayalı bir barışı kurmaya çaba göstereceklerdir. Gerçek barış kurulduktan sonra her iki tarafın veya bir tarafın davasına devam etmesi barışa gölge düşürür. Barış aleni yapılır ama heyetin kendi aralarında ve taraflar arasında yaptığı konuşmalar ve görüşmeler gizli kalmalıdır. İki taraf da barış heyetine güvenmeli. Sağlam temellerle kurulan barış daha nice barışlara örnek olabilir.'

Güneydoğu ikinci bir Marmara olur

Başbakan'ın ziyaretiyle ilgili konuşan Siirt Baro Başkanı Cemal Acar, Türkiye'nin Erdoğan'ın liderliğiyle dünyada önemli bir yere geldiğini belirtti. Terör sorunu çözüldüğünde Türkiye'nin herkes için 'güvenli bir liman', Güneydoğu'nun da 'ikinci bir Marmara Bölgesi' olacağını dile getiren Acar, Siirt'in çözüm sürecini desteklediğini kaydetti. Acar, şunları söyledi: 'Sürecin baltalanmaması gerekir. Hiçbir zaman olmadığı kadar şu an çok güçlü bir destek var. Hem Kürt kökenli vatandaşlarımızdan hem de batıdaki vatandaşlardan. Türkiye ne bir bölünme korkusuna girmeli, ne de Kürtler temel hakları alamayacakları korkusuna girmeli. PKK da bence 21 Mart'ı beklemeden silahlı güçlerini mutlaka sınır dışına çekmelidir. Çünkü karların erimesiyle ve baharın gelmesiyle provokasyonların artma riski sözkonusu.'

Çözüm halinde milli gelir artar

Siirt Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı Kemal Bilim, Başbakan Erdoğan'ın Siirt'i ziyaretinde bazı müjdeler vereceğini beklediklerini söyledi. Bilim, başlatılan çözüm sürecinde büyük bir beklenti ve umut içerisinde olduklarını ifade ederek, 'Başbakanımızdan işadamları olarak beklentimiz bu hadiselerin bitmesi ve barışın gelmesi ile bölgenin kalkınması ve refaha kavuşmasıdır. Çünkü 30 yıldır iş alemi olarak ekonomik anlamda istediğimiz işleri yapamıyorduk. Sorunun çözülmesi milli geliri arttıracaktır. Buna inanıyoruz. Ekonomik kalkınma ve gelişmişlik sağlanacaktır. Bu kapsamda Sayın Başbakanımızın bize müjdeler vereceğini umuyoruz' dedi. Siirt İş Adamları Derneği Başkanı Faruk Pamukçu ise, ziyaretin barış sürecinin devam ettiği bir dönemde gerçekleştirilecek olmasının anlamlı olduğunu belirtti. Yatırımlara da değinen Pamukçu, 'Kurtalan'a kadar gelen tren yolu buradan İran ve Irak'a uzatılmalı' diye konuştu.

Öneriler rapor halinde sunulacak

Siirt Ticaret ve Sanayi Odası Başkan Vekili Özgür Çalapkulu, Başbakan Erdoğan'dan en büyük beklentilerinin sorunun çözülmesi olduğunu söyledi. Bu sayede zor durumda olan esnaf ve sanayicinin nefes almaya başlayacağına dikkat çeken Çalapkulu, 'Ziyarette kendilerinden taleplerimiz olacak. İldeki STK yöneticileri ile bir toplantı yaparak ortaya çıkan önerileri Başbakanımıza sunacağız' diye konuştu. Bu arada Siirt'teki sivil toplum kuruluşları da Başbakan Erdoğan'a sunulmak üzere kentin sorunlarına ilişkin rapor hazırladı.

Sürece taş koyanlar Allah katında mesûldür

Güneydoğuda Nakşibendî cemaatinin Kızıltepe'deki kolu olan Seydaoğulları cemaatinin başındaki şeyh Selahaddin Seydaoğulları da barış süreci ile ilgili önemli mesajlar veren kanaat önderlerinden. Yaklaşık bir asırlık geçmişe sahip ve Kızıltepe'de faaliyet gösteren Şeyh Abdurrezzak Medresesi'nin ve Türkiye'nin dörtbir yanında önemli sayıda mensubu olan bir cemaatin başında bulunan Seydaoğulları, barış sürecine tam destek verdiklerini ifade etti. Bölgenin çok zor dönemler yaşadığını, insanın tahammül sınırlarını zorlayan süreçlerden geçtiğini belirten Seydaoğulları, 'Binlerce insanın kanı döküldü, büyük acılar çekildi. Önümüzde çok önemli ve yeni bir fırsat var. Şimdi geçmişi gündeme getirmenin kimseye bir faydası yok. Başbakan'ın bu konuda samimi olduğunu ve çözüm iradesini gösterdiğini düşünüyorum' diyor.

HER TÜRLÜ KATKIYA HAZIRIZ

Cemaatlerin aynı zamanda sivil toplum kuruluşları olduğunu söyleyen Seydaoğulları, 'Biz de bir sivil toplum kuruluşu olarak bu konuda elimizden ne geliyorsa yapmaya ve katkı sağlamaya hazırız. Barış yolunda Başbakan'ın ve hükümetin atacağı her adımı da destekliyoruz. Biz bu bölgede yaşıyoruz ve olayların bizzat şahidiyiz. Çekilen acıların yakın tanığıyız. Artık insanların evlerine çocuklarının tabutlarının gelmesi sona ermelidir. Bu süreci bozmak isteyenler, barışa engel olmak isteyenler varsa, bilsinler ki, böyle yaparlarsa Allah katında da mesûl olacaklardır' şeklinde konuştu.

Bu eli itmeyin

'Gelinen süreç şimdiye kadarki en iyi barış fırsatı' diyen şeyh Muiniddin Aydın, devletin şefkatle uzattığı eli bölge halkının itmemesi gerektiğini kaydetti. Aydın, 'Yüzlerce barışı sağlayan birisi olarak inanıyorum ki, bölge insanımıza sevgi ile yaklaşılırsa ortada hiçbir düşmanlık kalmaz. Bölge insanı zannedildiği gibi düşmanca kin beslemiyor. Devletimiz bölge halkımızı şefkatle kucaklamalı, beraberce devletin huzur ve esenliği için el birliğiyle çalışmalıyız. Düşmanlıkları silelim, dargınlıkları unutalım, cehaleti kaldıralım, madden ve manen huzur içinde yaşayalım. İnanıyoruz Allah'ın izniyle barış gelecek ve bu, büyük bir barış olacak' diye konuştu.

-BiTTi-

11 yıl önce