|

Chavez'e yapılan darbe nasıl ters tepmişti?

11 yıl önce Venezuela Cumhuriyetinin anayasal Devlet Başkanı Hugo Chavez'e karşı darbe yapılmış, ancak halkın ayaklanması ve Uluslararası tepkiler sonucu bu girişim başarısız oldu.

YENİSAFAK.COM.TR
00:00 - 10/07/2013 Çarşamba
Güncelleme: 16:33 - 10/07/2013 Çarşamba
Yeni Şafak
Chavez'e yapılan darbe nasıl ters tepmişti?
Chavez'e yapılan darbe nasıl ters tepmişti?

Bundan yaklaşık 11 sene önce, Venezuela Cumhuriyetinin anayasal Devlet Başkanı Hugo Chavez'i devirmek için bir darbe yapılmış, ancak bu girişim başarısız olmuştu.

Fedecamaras adlı işveren sendikası tarafından protestolar ve genel grev ile başlayan olaylar 11 Nisan 2002 günü muhalefet tarafından örgütlenen yürüyüşle devam etti. Yürüyüş güzergahının sonunda ise başkent Karakas'daki hükümet binası olan Miraflores Başkanlık Sarayı bulunuyordu. Muhalefet gösterileri sırasında Chavez taraftarları da gösteriler düzenlemiş, iki farklı görüşteki grubun karşı karşıya gelmesi üzerine çıkan silahlı çatışmalar sonucu iki taraftan da çok sayıda gösterici hayatını kaybetmişti.

Çatışmaların üzerine Chavez karşıtı komutanlar darbe planlarını yürürlüğe koydular. Ardından Başkanlık Sarayı işgal edilerek Chavez tutuklandı. Yeni devlet başkanı olarak Fedecamaras işveren sendikası başkanı Pedro Carmona Estangagöreve getirildi. Ancak Venezuela halkının kararlı protesto gösterileri, uluslararası kamuoyunun Carmona'yı devlet başkanı olarak tanımaması ve hükümete bağlı ordu mensuplarının duruma el koyması ile darbe girişimi başarısız oldu ve Chavez 14 Nisan 2002 sabahı yeniden göreve döndü.

Darbenin ülkedeki muhalif medya ve basın kurumlarınca uzun süredir devam eden karalama kampanyasının ardından gelmesi Chavez tarafından değerlendirilmiş ve darbecilerle işbirliği yapıldığı sonucu çıkarıldı. Ayrıca darbenin ardından ülkedeki en büyük patron örgütünün başkanının iktidara getirilmesi de sermaye çevrelerinin darbeye verdiği desteğin delili olarak gösterilmektedir. Darbeyle gelen yönetime açık destek veren bir başka kurum da Katolik Kilisesi olmuştu.

Chavez'in yeni meclis vaadi

İlk defa 1998 yılında devlet başkanı seçilen Chavez'in seçim vaatlerinden bir tanesi de yeni bir anayasal meclis kurmaktı. Bu yönde hazırlanan yeni anayasa yapılan 15 Aralık 1999 tarihindeki referandumla %71,78 oranında destek alarak onaylandı. Yeni anayasa ile daha önceki ekonomik ve siyasi güçlerini kaybetmeye başlayan orta ve üst sınıflar ile iş çevreleri ve başta özel televizyon kanalları olmak üzere bazı basın kurumları hükumet karşıtı eleştirilerini yoğunlaştırdılar. Hükumetin uyguladığı temel besinlerin yoksul halka ucuz sağlanması için destekleme, petrol gelirlerinin yeniden dağıtımı ve büyük arazilerin bölünmesi kararları hükumetin Venezuela iş çevreleri tarafından eleştirilmesine yol açtı.

1999 Referandumunun onaylanmasıyla yeni anayasaya göre yapılan 30 Temmuz 2000 yılı devlet başkanlığı seçimlerinde Beşinci Cumhuriyet Hareketi adına seçime giren Chavez %59,76 oy alarak yeniden göreve seçildi. 2001 yılı sonunda Chavez'in devlet petrol şirketi olan Petroleos de Venezuela'nın (PDVSA) gelirlerini devlet kontrolü altına alma kararı özellikle işveren sendikası Fedecamaras önderliğinde direnişle karşılandı. Şirket yönetiminin de desteğiyle 10 Aralık 2001 günü petrol işçileri önderliğinde Venezuela'da ülke çapında genel grev yapıldı. 2002 yılı Şubat ayında Chavez PDVSA yönetim kurulunda büyük değişiklik yaparak kendi ekonomik programını destekleyen kişileri yönetime dahil etti. PDVSA yönetimiyle hükumet arasındaki gerilim arttı ve 8 Nisan 2002 tarihinde 7 yöneticiyi görevden adı. Görevden alınan kişilere muhalefet sahip çıktı ve hükumet aleyhtarı gösteriler yoğunlaştı. Petrol üretiminin yapılan eylemlerden ötürü aksaması üzerine hükumet araçların tüketimi için benzin ithalatına karar verdi. Bunun üzerine durumdan rahatsız olan işçi sendikaları, işveren sendikası Fedecamaras, muhalif siyasi partiler, Katolik Kilisesi ve özel televizyon kanalları 9 Nisan 2002 günü için genel grev çağrısı yaptılar. Bu genel grevin öncekilerinden farkı süresiz olması ve Chavez'in doğrudan görevden alınmasını talep etmesiydi.

11 Nisan

Genel grevin üçüncü günü olan 11 Nisan 2002 günü gösteriler çatışmalara dönüşmeye başladı. Hükumet karşıtı muhalefet o gün yapılacak olan gösteri yürüyüşünün güzergahını değiştirerek başkent Karakas'daki hükumet binası olan Miraflores Başkanlık Sarayına yürümeye başladılar. Bu durum karşısında Devlet Başkanı Chavez Venezuela Ordusuna iç huzursuzluklar sırasında uygulamaya konulmak için hazırlanmış olan Avila Planını yürürlüğe koymaları için emir verirken, devlet televizyonuna çıkarak halkı Bolivarcı Devrimi korumaya çağırdı. Muhalif göstericiler Başkanlık Sarayına yaklaştıklarında hükumet taraftarları ile aralarında çatışmalar başladı. Bu sırada ordu birlikleri, polis kuvvetleri ve iki gösterici grup arasında silahlı çatışmalar başladı. Bu sırada iki taraftan da toplam 19 kişi hayatını kaybetti. Bu sırada Başkanlık Sarayında bulunan hükumete karşı daha önceden kaydedildiği sonradan ortaya çıkacak olan bir yayın CNN Español televizyon kanalı başta olmak üzere özel televizyonlarda yayınlandı. Bu yayında ordu yönetimindeki general ve amiraller çatışmalardan ve ölümlerden Chavez'in sorumlu olduğunu bildiren bir basın açıklaması yaparak Chavez yönetimini tanımadıklarını ilan etiler.

Darbe

Devlet Başkanı Chavez ve çok sayıda bakanı içerideyken Başkanlık Sarayının etrafı tanklar tarafından sarıldı. 11 Nisan akşamında Saraya gelen Ordu üst yönetiminden komutanlar Chavez'in istifa etmesini talep ettiler. General Manuel Rosendo diğer kuvvet komutanlarıyla beraber devlet başkanının uygulamaya koymak için emir verdiği Avila Planını yürürlüğe koymadıklarını açıklayarak, ona itaat etmediklerini bildirdiler. 12 Nisan sabahının ilk saatlerinde darbeciler tarafından "Chavez istifa" talebi yinelendi.

Chavez Saray önünde bulunan halka zarar verilmesini engellemek için bu talebi değerlendirmeye alacağını bildirdi. Ancak istifa etmek için bazı koşulların sağlanmasını istedi; Meclis önünde istifa edecektir, yeni seçimlerden önce iktidar Devlet Başkan Yardımcısına geçecektir ve halka televizyondan canlı olarak seslenmesine izin verilecektir. Talepler darbeciler tarafından kabul edilmez, istifa gerçekleşmezse sarayın bombalanacağı sabah 3'de bildirdi. Bundan yaklaşık 20 dakika sonra General Lucas Rincon televizyon kanallarına Chavez'in istifa ettiğini duyursa da Chavez darbecilere ancak 'tutsak edilmiş bir devlet başkanı' olarak teslim olduğunu belirtti.

Chavez'in durumu

Chavez teslim olduktan sonra Tiuna'daki askeri üssü götürüldü. Burada Katolik Kilisesinin temsilcileri ile görüştü. Ayrıca darbeye katılan ordu mensuplarıyla görüştü. Bu aşamada Chavez'in sürgün olarak Küba'ya gönderilmeyeceği belli oldu. Onun yerine La Orchila üssüne götürülmesi ve burada bekletilmesine karar verildi. Chavez Tiuna'da tutsak edilirken kızıyla telefonla konuşarak istifa etmediğini bildirdi. Kızı ise hala Chavez'e bağlı telefon operatörleri sayesinde önce Küba Devlet Başkanı Fidel Castro sonra da Küba televizyonu ile irtibat sağlayarak Chavez'in istifa etmediğini tüm dünya kamuoyuna açıkladı. Sonrasında Chavez Puerto Cabello yakınlarında Turiamo deniz üssüne götürüldü. Burada askerler tarafından Chavez'in idam edileceği konuşulmuştu.

Carmona hükumeti

Fedecamaras işveren sendikası başkanı ve işadamı Pedro Carmona, Chavez'in tutuklanmasından sonra geçici devlet başkanı oldu. Carmona Kararnameleri olarak bilinen kararla Meclis ve Yüksek Mahkeme ve referandumla kabul edilen 1999 Anayasası lağvedildi. Darbeyle başa geçen geçici yönetim en geç Aralık 2002 tarihinde yeni seçimlerin yapılacağını açıkladı. Kararla ayrıca Chavez döneminde atanmış tüm valiler, belediye başkanları ve hakimler görevden alındı.

Uluslararası tepkiler

Bu aşamada Kosta Rika'da toplantı halinde olan Latin Amerika hükümetleri aldıkları ortak kararla Venezuela'da anayasal düzenin değiştirilme girişimini kınayan bir karar alındı, sadece El Salvador Carmona hükumetini tanıdığını ilan etti.

Çöküş

Carmona bir yıl içerisinde yeni bir seçim öngörmüş olsa da 1999 yılının önceki iki kamaralı parlamenter sisteme dönüş, ekonomide alınan tüm temel kararların geriye döndürülmesi ve tüm anayasal yapının kaldırılması Chavez karşıtı muhalif cephede bölünmelere yol açtı. Carmona'nın sadece küçük bir oligarşik elitin isteklerini yerine getirdiği görüldü. Buna ek olarak yapılan stratejik hatalar Carmona hükumetinin kendisine yöneltilen eleştiriler karşısında güçsüz duruma düşürdü.

Chavez'in istifa etmediği haberinin dalga dalga yayılmasıyla beraber Chavez yanlısı halk korsan gösteriler düzenleyerek hükümete karşı çıktılar. Başkanlık Sarayının etrafında Chavez yanlısı gösterilerde yüz binlerce kişi katıldı. Gösterilerde Chavez'in en büyük destekçisi olan şehrin en yoksul tabakalarının varlığı hissedildi.

Chavez'e bağlı kalan Başkanlık Muhafızları göstericilerin desteği arasında sarayda denetimi ele geçirince darbe çöktü. Carmona kaçmayı başarsa da çoğu hükümet üyesi tutuklandı. Chavez'in yeri ve durumu tam olarak bilinmediği için Başkanlık Sarayına dönen Chavez hükümeti mensuplarından Devlet Başkan Yardımcısı Diosdado Cabello, Chavez görevine dönünceye dek devlet başkanlığına getirildi.

13 Nisan günü ordudaki en büyük destekçisi Özel Kuvvetler komutanı General Raúl Baduel, yoğun halk gösterileri ve Başkanlık Sarayının ele geçirilmesi sayesinde Chavez'in artık göreve dönmek üzere olduğunu açıkladı.

11 yıl önce