Uluslararası kamuoyuna Anadolu Ajansı aracılığıyla duyurulan, Suriye'de yaşanan insanlık dışı işkence fotoğraflarını ortaya çıkaran 'Caesar', Temsilciler Meclisi Dışişleri Komitesi'nde, Suriye'deki rejim güçleri tarafından binlerce kişiye uygulanan işkenceleri ispatlayan fotoğraflarını yerleştirerek, rejimin acımasızlığını anlattı.
Kongreye kimliğinin deşifre olmaması için mavi bir yağmurluk içerisinde, başını da kapatarak gelen, güneş gözlüğü ve şapka takan Caesar'ın konuşması sırasında herhangi bir video veya ses kaydının alınmasına müsaade edilmedi. Komite, Caesar'ın güvenliğini düşünerek böyle bir karar aldıklarını kaydetti.
Hıncahınç dolu salonda, oturumu izleyenler, büyük poster tahtalarına asılan ve duvarlara kurulu televizyonlara yansıtılan Esed rejiminin uyguladığı işkence fotoğraflarını yakından gördü.
Ceasar'ın oldukça kısık sesle Arapça yaptığı konuşmasını, Suriyeli muhalifler ve ABD Dışişleri Bakanlığı ile çalışmalar yürüten Suriye Amerikan Görev Gücü'nün Direktörü Muaz Mustafa İngilizce'ye çevirdi.
Dinim bu korkunç suçlar karşısında sessiz kalmamamı söylüyor
Kongre'ye kendisine bu fırsatı sağladıkları için teşekkür ederek sözlerine başlayan Ceasar, 'Ben bir siyasetçi değilim ve siyaseti sevmiyorum. Saygın kongrenize Suriye halkının bir mesajını iletmek için geldim. Suriye'de olanlar, tüm teröristlerin en kötüsü olan Beşşar Esed öncülüğünde yapılan soykırımsal katliamdır' dedi.
Fotoğrafları işaret ederek konuşan Ceasar, 'Fotoğraflarda görmüş olduğunuz insanlar... onların hayatlarını buradaki hiç kimse geri getiremez. Ancak Beşşar Esed'in hapishanelerinde hala 150 binden fazla insanın bulunduğunu söylemek için buradayım ve onların kaderleri de bu benim fotoğraflarını çektiğim insanların kaderleriyle aynı olacak' diye konuştu.
Komite üyelerine Esed rejimiyle çalıştığı günleri hakkında bilgi veren Ceasar, iki yılı aşkın süre rejimin insanlara uyguladığı sistematik işkenceyi ve binlerce çocuk, kadın ve erkeğin katledilmesini belgeledikten sonra fotoğraflarla birlikte kaçmayı planladığını anlattı.
Ceasar, şunları söyledi:
'Küçük yaştaki çocukların yanı sıra çok yaşlı insanların fotoğraflarını da gördüm. Kadınların fotoğraflarını da gördüm. Bazen kendi komşularımın veya tanıdığım insanların fotoğraflarına da denk geldim. Bunlardan dehşete kapılmıştım ama rejimin intikam alacağı endişesiyle onlara çocuklarının akıbetini söyleyemezdim. Benim dinim, bu gördüğüm korkunç suçlar hakkında sessiz kalmamamı söylüyor.'
Sözlerini Kuran'dan bir ayetle bitirmek istediğini belirten Ceasar, 'Kim birini haksız yere öldürürse, o sanki tüm insanlığı öldürmüş gibi olur' dedi.
Bu fotoğraflar adalet için feryat ediyor
Komitede bulunan her iki partiden kongre üyeleri de Barack Obama yönetiminin Suriye'de işlenen insanlık suçlarına karşı yeterince birşey eleştirisinde bulundu.
Dışişleri Komitesi'nin Cumhuriyetçi Partili Başkanı Ed Royce, Esed rejiminin savaş suçlarından sorumlu tutulması için bir mahkeme çağrısında bulundu. Royce, 'Bu kadar basit, bu fotoğraflar adalet için feryat ediyor' dedi.
Demokratların kıdemli üyesi Elliot Engel ise işkence fotoğraflarını gördükleri zaman yüzlerini başka yana çevirmek istediklerini belirterek, 'Ama bunu yapmamalıyız. Burada konuşulurken bunlar şu anda Suriye'de oluyor ve biz, bunu durdurmak için daha fazla birşeyler yapabiliriz' ifadesini kullandı.
AA duyurdu
Suriye'de Esed rejimine bağlı askeri birlikler tarafından işkenceyle ve aç bırakılarak öldürülen rejim muhaliflerinin fotoğrafını çekmekle görevli kod adı "Caesar" olan askeri polis, 11 bin kurbana ait 55 bin fotoğrafla bu ülkeden kaçmış, Anadolu Ajansı da bu fotoğrafları kamuoyuna duyurmuştu. Fotoğrafların yayınlanmasının ardından uluslararası kamuoyunda infiale neden olmuş, ABD, AB ve BM'de Suriye'de yaşanan insanlık dışı işkence suçlarıyla ilgili soruşturma ve sorumluların cezalandırılması talebi gündeme gelmişti.
