Batı yanlısı blok ile Suriye yanlısı (yani Esed) blok arasında hükümet krizinin, Suriye'de savaşın başladığı günden bu yana daha da derinleştiği Lübnan'da, Suriye lideri Beşşar Esed'in "B Planı" işlemeye başladı. 'Kaosa sebep olanları, o kaos gelip bulacak' diyen Esed, bu sözleriyle kendisine karşı duran Ürdün, Türkiye ve Lübnan'daki muhalifleri işaret etmişti. Suudi Arabistan ve Katar da tehdide muhatap ülkeler arasına sokulabilir. Esed'in tehdidi sonrasında Lübnan'da ve Türkiye'de 'kaos'un ihracı yönünde bazı gelişmeler yaşandı. Söz konusu tehdide daha fazla maruz kalma ihtimali olan Lübnan'da birden mezhep temelli gerginlikler baş gösterdi. Mayıs sonlarında Sünni kökenli ve Esed karşıtı Şeyh Ahmet Abdulvahid ve arkadaşı Şeyh Muhammed Hüseyin El Mereb bir kontrol noktasında vuruldu. Lübnan'da birden mezhep temelli bir heyecan oluştu, çatışmalar kuzeyden başkent Beyrut'a kadar indi. Hükümetin bazı adımları ile fitnenin harareti soğutulsa da gerginlik günümüze kadar devam etti.
Son 3 gün ise doğrudan ülkenin kuzeyindeki Trablus kentinde "Aleviler" ile Sünniler, başka bir deyişle Esed yanlıları ile karşıtları arasında çatışmalar yaşanmaya başladı. En az 10 kişinin hayatını kaybettiği olaylarda çok sayıda kişi de yaralandı. Cebel Muhsin ve Babu et-Tabbane mahallerinde yaşayan karşıt gruplar arasındaki çatışmalara müdahale konusunda Lübnan Başbakanı Necib Mikati, askeri birliklere tam yetki verdi. Önceki gün askeri birlikler mahalleleri birbirinden ayıran Suriye Caddesi'ne mevzilendi. Yerel kaynaklar, alınan tüm tedbirlere rağmen, gece boyunca aralıklarla taraflar arasında silahlı çatışmaların sürdüğünü belirtti.
8 Ağustos tarihinde eski Lübnan Enformasyon Bakanı Mişel Samaha arabasında bulunan yüksek tesirli patlayıcılar nedeniyle tutuklanmış, Esed'e yakınlığıyla bilinen Samaha Suriye istihbaratıyla işbirliği içinde Lübnan'da bombalı eylem düzenlemeyi planladıklarını itiraf etmişti.
