|

Operasyon merkezi CIA

Wikileaks belgelerine ve istihbarat raporlarına göre Afrika devi Nijerya'nın geleceği 2000'lerde belirlendi. ABD'nin 2005 raporunda bu ülkenin önce 'Pakistanlaşacağı' ardından da 2015'te dış müdahaleye uygun hale gelecek şekilde istikarsızlaşacağı öngörülüyor. Wikileaks'e göre, Boko Haram'ın saldırılarını artırması için Cezayir merkezli CIA, 2011'de 'bazı kesimlerle' 250 bin dolarlık uzun vadeli işbirliği anlaşması imzaladı. 2009 tarihli bir belgede de CIA'in, Boko Haram'ın bir saldırısını tam 2 ay öncesinden 'tahmin ettiği' görülüyor.

Dış Haberler
00:00 - 10/05/2014 Cumartesi
Güncelleme: 22:52 - 9/05/2014 Cuma
Yeni Şafak
Operasyon merkezi CIA
Operasyon merkezi CIA

Nijerya'da 300 kız çocuğunun Boko Haram tarafından kaçırılması sonrası bu ülkeye yönelik meydana gelen askeri müdahale senaryolarının Amerikalı istihbarat örgütleri ve kurumları tarafından çok önceden planlandığı ileri sürülüyor. Mayıs 2005'te ABD Ulusal İstihbarat Konseyi, 'Sahraaltı Afrika'nın Geleceğinin Haritasını Çıkarmak' başlıklı raporunda Nijerya'nın önce Pakistanlaşacağı ardından da 2015'te uluslararası müdahaleye açık hale gelecek şekilde istikarsızlaşacağı öngörülüyor. Wikileaks'teki belgelerde de, Boko Haram'ın saldırılarını artırması için Cezayir merkezli CIA, Aralık 2011'de 'bazı kesimlerle' 250 bin dolar ödeyerek uzun vadeli işbirliği anlaşması imzaladı. 2009 tarihli bir belgede de CIA'nın Boko Haram'ın yaptığı bir saldırıyı tam 2 ay öncesinden 'tahmin ettiği' görülüyor.

ŞANTAJ İÇİN DİNLEME

Son olayın, ABD'nin uzun yıllardır Nijerya'da sürdürdüğü 'tahrip edici' çalışmaların bir halkası olmasından endişe ediliyor. Wikileaks'in yayımladığı gizli yazışmalarda ABD'nin, Nijeryalı siyasetçilerin telefonlarını şantaj amaçlı dinlenmesinden, ülkedeki saldırgan gruplara para ve teknik destek verilmesine, ayrılıkçı hareketlerin sponsorluğunun yapılmasına hatta üst düzey yetkilileri ABD çıkarları adına hareket etmeye zorlamak için 'vize vermeme' kozununu oynamaya kadar bir dizi eylemde bulunduğu iddia ediliyor. Tüm bunların arkasındaki ana hedef olarak da ABD'nin Afrika'da yükselen güç olan Nijerya'yı saf dışı bırakmak ve hem bölgenin kontrolünü hem de petrolünü elde tutmak olduğu ifade ediliyor.

UZUN VADELİ İŞBİRLİĞİ

Afrika'daki diğer ülkeler ve Asya'da olduğu gibi bu işler için operasyonun CIA eliyle yürütüldüğü öne sürülüyor. Buna göre Nijerya'da din odaklı çatışmaları avantaja dönüştüren CIA, işsiz, 'radikal' isimleri ve kabile üyelerini 'terör saldırıları' için bizzat eğiterek işe koyuldu.

Global Research kuruluşunun yer verdiği Wikileaks belgelerine göre, Boko Haram'ın saldırılarda daha da ileri gitmesi için Cezayir merkezli CIA üssü, Aralık 2011'de 40 milyon Naira (250 bin dolar) ödeyerek 'uzun vadeli işbirliği' anlaşması imzaladı. Wikileaks'in 2009 tarihli belgelerine göre CIA, Nijerya'da Boko Haram tarafından yapılan bir saldırıyı 2 ay öncesinden 'tahmin etti'. Boko Haram'ın saldırıları 2009 ile ağırlık kazanmış ve o tarihten bu yana örgütün bin 500'ü aşkın insanı öldürdüğü belirtilmişti.

Neden terör listesine almadınız

ABD'nin eski Dışişleri Bakanı Hillary Clinton döneminde Boko Haram'ın yabancı terör listesine alınmaması Amerikan basınında tartışmalara yol açtı. ABD, örgütü 2013'te listeye aldı.

Boko Haram'a uzanan silah zinciri

Uzmanlardan gelen uyarılara rağmen ABD'den başlayan 'silahlandırma silsilesi' Suudi Arabistan-Libya-Nijerya hattıyla Boko Haram'a kadar ulaştı. Yine gizli yazışmalara göre, gözetleme malzemeleri yapan ABD'deki SS8 firmasının ürettiği virüsler, kişisel bilgisayarlara ve telefonlara sızdı, tüm kayıtları, hareketleri, görüşmeleri hatta ortam seslerini bile kaydetmeyi sağladı. CIA, satın aldığı bu sistemi Nijeryalı politikacılara 'yolsuzluk' şantajı yapmak için gizlice kullandı.

İkna kampları

Hristiyan azınlığın Müslüman çoğunluğu yönettiği ülkede, 'Batı tarzı eğitim haram' diyerek kurulan Boko Haram örgütünün şiddet eylemlerini artırmasının arkasındaki nedenler araştırılıyor. Boko Haram'ın saldırılarının CIA'den ve ABD'nin Nijerya'daki büyükelçiliğinden destek gördüğü iddia edilirken, bazı kaynaklar, Amerikan Merkezi Haberalma Teşkilatı'nın bu iş için Nijer, Çad ve Kamerun'daki kampları kullandığı belirtiliyor. Özellikle fakir ve toplumdan uzak gençlerin bu gizli eğitim merkezleri ve 'beyin yıkama' kamplarında yetiştirildiği ve ajanların 'daha iyi bir hayat ve Allah adına çalışma' telkinleriyle kandırdığı bu insanlara operasyon öncesi çatışma teknikleri ile silah kullanımını öğrettiği ileri sürülüyor.

Lojistik elçilikten

Saldırı düzenlenecek bölgeler ile saldırganların olay sonrası sığınacakları 'güvenli yerler'in tespitinin ise ABD elçiliğinde yapıldığı iddia ediliyor. Diğer taraftan intihar saldırılarında kullanılan kişilerin CIA'in hazırladığı 'uyuşturucu nitelikli' ilaçlarla eyleme hazır hale getirildiği ileri sürülüyor. Dikkat çeken bir başka nokta ise Boko Haram'ın saldırıların sorumluluğunu üstlendiklerini gösteren e-mail ve diğer yazışmalar için kullandığı, 'takibi zor' sistemlerin Amerikan firmaları tarafından programlanmış olması.

AFRICOM ile saf dışı bıraktılar

Nijerya, Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu (ECOWAS) adına görevli izleme grubu ECOMOG'da önemli bir rol oynuyordu. Nijerya'nın 1990'larda Washington yönetiminin kendisini hami olarak gördüğü Liberya'da yaşanan savaşta ve sonrasında Sierra Leone'de etkin olması ABD ve müttefiklerinin dikkatinden kaçmadı. ABD ve Batı'nın müdahil olduğu bir gücün ECOMOG'un etkisini daha da artıracağı tezi gündeme getirildi ve bu çerçevede diplomatik ve stratejik manevralar başladı. CIA, Pentagon ve ABD Dışişleri Bakanlığı temsilcileri alternatif arayışlarına girerek Nijerya'nın dışarıda kaldığı yeni bir oluşum için harekete geçerken, diğer yandan ABD'nin Afrika'daki komutanlığı olan AFRICOM'un oluşmasıyla birlikte rüzgar yeniden Washington'ın lehine esmeye başladı.

10 yıl önceden böldüler

Mayıs 2005'te ABD Ulusal İstihbarat Konseyi, 'Sahraaltı Afrika'nın Geleceğinin Haritasını Çıkarmak' başlıklı bir rapor hazırlattı. Nijerya'nın 2015'te 'bütünüyle çökeceği' tahmininde bulunduğu söylenen bir grup uzmanın hazırladığı raporda bu tahminler, yoksulluk, yolsuzluk ve sivil halkın kitlesel hayal kırıklıkları gibi sorunlar nedeniyle daha da sertleşmesine ilişkin bazı göstergelere dayandırılıyor.

İlk adım Pakistan gibi yapmak

Rapordaki çarpıcı paragraflardan birinde, bu tür bir kargaşanın içine düşmesi durumunda Nijerya'yı yeniden selamete kavuşturabilmek için 'büyük çaplı uluslararası desteğe' ihtiyaç duyulabileceği ve ülkenin kaosa sürüklenmesine dünyanın seyirci kalamayacağı belirtilmişti. Ancak bunun da 3 aşamalı bir yıkımın parçası olduğu belirtiliyor. Buna göre, ilk aşamada CIA sponsorluğunda Pakistan'da olduğu gibi din merkezli çatışmalar büyüyecek ve Nijerya yabancı müdahalesine açık hale getirilecek. (Boko Haram son saldırılarında kiliseler ağırlıklı olarak hedef alınmıştı). Hıristiyan-Müslüman çatışmasının kızıştırılması ile birlikte şiddetin sona ermesi için ABD, BM ve AB'ye 'müdahale edin' çağrıları yapılacak. Son aşamada ise 'uluslararası kriz' haline getirilen sorunun çözümü için BM şemsiyesi altında Nijerya'da müdahale gerçekleşecek. Öte yandan bunun en yakın örneğini, aynı aşamalardan geçen Orta Afrika Cumhuriyeti'nde de görmek mümkün.

'Kaos çıkacak darbe olacak'

'Genç subaylar darbesini' beraberinde getirebilecek ciddi bir krizin çıkabileceği öngörüsünde bulunulan ABD raporunda Nijerya'nın, pek çok bölgede sonu gelmeyen savaş durumuna ve koasa sürüklenebileceği uyarısında bulunulmuştu.


10 yıl önce