Tampon bölge için geri sayım
Suriye'de yaşanan çatışmalar son dönemde özellikle ülkenin güneyinde, Ürdün ve Lübnan sınırlarında yoğunlaştı. ABD basınında yer alan haberlere göre bu gelişmenin arkasında, Suriye-Ürdün sınırı ile Golan Tepeleri yakınlarında iki tampon bölge kurma projesi bulunuyor.
Proje kapsamında ABD ve Ürdün askerleri tarafından Özgür Suriye Ordusu askerlerine yaklaşık bir yıldır eğitim verildiği ileri sürülüyor. Yaklaşık 3 bin muhalif askeri kapsayan eğitimlerin Haziran sonunda tamamlanacağı ve son dönemde Esed güçlerine karşı Lübnan sınırı yakınlarında elde edilen başarıların da bu eğitimin ilk meyveleri olduğu belirtiliyor. Son iki ayda artan sayıda eğitim almış muhalif asker, pek çok mültecinin sığındığı ve ayaklanmanın en önemli noktalarından olan Deraya çevresinde konuşlandı. Ürdün'deki bir askeri üste eğitimlere katılan bazı muhalif komutanlar da, havadan karaya füze ve ağır topları da kullanarak tampon bölge oluşturma planlarında ilerleme kaydedildiğini söyledi.
Batılı ülkeler uzun süredir, El Kaide bağlantılı güçlerin eline geçebileceği endişesiyle Suriye'ye ağır silah gönderilmesine mesafeli yaklaşıyor. Ancak muhaliflerin, özellikle Suudi Arabistan ve Katar eliyle muhalif güçlerin cephanesinin güçlendiği ve çeşitlendiği vurgulanıyor. Amerikalı yetkililer de Kaddafi'nin cephaneliklerindeki 20 bin kadar omuzdan ateşlenen roketin bir bölümünün Suriye'ye gittiğini belirtti.
Tampon bölge kurulmasını en çok destekleyen ülke Ürdün. BM rakamlarına göre şu an Ürdün'de bulunan Suriyeli mülteci sayısı 470 bini aştı. Bu sayının yılsonuna kadar 1 milyonu bulması bekleniyor. Mültecileri buralara yerleştirmeyi planlayan Amman yönetimi aynı zamanda Suriye'deki çatışmaları tampon bölge sayesinde kendi topraklarından uzakta tutmayı da amaçlıyor. Ürdün'ün bir başka planı da, muhalif güçler tarafından kurulacak tampon bölgelere daha sonra Birleşmiş Milletler görev gücünün yerleştirilmesi.
Son birkaç ay içinde Golan tepeleri üzerinden ateş açılmasından rahatsızlık duyan İsrail de tampon bölge fikrini destekliyor. Tel Aviv'in en büyük korkusu ise omuzdan atılan silahların ve Esed'in elindeki kimyasal silahların El Kaide uzantılı grupların eline geçmesi. Geçtiğimiz günlerde İsrailli Tümgeneral Yair Golan, Suriye'de savaşan birçok İslamcının tehlike oluşturması sebebiyle, Suriye'de bir tampon bölge oluşturulması teklifinde bulunmuştu.
İsrail ile benzer kaygıları taşıyan batılı ülkeler de Özgür Suriye Ordusu içinde desteklenecek unsurlarla, El Nusra Cephesi ve benzeri grupların etkinliğini azaltmayı amaçlıyor. Batılı güçler, Esed'in devrilmesi ardından kimyasal silahların güvenliğinin de Özgür Suriye Ordusu içindeki 'radikal olmayan gruplar' tarafından sağlanmasını planlıyor.
Aralarında İngiltere, Avusturya, İspanya, İsveç ve Almanya'nın bulunduğu 14 Avrupa ülkesinden 600 savaşçının muhalif saflarda yer aldığı belirtiliyor. Bu grup içinde başı İngiltere çekiyor. Avrupalı savaşçılar, Suriye'de çatışmalar katılan yabancıların yüzde 7-11'ini oluşturuyor.
Suriye'de iki yılı geride bırakan çatışmalarda direniş güçlere yöneltilen en büyük eleştiri ise kendi aralarında birlik sağlayamamaları şeklinde. Özgür Suriye Ordusu hazırladığı rapora göre Esed rejimine karşı savaşan ana güçler şöyle:
