|

Çalışan, patronunu artık kandıramıyor

Araç takip sistemlerinde Türkiye pazarının yarıdan fazlasına hakim olan Arvento'nun Genel Müdürü Özer Hıncal, yaptıkları işin kamu ve özel sektörde güven ve güvenlik problemlerini önemli ölçüde azalttığını söyledi. Hıncal, "Sistemimiz sayesinde kimse şirket araçlarını keyfi kullanmaya ya da yakıt çalmaya cesaret edemiyor" dedi

Merve Onkök
00:00 - 3/05/2012 Perşembe
Güncelleme: 23:48 - 2/05/2012 Çarşamba
Yeni Şafak
Çalışan, patronunu artık kandıramıyor
Çalışan, patronunu artık kandıramıyor

Araç takip sistemleri dünyada henüz yaygınlaşmamışken, büyük bir girişimcilik örneği göstererek Arvento'yu kuran Özer Hıncal, bugün Türkiye'de pazarında yarıdan fazlasını elinde tutan şirketiyle zirvedeki yerini sağlamlaştırıyor. Başarısındaki en önemli payın 'cesaret' olduğunu söyleyen Arvento Genel Müdürü Özer ile şirketi ve araç takip sistemleri üzerine bir sohbet gerçekleştirdik.

Arvento'nun hikayesinden bahseder misiniz?

Avrento Araç Takip Sistemleri'nin geçmişi 2002'ye dayanıyor, ama resmi kuruluşumuz 2005 yılı. O yıllarda araç takip sistemleri konusu dünyada çok yeniydi. Çünkü GPS ve mobil teknoloji altyapısı yeterli değildi. Kurulduğumuzdan itibaren bu sistemlerin de hızlı bir şekilde gelişmesiyle biz de teknolojimizi geliştirdik ve hızlı bir şekilde büyüdük.

Sisteminiz nasıl işliyor?

Araç takip sistemleriyle, araçların kaç kilometre hızla gittikleri, nerelere gittikleri, nerelerde durdukları, nerelerden yakıt aldıkları, ne kadar yakıt harcadıkları, şoförün günde kaç saat çalıştığı gibi birçok bilgiyi firma sahiplerine raporlanıyor. Böylece firmalar sahadaki araçlarını çok daha verimli kullanabiliyor. Bu şekilde güvenlik de sağlıyoruz. Araçlar daha ekonomik kullanılıyor. GPS aslında eski bir teknoloji. Fakat Arvento'nun yaptığı bunu bir cihazın içinde araçlara yerleştirmek ve o aracın bulunduğu konumu bir merkeze göndermek. İşte yeni olan teknoloji bu.

HER SEKTÖRDEN TALEP VAR
Teknoloji geliştikçe siz de sisteminizi yeniliyorsunuz…

Evet. Biz de cihazımızı teknolojinin gerektirdiği ve müşterilerin talepleri doğurultusunda geliştiriyoruz. Cihazı geliştiriyoruz, buna bağlı olarak şirketlerin ihtiyacı olan harita, görüntüleme sistemleri gibi yazılımları da hazırlayıp bir sistem haline getiriyoruz. Tabii ilk yola çıktığımızda, yani 2005'te sadece 700 adet araç takip sistemi satabilmiştik.

Peki şimdiki satışlarınız nasıl?

Geçen yıl yüzde 63 büyüdük, ciromuz ise 30 milyon lira olarak hesaplandı. Bu yıl adet bazında 80 ila 90 bin arasında bir satış rakamı tutturmayı hedefliyoruz. Yıllık ciromuz geçen yıl 30 milyon lira olarak gerçekleşti.

Müşteri profiliniz nasıl? En çok hangi sektörlerden rağbet görüyorsunuz?

Suistimale açık birçok iş pozisyonu var. Mesela şöyle soru işaretleri oluyor şirketler için: Şirket aracını kullanan sürücü, aracı nasıl kullanıyor? Yakıt çalıyor mu? Aracı başka amaçlar için kullanıyor mu? Kısacası güven ve güvenlik problemleri söz konusu. Dolayısıyla bizim sistemimiz de çok büyük ilgi gördü. Her sektöre satış yapmaktayız. Şu anda 12 bine yakın müşterimiz var. Önceleri nakliye şirketleri ağırlığı oluştururken, şimdi kamu ve özel sektör olmak üzere çok çeşitli müşterilerimiz var. Belediyedeki iş makinelerinden öğrenci servislerine, ambulanslardan yangın söndürme araçlarına kadar pek çok araca bu sistem adapte ediliyor.

Hazırladığınız sistemlerin maliyeti nedir?

Maliyetli görünüyor, ancak, suiistimali önlediğinden ilk etapta harcanan para kendini, kısa zamanda fazlasıyla amorti ediyor. Mesela araca taktığınız yakıt sensörüyle art niyetli çalışanın yakıt çalması engelleniyor.


22 ülkeye ihracat
İstihdam ve ihracat rakamlarınız nasıl?

43 kişi, ama yurt için ve yurtdışında iş yaptığımız bayilerimizi de hesaba kattığımızda bu sayı 500'ü buluyor. Türkiye'de 67 şube ve 78 yetkili servisimiz var. Bizim en önemli özelliğimiz yüzde 100 yerli sistem olmamız. AR-GE'ye bütçemizin yüzde 25'in ayırıyoruz. Yurtdışında da büyük ilgi görüyoruz 22 ülkeye ihracat yapıyoruz. Bazı -ülkelerde de bir numara olduk.

Türkiye pazarından aldığınız pay nedir?

Pazarın yarıdan fazlası bizim. Araç takip sistemleri konusunda farkındalık arttıkça bizim de pazardan aldığımız pay büyüyecektir. Mesela rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu'nun helikopterinde bizim sistemimiz olsaydı, kaza yapıldığında helikopter anında bulunabilirdi. Belki de her şey daha farklı olabilirdi.


Kaçakçıya 'dur' dedi
Sadece suiistimali önlemek için değil, güvenlik için de çok tercih ediliyor mu?

Elbette… Öğrenci servislerinde kullanılmasının ilk sebebi bu örneğin. Şoförlerden şehir içinde azami 80 kilometre hızla gidilmesi istense de, buna her zaman uyulmuyor. Eğer çocuk, anne ve babasına servis sürücüsünün aracı hızlı kullandığını söylese, ailelerin bunu ispatlama gibi bir şansı olmuyordu eskiden. Fakat mobil takip sistemi bunun önünü açıyor.

Peki bireysel kullanım?

Son yılarda bu da artış gösterdi. İlk yıllarda bireysel kullanım oranı yüzde 1 bile değilken, şimdi yüzde 3'e çıktı.

Kamunun nasıl talepleri oluyor sizden?

Belediyeler, genellikle iş makinelerini kontrol etmek için tercih ediyor. Yine orman yangınlarına müdahalede eden itfaiyelerde kullanıyoruz. Orman Genel Müdürlüğü'nün ihtiyacı doğrultusunda bu sistemi hazırladık. Şöyle ki, orman yangını sırasında yaşanan kaosu neredeyse sıfırlayan bir sistem bu. Her şey bir merkez tarafında kontrol ediliyor. Söndürme aracından, müdahale ekibine kadar tüm birimlerin koordinasyonu sağlanarak yangına kısa zamanda, kontrollü ve gücü doğru kullanarak müdahale ediliyor. Kaçakçılığı önlemek için de gümrükten geçen TIR'lara yönelik bir çalışma hazırladık.



12 yıl önce