|

Dünya petrolünün yüzde 8'i Türkiye üzerinden geçiyor

Türkiye'nin Boğazlar, Bakü-Tiflis-Ceyhan ve Kerkük-Yumurtalık boru hatları ile toplam petrol ticaretinin yüzde 8'ini gerçekleştirdiğini belirten BP Türkiye Genel Müdürü Tahir Uysal, ham petrol geçişi konusunda Türkiye'nin öneminin gelecek günlerde daha da artacağını kaydetti

Selçuk Geçer
00:00 - 26/12/2007 Çarşamba
Güncelleme: 23:59 - 25/12/2007 Salı
Yeni Şafak
Dünya petrolünün yüzde 8'i Türkiye üzerinden geçiy
Dünya petrolünün yüzde 8'i Türkiye üzerinden geçiy

Türkiye ve dünya enerji pazarının büyük aktörlerinden biri olan BP yani British Petroleum 1950 yılından bu yana ülkemizde hem akaryakıt piyasasında hem de taşıma ve üretimde etkin roller alıyor. Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattının da ortaklarından olan BP'nin Türkiye Genel Müdürü Tahir Uysal hem şirketin geleceğe yönelik politikalarını, hem de iç ve dış pazarı Yeni Şafak Ekonomi Müdürü Selçuk Geçer'e değerlendirdi.

Öncelikle BP' nin kuruluşu ve şu andaki çalışmalarından bahsedermisiniz?

BP nerdeyse kurulduğundan beri Türkiye'de. 1940'lar da pazarlama işine girilmiş, resmi olarak 1950 de şirket olarak kuruldu. 57. yılımızı kutlamak üzereyiz. Pazarda uzun süredir varız. Ayrıca Türkiye'de ilk kurulan rafinerinin kurucu ortağıyız. Dolayısıyla Türkiye'nin rafineri ihtiyacını karşılamak üzere yola çıkmış şirketlerden biriyiz.

Peki bu gün?

Şu anda pazardaki faaliyetlerimiz devam ediyor... Dağıtımda pazarda 3. sıradayız. Yağ konusunda iyi bir pozisyonumuz var, LPG satışıyla da pazarlama faaliyetleri içinde yer alıyoruz.

BP için Türkiye'nin önemi nedir?

BP'nin sadece bu coğrafya da değil diğer coğrafyalarda da pazar faaliyetlerinin genişlediğini görüyoruz. 90lı yıllarda Azerbaycan'da ki üretim ve arama faaliyetlerine girmemizle beraber, Türkiye'de bunun bir uzantısı olarak çok önemli bir ülke haline geldi.

HAZAR'IN KAYNAĞINI DÜNYAYA AKTARDI

Azerbaycan'da Şahdeniz'de ki kaynakların keşfedilmesinden sonra bunların Dünya pazarlarına aktarılması gerekiyordu. Bunun için de Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı bir çözüm olarak ortaya çıktı. Böylece Türkiye Hazar'ın kaynağını Dünyaya aktaran bir güzergâh haline geldi. Dünya haritasının enerji hattında da çok farklı bir konuma geldi. Bu aynı zamanda şirketimiz için de geçerli. Bu ham petrol tarafı, bir de bunun doğalgaz tarafı var. Aynı şekilde Şahdeniz'den çıkan gazın bu sefer Türkiye'ye iletilmesi yine bizim için önemli bir projeydi, bunun satışı nihayet gerçekleşti. Bu da Türkiye'yi önemli bir gaz pazarı olarak BP'nin haritasına koydu.

BP Türkiye'de aramalara devam edecek mi?

90'ların başından beri Türkiye'de arama faaliyetleri devam ediyor. O zamanlar da TPAO ile yaptığımız anlaşma Karadeniz'i araştırmak istemiştik. Bunun faaliyetlerini yürüttük, 2005-2006 senesinde değerlendirdik ve yerine getirdik. Bu yaptıklarımız da Türkiye'de ki toplam faaliyetlerimizin bir çerçevesini çiziyor.

TPAO % 50 ORTAĞIMIZDI

Bu çok bilinen projelerinizden ama bunlar dışında başka arama faaliyetleriniz var mı?

Bu konuda umutsuz konuşmak durumundayım. Karadeniz'de ki faaliyetlerimizi 15 senelik bir çalışma sonucunda 2005 yılında gerçekleştirdik, kuyumuzu deldik. Daha fazla çalışma yapılması hususundaki haklarımızı TPAO'ya devrettik. Artık gerisi onlara kalmış. Çünkü TPAO bizim %50 ortağımızdı.

Denizlerde arama faaliyetinden vaz mı geçtiniz?

Hayır, hatta Karadeniz başta olmak üzere daha sonra Akdeniz ilgi çekici olabilir. Nitekim Karadeniz'de gerek İskenderun Körfezinde gerekse Antalya'da bir takım arama faaliyetleri planlanmış vaziyette. Söylemek istediğim denizlerde arama yapmak çok maliyetli ve Karadenizde umduğumuzu bulamadık.

Bu sizin Türkiye ile ilgili son projeniz mi?

Şu anda öyle, bunun arkasından gelen bir şey yok. Bu anlamda ciddi bir kaynak ayırdık. Kuyu 150 milyon dolara mal oldu. Az para değil çünkü, derin deniz aramasından bahsediyoruz. Derin deniz aramaları kendi içinde pahalı.


Türkiye gerçekten stratejik bir enerji bölgesi mi? BP Türkiye Genel Müdürü Tahir Uysal'ın bu soruya yanıtı kısaca evet... Uysal sözlerini şöyle sürdürüyor; “Türkiye bir enerji sahası haline geldi. Ham petrol açısından bakarsak şu anda Boğazlardan geçen, Azerbaycan'dan gelen ve Irak'ta ki ham petrol oranlarında Türkiye'de yaklaşık olarak %4'ü aşan bir ham petrol oranı var. Bütün varillerin hepsi de bir yerden bir yere gitmez bazıları da ülke içinde kalır. Bir yerden bir yere ticareti yapılan ham petrolün %8'i Türkiye üzerinden geçiyor. Bizim şu anda 1 milyon olarak tasarladığımız Boru hattı BTC gelecek sene 1.2 varile çıkarmayı hedefliyoruz. Bugünlerde Irak boru hattı çalışmaya başladı. Ama tam kapasitede değil, orada 1.4 milyon varil kapasitesinde olan iki boru hattı var. Orası da o anlamda önemli. Bu anlamda Türkiye'nin de ham petrol geçişi açısından önemi artacaktır.”

AVRUPA'DA BEŞİNCİLİK YAKIN

Uysal'ın Türkiye'nin doğalgaz pazarındaki yeri ile ilgili düşünceleri ise şöyle; “Gaz açısından bakarsak Türkiye hem bir tüketim merkezi olarak önemli, aynı zamanda da bir geçiş, köprü, ülke konumunda. Türkiye 87 senesinde hiç gaz kullanmıyordu. Bugün 34 milyar metreküp gaz kullanır hale geldi. Şu anda Avrupa altıncısı, çok yakında Avrupa beşincisi olacak, gaz tüketimi anlamında. Dolayısıyla Türkiye önemli bir Pazar haline gelecek. Türkiye'nin yıllarca yaptığı anlaşmalardan gelen gazı kullanabilecek mi diye düşünülüyordu. Sanırım Türkiye bunu başarılı bir şekilde kullandı ve bugünlere geldik. Geçtiğimiz günlerde Türkiye Yunanistan'a gaz verir hale geldi. Azerbaycan'dan ve Türkmenistan'dan gelen gaz da ümit ediyoruz ki Türkiye'yi önemli bir köprü haline getirecektir. Dışardan gelen gazlarda sıkıntı çekiyoruz. Bu anlamda Azerbaycan'dan gelecek gaz kaynak çeşitliliğini sağlayacak.”


Şahdeniz sahasında daha derin seviyelerde başka bir havzaya daha ulaştıklarını, bu rezervin de en az birincisi kadar büyük olduğunu belirten Uysal, geleceğe yönelik hedef ve projeleri hakkında şunları söyledi; “Şimdi bunun geliştirmesi içerisinde olacağız. Gerçekten ne kadar büyük bunu değerlendireceğiz. Ama yön olarak ikinci havzanın gelişiminin nereden geleceğini biliyoruz. Bu da hem Türkiye için hem de Batı'da sağlanmış olan köprünün büyütülerek gazın temin edilmesi açısından çok önemli. Azerbaycan ve Türkmenistan'da Türkiye'nin de çalışmalarıyla gaz kaynağı olarak bizim haritamızda yer alıyor. Türkiye'ye ye ve gerekirse daha ötesine gazı satmak bizim ilgi alanımızı oluşturan projelerimiz arasında.

Ham petrol boru hattının kapasitesini artırma ve tabi ki pazar faaliyetlerimizi artırma da projelerimizden. Bu projeler uzun soluklu projelerdir. Benzeri tartışmalar Bakü- Tiflis-Ceyhan boru hattı yapılırken de yaşadık. Dünya'nın böyle bir kaynak çeşitliliğine ihtiyacı vardı. Türkiye bu konuda önemli katkılarda bulundu. Sonuçta bu boru hattı yapıldı. Aynı şekilde Türkmen gazını da bir şekilde Batı'ya bağlamak gerekiyor.” Türkiye'deki ilk rafinerinin kurulumunda yer alan BP'nin Ceyhan'da rafineri kurmaya sıcak bakmadığını belirten Uysal, “Türkiye'de 4 tane rafineri projesi var. 4'ü de Ceyhan'da. Azerbaycan'dan, Irak'tan gelen petrol oraya akıyor. İleriye dönük olarak Ceyhan'ın iyi enerji kapasitesi var. Fakat 4 rafineri biraz fazla diye düşünüyoruz.” dedi.



Tahir Uysal Türkiye'nin altında petrol nehirleri olduğu gibi bir yanlış anlamanın bulunduğunu belirterek, “Petrol denilen şey yerin altındaki nehirlerden oluşmuyor. Taşın gözeneklerinden meydana geliyor. İnsanlar bunu duyunca şaşırıyor ama gerçek bu. Dolayısıyla altta yüzen kaynaklar söz konusu değil. Özellikle Suriye, Irak sınırına petrolümüz akıyor gibi son derece hafif yorumlar yapılmıştı. Türkiye jeolojisi açısından ne yazık ki elverişli ortamlar sunmuyor. Arama faaliyetlerinde denizler jeolojisi açısından elverişli, hiç aranmamış vaziyette. Bu konuda bizim bir çalışmamız vardı fakat çok iyi ilerleyemedi. TPAO' nın gündeminde olan arama faaliyetleri var.” diyor.


16 yıl önce