|

'Kapatma davası belirsizlik unsuru'

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Yılmaz, 'maliye politikası desteği' ile neyi kastettiğine açıklık getirirken, bunun para politikası açısından büyük önem taşıdığını belirtti.

Aa
00:00 - 30/04/2008 Çarşamba
Güncelleme: 14:13 - 30/04/2008 Çarşamba
Yeni Şafak
'Kapatma davası belirsizlik unsuru'
'Kapatma davası belirsizlik unsuru'

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Durmuş Yılmaz, kamuoyunun bundan sonra alacağı kararlarda, en azından orta ve uzun vadede enflasyon hedefini, kısa vadede de Merkez Bankası tahminlerini çapa olarak almasını istedi. Bu arada Yılmaz, bir gazetecinin kamudaki ücret artışlarının belirlenme sürecine dikkati çekerek, “Çapa olarak enflasyon hedefi yerine enflasyon tahminlerinin esas alınmasını önerdiği gruba kamu da dahil mi?” sorusuna “Evet, dahil” karşılığını verdi. Durmuş Yılmaz, enflasyon raporunun açıklandığı basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.




Bir gazetecinin, Yılmaz'ın konuşmasında sıkı para politikalarına vurgu yapmasına dikkati çekerek, “bunun bir takım maliyetlerin piyasalara yaşatılması anlamına mı geldiğini” sorması üzerine Merkez Bankası Başkanı, şunları söyledi:



“Yüzde 4 hedefinin 2008 sonunda tutturulacağını söylemiyoruz ve buna uygun bir parasal sıkılaştırmadan söz etmiyoruz. Toplantıyı yapmamızın nedeni, bu konuda Merkez Bankası ne düşünüyor, mevcut koşullar altında tahminler nasıl değişti, kamuoyuyla paylaşıyoruz ki kamuoyu bundan sonra alacağı kararlarda, en azından orta ve uzun vadede enflasyon hedefini, 2011'e kadar sarkabiliyor elimizdeki senaryoya göre, kısa vadede de bizim tahminlerimizi çapa olarak almaları, kararlarını buna göre oluşturmalarını söylüyoruz.” Bir gazetecinin, Yılmaz'ın bundan önce özellikle kamu ücret artışlarında hedef enflasyonun baz alınmasına yönelik açıklamaları bulunduğuna dikkati çekerek, “Çapa olarak enflasyon tahminlerinin baz alınmasını önerdiniz gruba kamu da dahil mi?” diye sorması üzerine Merkez Bankası Başkanı, “Evet, dahil” karşılığını verdi.

Başka bir gazetecinin yılın ikinci yarısında ücret pazarlıklarının başlayacağına işaret ederek, konuyu biraz açmasını istemesi üzerine Yılmaz, şunları kaydetti:




“Bu yılın bütçesi zaten senenin başında ve hedef enflasyona göre bağlandı. Gerçekleşen enflasyon ile hedef enflasyon arasında bir fark olursa bu zaten ödenecek. Dolayısıyla burada yeni bir düzenleme yapmaya gerek yok. Ama önümüzdeki yıllarda 2009, 2010, 2011 yılı bütçeleri bağlanırken herhalde yeni verilere göre bunlar yapılacak. Biz, Haziran sonu itibariyle tekrar bir enflasyon raporu açıklayacağız. Orada bu varsayımlar değişecek, tahminler değişecek. Orada yeni bir rakam, tahminler ortaya çıktığında, elbette bunlara göre yeni bütçenin yapılmasının sağlanması gerektiğini düşünüyoruz.”



'BUGÜN İTİBARİYLE KREDİBİLİTE AÇIĞIMIZ VAR'

Enflasyon tahmininin yüzde 9,3 olarak revize edildiği bir ortamda, Merkez Bankasının kredibilite kaybı olup-olmadığına yönelik soru üzerine Yılmaz, “Baştan beri söylüyoruz, biz 2 yıl üstüste hedefini tutturamamış bir Merkez Bankasıyız, bizim gibi hedefini tutturamayan merkez bankaları da var” dedi.



Dünyada enflasyon yükseliş trendine girdiğine işaret eden Yılmaz, “Burada önemli olan nokta, açık ve netlik ile topluma karar alıcıları yön göstermek ve bu yönü gösterirken de enflasyonun önümüzdeki dönemde nasıl bir patika takip edeceğini, mümkün olduğu kadar elimizdeki veriler çerçevesinde, net bir şekilde ortaya koymak” diye konuştu. Yılmaz, 2002-2005 yılları arasında uygulanan örtük enflasyon hedeflemesi sürecinde önemli başarı elde edildiğini, enflasyonun iki haneli rakamlardan yüzde 7'ler düzeyine çekildiğini anlattı. Bankanın arkasında böyle bir başarı grafiği bulunduğunu ancak daha sonra gelişen arz şokları nedeniyle bunun gerçekleşemediğini ifade eden Yılmaz, “Bugün itibariyle açık enflasyon hedefine geçtiğimiz dönemden bu yana bir başarı grafimiz yok, bu bizim için önemli bir kredibilite sorunu, bunu kabul ediyoruz” diye konuştu.



Enflasyon hedefinden sapma gösteren bazı merkez bankalarını örnek gösteren ancak bunların bir başarı grafiği bulunduğunu kaydeden Yılmaz, bu başarı grafiğinin toplumda beklentilerin bozulmamasına yardımcı olduğunu vurguladı. Yılmaz, “Bizim böyle bir başarı grafiğimiz yok ve bize bundan sonra düşen kararlılığımızı topluma iletmek ve toplumu Merkez Bankasının enflasyon ile mücadelesinde kararlılığına inandırmak. Biz, buna inandırdığımız ve doğru adımlar attığımız takdirde, başarılı olacağımızı düşünüyoruz” dedi. Yılmaz, Bankanın bugün itibariyle bir “kredibilite açığı” bulunduğunu ifade etti.



Yılmaz, AB sürecinde yavaşlama bulunduğu ifade edilerek, AB'yi hala bir çapa olarak görüp görmediğinin sorulması üzerine, “AB'yi çapa olarak görüyoruz, görmeliyiz, görülmeli” dedi.



IMF ile ilgili ilişkilere yönelik soru üzerine de Yılmaz, program ne olursa olsun önemli noktanın Türkiye'nin ne yaptığı olduğunu vurgulayarak, “Biz işlerimizi doğru yaptığımız sürece, bugüne kadar yapageldiklerimizi daha da ileriye götürdüğümüz sürece, mali disiplin, para politikası ve makro istikrarda ben bir problem görmüyorum. Ancak uluslararası camiaya bugüne kadar yapılanların yapıldığı ve yapılacağı konusunda bir yeşil ışık yakması açısından, IMF ile bir şekilde parasız bir anlaşmanın sürdürülmesinin doğru olacağını düşünüyorum” diye konuştu. Yılmaz, hükümetin de bu konuda bir çalışması bulunduğunu sandığını söyledi.




IMF ile herhangi bir şekilde anlaşma yapıldığında enflasyon hedefinin revize etmenin gündeme gelip gelmeyeceği hakkındaki soruya “Son Para Politikası Kurulunda biz bu konuyu gündeme getirdik, gündeme aldık, üzerinde çalıştık. Fakat bugün itibariyle alınmış herhangi bir karar söz konusu değil” yanıtını verdi.



Uluslararası piyasalardaki dalgalanmaya dikkat çekilerek, bunun cari açık finansmanını ne ölçüde etkileyeceğinin sorulmasına karşılık da Yılmaz, “Türkiye'nin dış finansman kaynağını da göz önünde bulundurduğunuzda bir sıkılaştırmadan söz edebiliriz, işlerin önceki yıldaki kadar kolay olmayacağını söyleyebiliriz” dedi.





Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, 2008ve 2011 yılları arasındaki enflasyon tahminlerinin, bankanın 'dahagevşek bir politika izleyeceği' anlamına gelmemesi gerektiğini belirterek, “aksine tahminler, önümüzdeki dönemde para politikasının kademeli ve ölçülü şekilde sıkılaştırıldığı bir duruşa göre yapılmıştır”dedi. Yılmaz, Merkez Bankası tarafından hazırlanan “Enflasyon Raporu”nu açıkladığı basın toplantısında, orta ve uzun vadeli faizlerin mevcut düzeyi enflasyondaki düşüşe destek vermeye devam etmekle birlikte, risk priminde gözlenen artışın, fiyatlama davranışları üzerindeki etkisini yakından izlediklerini bildirdi.




Yılmaz, yıl başından bu yana YTL'nin, döviz kuru sepeti karşısında yüzde 15 civarında değer yitirdiğini hatırlatırken, temel enflasyon göstergelerinde orta vadede beklenen düşüş eğilimine rağmen, yılın ilk çeyreğinde gözlenen döviz kuru hareketlerinin kısa vadede enflasyonüzerinde yansımaları görülebileceğini ifade etti.Dünya genelinde gıda ürünleri fiyatlarındaki artışların; orta vadede kalıcı olduğuna yönelik algılamaların güçlenmesi, öngörülebilir bir gelecekte başta işlenmiş gıda fiyatları olmak üzere yurt içi gıda fiyatları üzerinde yukarı yönlü risklerin devam edeceğini gösterdiğini belirten Yılmaz, şöyle devam etti:




TAHMİNLER NEYE GÖRE GÜNCELLENDİ?”

Bu çerçevede tahminlerimizi güncellerken, gıda fiyatlarına ilişkin önceki dönemlere kıyasla daha temkinli bir varsayım yaparak 2008 yıl sonu gıda fiyat enflasyonu varsayımımızı yüzde 13 gibi oldukça temkinli bir düzeye yükseltmiş bulunmaktayız. Bu değişiklik, 2008 yılı enflasyon tahminimizin yaklaşık 1,2 puan yukarı yönde güncellenmesine neden olmuştur. Ayrıca 2009 yılında gıda fiyat enflasyonunun yüzde 8 olarak gerçekleşeceğini varsaymaktayız. Bu değişikliğin 2009 yılı enflasyon tahminimiz üzerindeki etkisi 1,1 puan olmuştur.



ENERJİ FİYATLARI, TAHMİNLERİ YÜKSELTTİ


Son dönemdeki gelişmeleri göz önüne alarak, bu tahmin döneminde, petrol fiyatlarına ilişkin varsayımlarını '105 dolara' yükselttiklerini ve buna ek olarak, elektrikte otomatik fiyatlamaya geçileceği ve elektrik tarifelerinde bu varsayımla uyumlu ayarlamaların gerçekleşeceği öngörüldüğünü bildiren Yılmaz, varsayımlardaki bu değişikliklerin, 2008 yılı enflasyon tahminlerini 0,9 puan yukarı yönlü güncellenmesine nedenolduğu gibi, 2009 yıl sonu enflasyon tahminlerini de 0,4 puanyükselttiğini söyledi.




Mevcut talep koşulları dikkate alındığında, döviz kuru gelişmelerinin genel fiyatlama davranışlarına etkilerinin sınırlı düzeylerde kalmasını beklediklerini ifade eden Yılmaz, “yine de döviz kurlarının, mevcut düzeylerde sabit kalması halinde 2008 yılı sonunda enflasyon üzerindeki doğrudan etkilerin yaklaşık 1,5-2 puan arasında gerçekleşebileceğini, 2009 yılı enflasyonu üzerindeki etkinin ise 1 puana ulaşabileceğini tahmin etmekteyiz” dedi.







Güncellenen varsayımlara göre yapılan projeksiyonlar, 2009 yılındaenerji, gıda ve hizmet fiyatlarındaki artışların enflasyon üzerindekietkisinin '5 puana' yaklaşabileceğine işaret eden Yılmaz, diğer birdeyişle, 2009 yılında enerji kalemleri dışındaki yönetilen/yönlendirilenmal fiyatlarının sabit kaldığı varsayımı altında, enflasyonun yüzde 4düzeyine düşebilmesi için; gıda, enerji ve tütün dışındaki mallarınfiyatlarında 'yüzde 3 civarında' deflasyon kaydedilmesi gerektiğinisöylediİthalat fiyatlarındaki artışlar ve enflasyondaki yapısal katılık gibiunsurların, temel mal fiyatlarında deflasyon görülmesiniengelleyeceğinin tahmin edildiğini bildiren Yılmaz, şöyle dedi:”Dolayısıyla para politikasının duruşunu sıkılaştırdığı bir senaryoaltında dahi, 2009 yılında enflasyonun yüzde 4 rakamının üzerindegerçekleşme ihtimalinin yüksek olduğu düşünülmekte.Bu koşullar altında enflasyonun; 2009 yılı sonunda yüzde 4 düzeyineinmesi için sadece ikincil etkileri değil, aynı zamanda 2008 ve 2009yıllarında devam etmesi beklenen doğrudan etkileri de bertaraf edecekbir politika tepkisi verilmesi gerekmekte. Böyle bir tepki ise iktisadifaaliyette ve göreli fiyatlarda arzu edilmeyen dalgalanmalara yolaçabilecektir. Bu nedenle, enflasyonun 2009 yılının sonunda yüzde 4'ünüzerinde gerçekleştiği bir çerçeve öngörülmekte.”-İYİMSER- KÖTÜMSER SENARYO-Enflasyon raporunda 'temel senaryonun' yanında, gıda ve enerjifiyatlarına ilişkin alternatif senaryolara göre projeksiyonlar dasunduklarını, 'kötümser senaryoda' gıda fiyat enflasyonunun “2008, 2009ve 2010 yıllarında sırasıyla yüzde 17, 11 ve 10 olarak gerçekleşeceği vepetrol fiyatlarının 2009 sonunda 150 dolara çıkacağının' varsayıldığınıbelirten Yılmaz, şunları söyledi:”Bu senaryoya göre, kısa vadeli faizlerin 2008 yılının sonuna kadarkademeli olarak artırıldığı varsayımı altında, enflasyonun yüzde 4düzeyine ulaşması dört yıl sürmektedir.'İyimser senaryoda' ise gıda fiyat enflasyonunun 2008, 2009 ve 2010yıllarında sırasıyla yüzde 9, 5 ve 4 olarak gerçekleşeceği ve petrolfiyatlarının 2009 yılının sonunda 85 dolara ineceği varsayılmaktadır. Busenaryoya göre, kısa vadeli faizlerin önümüzdeki aylarda sınırlı birmiktar artırıldığı ve sonrasında sabit tutularak 2008 yılının sonçeyreğinden itibaren kademeli olarak indirildiği varsayımı altında, 2010sonunda enflasyon yüzde 4 düzeyine ulaşmaktadır.Özetle, yukarı yönlü riskler gerçekleştiği taktirde para politikasıduruşunun daha da sıkılaştırılması, gıda ve enerji fiyatlarınınbeklenenden daha olumlu gelişmesi halinde ise enflasyonun yüzde 4düzeyine daha çabuk ulaşması öngörülmektedir.”Merkez Bankasının, enflasyondaki orta vadeli düşüşü tehdit etmediğisürece, piyasalardaki geçici dalgalanmalara politika faizleriaracılığıyla tepki vermeyeceğini, ancak genel fiyatlama davranışlarındabozulma eğilimi belirginleştiği takdirde gerekli parasal sıkılaştırmayıyapmakta tereddüt etmeyeceğini belirten Yılmaz, mevcut likiditekoşulları altında, Merkez Bankasının gerektiğinde kısa zaman içindegüçlü bir parasal sıkılaştırmaya gitme esnekliğine sahip olduğunadikkati çekti.



DAHA GEVŞEK POLİTİKA İZLENMESİ SÖZ KONUSU DEĞİL

Yüzde 4 hedefine ulaşma süresinin, bir önceki döneme kıyasla daha uzun öngörülmesinin, “Merkez Bankasının daha gevşek bir politikaizleyeceği” anlamına gelmediğini tekrar vurgulamak istediğini söyleyenYılmaz, şöyle dedi:



”Aksine yukarıda sunulan tahminler, önümüzdeki dönemde para politikasının kademeli ve ölçülü şekilde sıkılaştırdığı bir duruşa göre yapılmıştır. Para politikası olumsuz haberlere karşı, olumlu haberlerden daha duyarlı bir duruş sergileyecektir. Bu yaklaşım, fiyat istikrarını sağlama konusundaki kararlılığımızın bir göstergesi olarak algılanmalıdır. Geldiğimiz noktada, fiyat istikrarına ulaşılabilmesi için basiretli bir para politikasının gerekli olduğunu, ancak bunun tek başına yeterli olmadığını vurgulamakta fayda görüyorum.”Ayrıca uygulanan maliye politikaları ve yapısal reform sürecinin, en az para politikası kadar önem taşıdığına işaret eden Yılmaz, “Enflasyonun tek haneli rakamlara inmesinde, maliye politikalarının katkısı büyük olmuştur. Bundan sonra da fiyat istikrarına giden yolda, maliye politikalarının desteği önemli olacaktır. Özellikle mevcut konjonktürde ekonomimizin dayanıklılığını koruması için mali disiplin ve yapısal reformların devamlılığı kritik önem taşımakta” görüşünü dile getirdi.










16 yıl önce